Sol Parti Meclis Grubu’nun Alman hükümetine Gülen Cemaati ile Almanya ilişkilerine yanıt bulmak için verdiği 22 maddeden oluşan soru önergesine Alman hükümeti yanıt verdi.

Sol Parti Milletvekili ve partinin Meclis Grubu İçişleri Komisyonu Sözcüsü Ulla Jelpke, “Gülen Cemaati ile Alman hükümeti yakın zamanda herhangi bir kooperasyon içinde oldu mu?” sorusuna hükümetin “İstihbaratı tehlikeye düşürecek sorulara yanıt verilmez” şeklindeki cevabını eleştirerek “Bu cevap Alman hükümetinin Gülen Cemaati ile ilişkide olduğunun bir kanıtıdır. Alman Dış İstihbarat Servisi’nin Gülen Cemaati ile ne gibi istihbarat çalışmalarında bulunduğuna yanıt verilmekten kaçınılmıştır. Gülen Cemaati eğer Türkiye’de güç elde etseydi durum Erdoğan rejiminden farklı olmazdı. Gülen Cemaati demokratik bir alternatif olamazdı” dedi.

SOL PARTİ: GÜLENCİLER 15 TEMMUZ'UN BAŞ AKTÖRLERİNDEN BİRİDİR

Sol Parti’nin önergesinde Türkiye’nin Gülen Cemaati’ni 15 Temmuz darbe girişiminin baş aktörlerinden biri olarak gösterdiği ve darbe girişiminin ardından getirilen OHAL kararları ile çok sayıda Gülen Cemaati üyesinin işten atılarak görevlerine son verildiğine dikkat çekildi.

Önergede ayrıca Gülen Cemaati’nin 2013 yılına kadar AKP hükümetini desteklediği vurgulanırken, özellikle polis, güvenlik ve yargıda söz sahibi oldukları, AKP karşıtı muhalefetin sahte belgelerle soruşturulması ve tutuklanmalarında etkili olduklarına dikkat çekildi. Önergede ayrıca Gülen Cemaati’nin yayın organları ile Türkiye’de politik nüfuz sağlamaya çalıştıkları bilgisine de yer verildi.

"ZEKERİYA ÖZ VE CELAL KARA ALMANYA'DA"

Sol Parti Meclis Grubu'nun Alman hükümetinin yanıtlaması istemiyle verdiği önergede 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra çok sayıda Gülen Cemaati mensubunun Almanya’ya kaçtığı belirtilirken firari savcılardan Zekeriya Öz ile Celal Kara’nın Almanya’da olduğunun tahmin edildiği bilgisine yer verildi.

Önergede Gülen Cemaati mensuplarının Almanya’da da AKP hükümeti tarafından takip edildikleri, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı camilerin Gülen mensubu üyelerinin Ankara’ya ihbar edildiği ve MİT aracılığıyla 80 cemaat üyesinin (18 farklı ülkeden) Türkiye’ye götürüldükleri belirtildi.

BAZI SORULAR YANITSIZ BIRAKILDI

Alman hükümeti önergede yer verilen soruların bir kısmını yanıtlarken bazı soruların yanıtını Alman hükümetinin güvenliğini ilgilendirdiği gerekçesiyle yanıtlamadı. “Gülen Cemaati mensubuna ait kaç kişinin Türkiye’de tutuklandığı konusunda Alman hükümetinin bilgisi var mı?” sorusuna hükümetin verdiği yanıt şöyle:

"Alman hükümetinin elindeki bilgilere göre 15 Temmuz 2016 yılından bu yana 117 bin 452 Gülen Cemaati mensubu gözaltına alındı, 53 bin 412 kişi hakkında da tutuklanma kararı verildi. 2018 yılına ait basında yer alan haberlere göre darbe girişimi ile bağlantılı 34 bin 926 hakkında tutuklama kararı verildi."

“Gülen Cemaati mensupları hangi suçlamayla tutuklanmakta, gözaltına alınmakta ya da haklarında soruşturma açılmaktadır? yönündeki soruya verilen yanıtta ise “Şu ana kadar Alman hükümetinin elinde bu yönde somut bilgiler olmamakla birlikte resmi bilgilere göre cemaat üyesi olmak, ByLock kullanmak, Bank Asya’da hesap numarasının olması ya da Zaman gazetesine abone olmak gibi nedenlerden dolayı Gülen Cemaati ile söz konusu kişilerin bağlantısı olduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma açıldığı tahmin edilmektedir” denildi.

“Gülen Cemaati’ne dönük uygulamalar göz önüne alındığında hukuk devleti standartları bakımından Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu Alman hükümeti nasıl değerlendiriyor?” şeklindeki soruya ise Alman hükümeti "5 Temmuz 2016 yılından beri Türkiye’deki hukuk devletinin durumunu Alman hükümeti olumsuz gelişmeler olarak değerlendirmektedir" yanıtını verdi.

“Alman hükümetinin kaç Gülen mensubunun yargıdan, emniyetten, ya da kamu görevinden ihraç edildiğine, işten çıkarıldığına dair bilgisi var mı?” sorusuna da yanıt veren hükümet, "Alman hükümetine ulaşan bilgilere göre 127 bin 418 Gülen Cemaati mensubu kamu görevinden ihraç edildi. Bunlardan 3 bin 662’sı tekrar görevine iade edildi" dedi.

Hükümetin kendilerine ulaşan bilgiler üzerinden verdiği diğer yanıtlar şöyle:

"4 bin 187 hakim, 6 bin 186 savcı Gülen Cemaati ile bağlantısı olmaktan görevinden ihraç edildi. 538 hakim ve savcı tekrar görevlerine iade edildi. 12 bin 108 asker ordudan atıldı, 344 asker görevine iade edildi. Eğitim alanında 27 bin 424 eğitimci özel okullardan ihraç edildi. 33 bin 25 öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı görevli atıldı, 12 bin 620 akademisyen ve Yüksek Öğrenim’de idare bölümünde çalışanlar ihraç edildi. 134’ü görevine tekrar iade edildiler."

“Türkiye’de Gülen Cemaati bağlantılı kaç okul, kurum kapatıldı? Ya da eğitim kurumlarının faaliyetleri yasaklandı? Alman hükümeti bu konuda ne biliyor?” sorusuna ise şöyle yanıt verildi:

"Somut bilgiler 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonrasına aittir. Alman hükümetinin elindeki bilgiye göre Gülen Cemaati ile bağlantısı olduğu düşünülen 5 bin 93 özel okul kapatıldı. Bunlardan 2 bin 384’ü eğitim kurumu ve özel yurtları, 709’u dershaneyi, 15 üniversiteyi kapsamaktadır."

Alman hükümetine Gülen Cemaati ile birlikte çalışan farklı cemaatlerin durumu da soruldu. “Daha önce Gülen Cemaati ile birlikte çalıştıkları tahmin edilen Menzil, İsmail Ağa tarikatı, Süleymancıların eğitim faaliyetleri konusunda Alman hükümeti ne biliyor?” şeklindeki soruya Alman hükümeti şu yanıtı verdi:

"Kapatılan bir çok eğitim kurumu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Birçok cemaat yurdu devlet yurtlarına bağlandı. Kurumların, yurtların bir kısmını da diğer dini kurum ve örgütler devraldı."

“Federal Haberalma Servisi Başkanı (BND) Bruno Kalh 2017 yılında, Spigel’in ‘Gülen yapılanmasını İslamcı ya da terörist diye tanıyabilir miyiz?’ şeklindeki sorusuna Gülen yapılanması dini ve seküler eğitim için bir araya gelmiş sivil bir oluşumdur’ şeklinde yanıt vermiştir. Alman hükümeti Gülen Cemaati konusunda bu şekilde mi düşünüyor?” sorusuna ilişkin; “Bu konudaki cevap Haziran 2018 yılında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yanıtlanmıştır” denildi.

“Almanya’dan FETÖ suçlamasıyla kaç kişi Türkiye’de gözaltına alındı ya da tutuklandı?” sorusuna hükümet "Şu ana kadar Almanya’dan beş kişi FETÖ örgütü üyesi suçlamasıyla tutuklandı. Bunlardan sadece üçü Alman vatandaşı, diğer ikisi ise çifte vatandaş statüsüne sahiptir" derken “15 Temmuz’un Gülen Cemaati tarafından gerçekleştirildiğine dair Türkiye Alman hükümetine hangi dokümanları verdi? Hangi formda Alman hükümeti Türk hükümeti ile askeri darbe girişimi meselesi konusunda kooperasyon içinde olmuştur?” sorusuna ise şöyle anıtladı:          

"Resmi görüşmelerde Türk hükümeti askeri darbe girişimine Gülen Cemaati’nin katıldığı konusundaki temsiliyetini sözlü olarak sürekli tekrarlamışlardır. 2016 yılında askeri darbe girişiminden sonra Türk hükümeti Alman güvenlik birimlerinden Almanya’da bulunan cemaat mensubu kişilere karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiğini talep etti. Alman Kriminal Dairelerinde Gülen Cemaati’nin askeri darbede rol oynadıklarına dair herhangi somut belge, kanıt ve içerik bulunmamaktadır."

MİT ALMANYA’YA DOSYA SUNMUŞ

Alman hükümeti önergeye cevabında Şubat 2017 yılında MİT’in Almanya’ya Gülen Cemaati mensubu kişi ve kurumları içeren bir dosya sunulduğunu itiraf etti.

“Firari savcılardan Türkiye tarafından aranan Zekeriya Öz, Celal Kara ve Fetullah Gülen’in sağ kolu olduğu belirtilen Adil Öksüz’ün Almanya’da bulunduğu ve geçici oturum statüsü aldığı konusunda Alman hükümeti ne biliyor?” şeklindeki soruyu yanıtlayan hükümet, “Alman hükümeti ilkesel olarak bu yöndeki sorulara yanıt vermemektedir. Ceza hukuku, uluslararası kooperasyon ve hukuk devleti ilkesi çerçevesince Alman hükümeti ilkesel ve genel olarak bu konularda görüş bildirmemektedir” ğvrüşüne yer verdi.

Hükümet Almanya'daki Gülen Cemaati'ne yakın kurumlara ilişkin sorularla da muhatap oldu. “Diyalog ve Eğitim Vakfı, Almanya İşadamları Derneği, Stockholm Özgürlükler Merkezi gibi Gülen Cemaati’ne yakın kuruluşlarla 2017 yılında Alman hükümeti hangi çerçevede ilişki kurdu?” sorusuna Alman hükümeti “Diyalog ve Eğitim, İşadamları Derneği gibi kuruluşlarla söz konusu tarihler içerisinde Alman hükümetinin yetkilileri bir konuşma gerçekleştirmiştir. Yukarda geçen diğer kurumlarla işe herhangi bir kontakta bulunulmamıştır” denildi.

“Stockholm Özgürlükler Merkezi’nin başında olan Abdullah Bozkurt, Gülen Cemaati’ne mensup kişilerin Almanya’da ve Avrupa’da MİT tarafından suikast planının önlendiğini iddia etmişti. Bu konuda Alman hükümeti ne biliyor?” şeklindeki soruya ise “Alman hükümeti bu konuda herhangi bir bilgiye sahip değildir” yanıtı verildi.

"YARGI VE HUKUK SİSTEMİ TEHDİT ALTINDA"

Sol Parti Federal Milletvekili ve Meclis Grubu İçişleri politikası Sözcüsü Ulla Jelpke konu ile ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’deki yargı ve hukuk sisteminin tehdit altında olduğunu belirterek, “Gülen Cemaati’ne mensup 120 bin kişi tutuklanmıştır. Bu sayı da Türkiye’deki hukuk sisteminin ne kadar içler acısı olduğunu göstermektedir” dedi.

Öte yandan Türkiye ve Ortadoğu uzmanı gazeteci Dr. Nick Brauns, Alman hükümetinin Sol Parti Meclis Grubu’nun Gülen konusunda hazırladığı sorulara cevabını şu şekilde değerlendirdi:

"Cevaplar Alman hükümetinin Gülen Cemaati’ne bakış açısının değişmediğini gösteriyor. Alman hükümeti bir taraftan Erdoğan hükümetini kızdırmak istemiyor, diğer taraftan Gülen Cemaati’ni koruyor. Türkiye’nin geleceğinde Alman hükümeti Gülen Cemaati’nin itici bir güç olacağına inanıyor. Gülen Cemaati’ni rezerve altında tutmak istiyor."

Süheyla Kaplan