Önce sırf milletvekili seçilebilmek için partisi Yeşiller’in ve başında bulunduğu Hamburg Türk Toplumu’nun siyasal programını ve dünya görüşünü hiçe sayarak aşırı sağcı ve ırkçı bir kuruluşun “Şölen”ine katılıyor.

Yaptığı tepkiyle karşılanıyor. Bu sefer kendisini temize çıkarmak için saflık numarası yapıyor: “Onların aşırı sağcı ve ırkçı olduğunu bilmiyordum” diyor. ( Bir göçmen Türk kuruluşunun başında, ama Türkiyeli siyasal kurumları tanımıyor!? Tuhaflığa bakın ki, seçim çalışmalarını bu “tanımadığı" çevre ile yürütüyor.)  

Açıklama Partisi ve kamuoyunu tatmin etmedi. Nebahat Güçlü bu sefer farklı bir yola başvuruyor. “Tanımadığı” bu kuruluş hakkında kamuoyunda var olan görüş ve düşünceleri değiştirmeye soyunur. MHP’nin aşırı sağcı ve ırkçı olmadığını kanıtlamaya çalışıyor.



Tarih karşısında suçlu bir partiyi aklamaya çalışıyor. Bu partinin gerek yaptığı, gerekse katıldığı cinayet ve katliamları örtbas etmenin yollarını arıyor. MHP’nin yaptığı katliamlara, cinayetlere, ayrımcılığa uğramış milyonların acısını sırf kendisini kurtarmak için tarihi bilinci silerek unutturmaya, yok saymaya kalkıyor.

HIRSIN ESİRİ OLMAK YA DA GÖZÜ DÖNMÜŞLÜK?



Nebahat Güçlü, milletvekili olabilmek için her yolu mübah görüyor. İnsanları ve kamu oyunu yanıltmaktan çekinmiyor. Son olarak MHP için “temiz raporları" hazırlatıyor. Ama burada “rapor”ları hazırlayan insanları bile kullanmaktan geri durmuyor. Görüşlerine baş vurduğu kişileri kamuoyuna “bilirkişi” olarak göstererek,  olmadıkları halde onlara “bilirkişilik" gibi toplumda güven ve adalet ölçüsünü temsil eden bir etiket yapıştırıyor. Bununla kamuoyu, insan hakları savunucuları ve siyasal partileri aldatma yoluna gidiyor. Bu “raporların" içeriği, bilimselliği, içsel bütünlüğü ayrı bir tartışma konusu. Ama Güçlü, görüşünü aldığı bu insanları da kendi çıkarları için saptırmaktan geri durmuyor.

Nebahat Güçlü’nin bu konuda istismar ettiği kişilerden biri de Profesör Taner Akçam. Taner Akçam’ı kamuoyuna “MHP bilirkişisi” olarak sunuyor.

TANER AKÇAM MHP BİLİRKİŞİSİ Mİ?



Şu soru önemli: Nebahat Güçlü’nun “MHP raporu” hazırlattığı kişi veya kişiler gerçekten MHP konusunda uzman kişiler mi?  Bir konuda bilirkişi olmanın özgün yanları vardır. Her kişi her konuda bilir kişi olamaz. Bir kişinin bir konuda bilirkişi olabilmesi için bazı özeliklere sahip olması gereklidir. Bir sefer tarafsız olmalı. Yanı sıra Türk Hukuk Sitesi’nin internet sayfasında belirtildiği gibi “
… bir davada (olayda b.a.) çözümü (halli) mahkeme tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren (boltlar bize ait)özellikte biri olmayı gerektirir.

 Biz de bu durumdan hareketle “raporu" hazırlayanlardan biri olarak gösterilen Taner Akçam’a MHP hakkında bilirkişi ünvanı olup olmadığını sorduk. Taner Akçam’ın verdiği yanıt şöyle: Benden konuya ilişkin fikrim soruldu, ben de fikrimi yazdım.” Yani Akçam’ın MHP hakkında bilirkişi olduğu iddiası yok. Kendisinin “fikirleri”nin bir bilirkişi raporu olarak sunulacağından da habersiz Akçam.

O zaman Nebahat Güçlü neden görüşlerini sorduğu Taner Akçam’ı MHP hakkında “bilirkişi” olarak gösteriyor? İki nedenle: kamuoyu üzerinde daha inandırıcı olabilmek ve Türkiye’de belirli politik çevreye iyi görünmek, bu alana gelecek için yatırım yapmak.

KAMUOYUNA KARŞI SORUMLULUK

“Fikrim budur, soran olursa söylerim. Kimseden izin almam gerekmiyor” diyen Akçam, belirttiklerinin düşüncelerini açıklama kapsamında olduğunu, Nebahat Güçlü’nün sunduğu gibi bir “rapor” olmadığını açıklıyor. Bu açıklamasıyla da Nebahat Güçlü’nün “bilirkişi” yakıştırmasını yalanlamış oluyor.

Taner Akçam’ın MHP hakkında “fikirleri” tartışılır. Bu ayrı bir konudur. Biz Taner Akçam’ın “fikirlerini” yarın kamuoyu ile paylaşacağız. Kabul edenler olur, karşı çıkanlar. Sonuçta bir görüş ve yaklaşım sorunudur Akçam’ın yaptığı. İkna olur olmaz, kendisi tartışmaya girer girmez. Bu kendi tercihidir. Akçam’ın “fikirleri” belki farklı platformlarda tartışılacak belki bazı kurum ve kuruluşlar görüş açıklama yoluna gideceklerdir. Bir gazete olarak bu gelişmeleri haber boyutunda takip etmek bizim görevimiz. Ama ideolojik bir tartışma bizi aşar.

Bütün bu gelişmelerden sonra Nebahat Güçlü hiç bir şey olmamış gibi sessiz kalamaz. Çünkü halkı ve kamuoyunu aldatma yoluna gitmiştir. Yalan ve aldatmalarla politika yapılamaz. Halk kandırılamaz. Nebahat Güçlü’nün milletvekili seçilmiş olması sorunun üstünü örtmez aksine daha da güncel ve önemli kılmaktadır.

AKÇAM’IN SORUMLULUĞU

İşin bir başka boyutu daha var. Adı “MHP hakkında bilirkişi”ye çıkan Akçam, durumdan bizim tarafımızdan haberdar edilmesine karşın sessizliğini koruyor. Böyle bir şeye alet edilmiş olmasına karşın, Akçam’ın sessiz kalması kamuoyunda kafa karışıklığına yol açmaktadır. Akçam sustukça arada dolaşan “para karşılığında Akçam’a rapor hazırlattı” söylentileri daha fazla yayılacak.

Kamuoyu Taner Akçam’dan da sorumluluğunu yerine getirmesini bekliyor. Kamuoyuna sunulan “rapor mu", “fikir mi"? Taner Akçam MHP konusunda “bilirkişi” statüsünde mi, değil mi?