Almanya’da "TKP/ML üyesi olmak” iddiasıyla tutuklu Deniz Pektaş'ın, 17.03.2017 Cuma günü Münih'te görülen duruşması sonrası içinde bulunduğu polis aracının trafik kazası geçirdiği ve kaza sırasında kafasından yaralanan Pektaş'ın ancak ertesi gün doktora sevk edildiği aktarıldı.

Tutuklu yakınlarının iddiasına göre, skandal uygulamaların yaşandığı Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde daha önce de TKP/ML davası sanıkları, duruşma salonuna ayaklarına vurulmuş prangayla getirilmek istenmiş ve buna karşı direnen tutukluların darp edildiği ileri sürülmüştü. Öte yandan tutukluların mahkemede Türkçe savunma yapmaları engellenmek istenerek, mahkeme heyetince “Burası Almanya. Almanca konuşacaksınız” denilmişti. 

POLİS ARACI KAZA YAPTI: YARALI PEKTAŞ DOKTORA GÖTÜRÜLMEDİ

Kamuoyunda TKP/ML davası olarakta tanımlanan 10 ATİK ( Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) yöneticisi ve üyesinin iki yıldır yargılandığı Münih davasında, 17.03.2017 Cuma günü görülen duruşma sonrası hapishaneye götürülürken içinde bulundugu polis aracının trafik kazası yapması sonucu, kafası cama çarparak fenalık geçiren Deniz Pektaş'ın, olaydan sonra doktor yerine hapishaneye götürüldüğü açıklandı.

Skandal olay sonrası dün 48. duruşması yapılan Münih TKP/ML davasında konuyu gündeme taşıyan ve mahkemeye suç duyurusunda bulunan Deniz Pektaş, 5,5 saat camsız ve havasız açık tuvaleti olan lağım kokulu bir hücrede bekletildiğini, yoğun ısrar ve itirazına rağmen ancak ertesi gün doktora götürüldüğüne yer verdi.

TUTUKLU DENİZ PEKTAŞ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

İşte Alman mahkemelerinin tarafsız olmadığını ileri süren ve "mahkemelerinizi tanımıyoruz" diyen Pektaş'ın açıklamasından dikkat çeken satır başları: 

"Alman hapishanelerinde sistematik olarak uygulanan tecrit, kitap ve dergi kısıtlaması, TV yasağı, Hücrelerin Köpeklerle aranması, Tutuklulara yönelik hakaret edici baskı ve davranışlar İşkencenin çeşitli biçimleridir. Ben trafik kazası geçiren polis aracından sonra hastahaneye götürülmek yerine kapalı, camsız ve havasız bir hücrede 5,5 saat tutularak insanlık dışı kötü bir muameleye maruz kaldım.Yüksek tansiyon ilaçlarım verilmedi, aksine sürekli kaldığım hücreye değil başka camsız ve havasız açık tuvalet olan lağım kokulu bir hücrede tutuldum. Bu yapılanda insan yaşamına önem vermeyen faşist bir uygulamadır. Alman hapishanelerinde yapılan tüm baskıcı uygulamalar, Demokrasi havariliği yapan Alman Emperyalist sisteminin baskıcı devletinin politiklarıdır. Sadece gardiyan ve polis hatası olarak gösterilemez. Emperyalist kapitalist sömürü sistemlerinin mücadele eden halklara, devrimcilere ve komünistlere karşı uyguladıkları faşist zulmün Almanya'daki uygulanış biçimidir. Bu anlamıyla Alman Devletinin Sistematik işkence politikasını buradan kamuoyuna ve Yargıç heyetine duyuruyorum. ”