Salon Fransız ve Türkiye kökenli davetlilerle tıklım, tıklım doldu. Bir gün önce Strasburg Belediyesi Başkan Yardımcısı Nawel Rafik-Elmrini tarafından gazeteci Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar’a tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için fahri hemşeriliği simgeleyen onur madalyası verildi.

Strasburg Belediyesi “Desteğimiz sonsuz, devam edecek, hepimiz arkanızdayız” mesajı verildi. Belediye Başkanı Roland Ries geçtiğimiz hafta başında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na mektup yazarak Türkiye’de basın özgürlüğünün dikkate alınması ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmalarını istemişti. Dayanışma programına Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, oğlu Ege Dündar, gazeteciler Ayşenur Arslan, Nilgün Cerrahoğlu, yönetmen Mustafa Altıoklar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Avrupa Temsilcisi Johann Bihr, Strasbourg Basın Klübü Başkanı Françoise Schöller, Fransız Gazetecilerle beraber çok sayıda seçkin davetli bulundu.



Programı sunan sinemanın yöneticisi Faruk Günaltay misafirlerini tanıtıp konuşmaları tercüme etti. Yönetici  Günaltay “Tutuklu gazeteciler için özgürlük istiyoruz dayanışmamız devam edecek. Sevgili Can Dündar’a 17 Kasım 2015 tarihinde bu salonda RSF tarafından 2015 yılın özgürlük ödülü verilmişti. Türkiye’ye döndü yaptığı haberden dolayı, casusluk suçuyla tutuklandı” diye konuştu. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de Türkiye’de tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istediğini söyledi.

“Sorunun anahtarı basından geçer, herkes basını desteklemeli”

Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar konuşmasında “Türkiye ve biz bu adaletsizlikleri hak etmiyoruz. Bizler evrensel değerlerde birleşmemiz için hep birlikte haksızlıklara, adaletsizliğe karşı dayanışma içinde olmalıyız. Bu dayanışma geceleri çok önemli. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Salı günü Silivri’de Can ile buluşacağım ve kendisine bu güzel geceyi anlatacağım. Salonun dolu olduğu ve herkesin yanımızda olduğunu desteklediğini söyleyeceğim” dedi. Oğlu Ege Dündar ise babasının Silivri Cezaevinden yazdığı mektubu okudu:

“Odyssee sinemasında belgeselimi izlediniz. Sizlere Silivri Toplama Kampından sesleniyorum size. Yaptığımız haber iktidarı ne kadar rahatsız ettiyse hukuku ayaklar altına alma ve rezil olma pahasına intikam peşine düştüler ve suçluları değil suçu teşhis edenleri tutukladılar. Ama örtbas etmek ettikleri tersi oldu bu suçu dünya duydu... Bu baskı dönemini atlatarak yine belgesellerimizle yine karşınızda olacağız. Silivri’den herkese selam sevgiler”

Ege Dündar,  “Yaşanan sorunların anahtarı basından geçer sade Cumhuriyet Gazetesi değil herkes bütün basına destek olmalı” diye konuştu.

Avrupa’da Umut Nöbeti tutun

Gazeteci Ayşenur Arslan “İzlediğim görüntülerden, çok sarsıldım, etkilendim. İçinde yer aldığım halde sanki başka, çok yabancı bir ülkeden trajedi izler gibi geldi. Avrupa’daki meslektaşlarım aynı Türkiye’de gazeteci Mete Akyol’un Silivri cezaevi önünde başlattığı gibi ‘Umut Nöbeti’ tutsunlar. Dayanışma Avrupa’da devam etsin. Umut Nöbeti Konsolosluk, Büyükelçilik binaları önünde pasif, barışçı bir şekilde yapılabilir” dedi.

RSF temsilcisi Johann Bihr ve Strasburg Basın Kulübü başkanı Françoise Schöller konuşmalarında Türkiye’de basına yapılan ağır baskı ve şiddetten kaygı duyduklarını belirttiler. Özellikle Doğan Medya Grubu ve Hürriyet Gazetesine yapılan suçlamaların, baskının şiddete dönmesinden endişe duyduklarını yinelediler. Türkiye’nin basın özgürlüğünde karnesinin çok zayıf olduğu dünya sıralamasında 149. sıraya düştüğü son bir yıl içinde 900 kişinin aralarında çok sayıda gazetecinin tutuklandığını söylediler. RSF temsilcisi Johann Bihr, “Kabul edilebilir bir durum değil. Türkiye bu tutumuyla komşu ülkelerle gerilim yaşıyor. RSF internet sitesinde 27 Kasım tarihinde imza kampanyası başlattık bugüne kadar 15 bin imza toplandı. Herkesin bu imza kampanyasına katılmasını istiyorum’ dedi.

Cumhuriyet Gazetesinin İtalya temsilcisi Nilgün Cerrahoğlu ise “insan belgeseli izleyince bir ülkede siyasi iktidar bunun altında kalır, oysa böyle bir şey yaşanmadı. Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü sıfırlandı. Roma’da Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’la konuştuk. Yazar Orhan Pamuk’ta basının kıskaç altında olduğunu söyledi. Türkiye’de iktidarı eleştirilenler susturulmak isteniyor” dedi.

Gazeteci Can Dündar’ın yolsuzluk ve rüşvet olaylarını anlatan ‘Erdoğan’ın En Uzun Günü’ belgeseliyle birlikte Can Dündar ve Erdem Gül’ün yazdığı haberler, sosyal paylaşım sitesi ‘Twitter’ mesajları, tehdit ve tutuklanan gazetecilerin mesajlarını içeren Cumhuriyet klibi alkışlarla izlendi. Salonda İzleyenler “hepimiz Cumhuriyetiz” diye slogan atarak, gazetecilerin özgürlüğüne kavuşmasını istedi.