"Türk Federasyonu’nun 18 Ocak 2015 tarihinde yapılan etkinliğine katılmış olmamı şahsen kendim, hata olarak görmüyorum" açıklamasını yapan eski Yeşiller üyesi Nebahat Güçlü ile yaşananlar ilk kez Avrupa Postası'nın haberiyle gündeme gelmişti.

21 Mart 2015 tarihinde Yeşiller Partisi'nin resmi web sitesindeki (
 http://hamburg.gruene.de/pressemitteilungen/21-03-2015/erkl%C3%A4rung-zum-ausgang-des-schiedsgerichtsverfahrens ) "Türk Federasyon'un gecesine katılmam hataydı" açıklamasına rağmen sürekli çelişkili açıklamalara yer veren Güçlü, parti içinde de sorun olmuştu.

OLAY BASINA GENİŞCE YANSIMIŞTI

Hamburg Türk Toplumu (TGH) Başkanı ve Yeşiller Partisi milletvekili adayı Nebahat Güçlü ile ilgili skandal gelişme 15 Şubat Hamburg eyalet seçimleri öncesi ve sonrası Alman basınında günlerce manşetten düşmezken, Türkçe yazılı basınca uzun süre görmezden gelindi. Haber yapanlar ise genelde, "Türk adayı kötülemeyelim" anlayışı ile objektif gazetecilkten uzak ısmarlama haberlere yer verdiler.

BAĞIMSIZ OLARAK DEVAM EDECEK

Güçlü bugün yaptığı yazılı açıklamada Eyalet Parlamentosu'nda bağımsız vekil olarak çalışmalarına devam edeceğini açıkladı.
  

İŞTE NEBAHAT GÜÇLÜ'NÜN O AÇIKLAMASI

 Güçlü’nün basına gönderdiği istifasının sebepleriyle ilgili açıklaması şu şekilde:

“Bundan 11 yıl önce Hamburg Yeşiller Partisi beni bağımsız milletvekili olarak parti meclis grubuna dahil etti ve parti içindeki bir yıllık bağımsız milletvekilliğimin ardından 2005 yılında Birlik 90/Yeşiller Partisi‘ne üye oldum. Bugün ise, 10 yıldır üyesi olduğum Birlik 90/Yeşiller Partisi’nden istifa ettiğimi resmi olarak açıklıyorum. Partiden istifamın ardında yatan sebepler ve istifa kararımın nedenleri şunlardır:

1.Hamburg Yeşiller Yönetimi, bilinçli şekilde gerek seçimler öncesinde gerek dava sürecinde kamuoyuna yanlış bilgi aktararak toplumu yanılgıya sürüklemiştir: Yeşiller Uzlaşma Mahkemesi, 21 Mart 2015 tarihli kararıyla, Yeşiller Yönetiminin hakkımdaki partiden ihraç talebini oybirliğiyle reddetmiştir. Bu karar, olaylarla ilgili ifadem ve demokratik duruşum hakkında en ufak bir şüphe bulunmadığının en açık göstergesidir. Hamburg Yeşiller Yönetimi bu karara rağmen, 21 Mart 2015 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, Uzlaşma Mahkemesi’nde Türk Federasyonu’na mesafeli bir duruşum olduğu ifadesini “ilk kez” dile getirdiğim bilgisine yer vermiştir, halbuki bu kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Konuya ilişkin duruşumu, 25 ve 27 Ocak 2015 tarihlerinde zaten açıkça belirtmiştim ve bunun ispatları da mevcuttur. Bunun ötesinde Yeşiller Yönetimi yine aynı basın açıklamasında 21 Mart’ta yapılan duruşmada hata yaptığımı “ilk kez” kabul ettiğimi iddia etmiştir ve bu da doğru değildir. Zira 25 Ocak 2015 tarihindeki görüşmemizde kendilerine, sadece Türk Federasyonu’nun 18 Ocak 2015 tarihindeki etkinliği için gelen daveti kendileriyle görüşmeden kabul ettiğimden ötürü hatalı olduğumu çok açık bir şekilde ifade etmiştim. Buna rağmen parti yönetimi, kasıtlı olarak bu ifademi çarpıtarak kamuoyuna sunmayı tercih etmiştir.

2.Bir kez daha belirtmek isterim ki,Türk Federasyonu’nun 18 Ocak 2015 tarihinde yapılan etkinliğine katılmış olmamı şahsen kendim, hata olarak görmüyorum. Herhangi bir kurum ya da kuruluşu savunma gibi düşüncem de yok.Türk Federasyonu ve ona yakın parti, kurum ya da kuruluşlara karşı mesafeli olduğumu daha önce de birçok kez açıkça dile getirdim. Bununla birlikte, daha katılımcı ve kucaklayıcı bir demokrasiye yönelik gelişmeleri de dikkate almak önemli. Türkiye’yi tanıyan birçok insan, bilim adamları ve tarihçilerin (hepsi de Sol çevreden) yazdığı raporlar da sözkonusu kurum ve ona yakın kuruluşların artık ‘aşırı sağcı’ olarak adlandırılamayacağını açıkça ifade ediyorlar. Partiden ihraç edebilmek için böyle bir konuyu bahane eden bir parti yönetimi, benim gözümde objektif politik bir değerlendirme yapmak yerine daha çok kamuoyu algısıyla karar almak suretiyle demokrasi anlayışını tamamen yitirmiştir ve sadece imaj politikası yürütmektedir.

Hamburg Yeşiller Yönetiminin 20.03.2015 tarihli yazılı ifadesinden bir alıntıda bu husus maalesef açıkça ifade edilmiştir, S.9: “Der Antragsteller vertritt daher die Auffassung, dass es überhaupt nicht darauf ankommt, wie nun die derzeitige Ausrichtung der MHP tatsächlich ist, sondern darauf, wie diese in der Öffentlichkeit wahrgenommen wird.”

3.Hamburg Yeşiller Yönetimi, kendisinden farklı düşünenlerle eleştirel ve geliştirici diyaloglara girmeyi reddetmektedir ve bu şekilde de birçok insanı ideolojik hesaplar içinde olan marjinal kesimlerin ellerine bırakmaktadır. Son dönemlerde burada doğup büyüyen 60’ın üzerinde genç, Hamburg’dan Suriye’ye gitti. Hamburg Yeşiller Yönetimi, niçin gençlerimizin radikal zihniyetlerin tuzağına düştüğü ve onları bu tehlikelerden, giderek artan radikalizm sorunundan en etkin şekilde nasıl koruyabileceğimiz sorularıyla maalesef ilgilenmemektedir.

4.Hamburg Yeşiller Yönetimi, 7.01.2015 tarihinde Hamburg 1 TV kanalının ‘Nachgefragt” başlıklı programında, insanları argümanlarla demokrasiye yeniden kazandırmaktan başka alternatifimiz olmadığını ve bu nedenle de Pegida yanlılarıyla eleştirel diyalog arayışında olmamız gerektiğini açıkladığımı biliyordu. Bu tutum, kesinlikle mantığım ve vicdanımın da kabul ettiği bir duruştur. Yeşiller Yönetimi benim bu duruşumu biliyordu ve ilginçtir ki bu hiçbir zaman tartışma konusu bile olmadı.

5.Bir parti yönetiminin üyelerine ve milletvekillerine karşı yardımcı olmak gibi bir sorumluluğu da vardır. Yeşiller Yönetimi bu sorumluluğunu yerine getirmek yerine kasıtlı olarak, kendimi recmedilmiş gibi hissetmemi sağlayan bir duruma getirilmemde etkin rol oynamıştır.(Almanca olan bölüm ...)

6.Parti yönetiminden acil ricalarıma rağmen benim için çok zor olan bu durumda benimle konuşmak için zaman ayırmadılar. Tam aksine parti yönetimi, dinlemeden, siyasi bir değerlendirme ve kendi araştırmalarını yapmadan, uzun zamandır üyeleri ve milletvekilleri olan bir kişi hakkında ihraç kararı aldığı gibi, seçilirsem koltuğumu kabul etmeyeceğime dair imza isteyerek bana baskı da yaptılar. Eyalet parti yönetiminin bu davranışı, Yeşillere yakın olan Der Paritätischen Wohlfahrtsverband Hamburg’daki işimi de olumsuz yönden etkiledi. Bunun sonucu ise kurumda 4 yıldan beri başarılı çalışmalarıma rağmen, işten çıkarılmam oldu. Tamamen şeffaflık ve eleştiri kültürüne açık bir duruş sergileyen bir partinin eyalet yönetiminin, üzerinde düşünmeye bile lüzum görmeden her türlü diyalog ve iletişimi reddetmesinin, kendilerinin realiteden tamamen uzaklaştıkları gerçeğinden başka bir izahı bulunmamaktadır. Yeşiller yönetiminin bu şekilde davranmasının asıl sebebi, bu durumu uzun yıllardan beri kendilerine karşı eleştirel yaklaşan bir rakip olarak gördükleri bir adayın ortadan kaldırılması için bir fırsat olarak görmeleri olabilir.

Parti içinde çok değerli insanlar tanıma fırsatı buldum ama birçoğu zaman içinde partiden ayrıldılar. Artık parti içinde eleştiriyle yaklaşanlara da yer olduğu konusundaki ümidimi yitirmiş bulunuyorum. Demokrasi anlayışım çerçevesinde bundan sonra da demokratik ve katılımcı değerleri temel alan, şiddetten her yönüyle uzak kurum ve kuruluşlarla eleştirel diyaloglarımı sürdürerek demokratikleşme sürecini desteklemeye devam edeceğim.

Vicdanımın kabul etmediği bir şeyi yapmak yerine Yeşiller/Birlik 90 Partisi’nden istifa etmeyi daha uygun görüyorum. Artık karşılıklı güven ilişkisine dayalı ortak çalışmalar yapabileceğimize olan inancımı yitirmiş bulunuyorum. Bu nedenle, seçmenlerin bana verdiği bu görevi artık herhangi bir parti veya fraksiyona bağlı olmasızın bağımsız milletvekili olarak, daha önce yapmış olduğum gibi kararlılıkla, inançla ve özgür vicdanıma uygun şekilde Mecliste sürdüreceğimi, başta bana güvenerek oy veren seçmenlerim olmak üzere kamuoyunun bilgisine sunarım.

Saygılarımla

Nebahat Güçlü
Hamburg Eyalet Milletvekili

1 Nisan 2015, Hamburg