Seçim kampanyası boyunca yapılan Türkiye tartışmalarının içeriğini oldukça zayıf bulduğunu söyleyen Brakel, "Türkiye tartışmaları bir hayli popülist bir çizgiye kayıyor çünkü gündeme getirilen Türkiye ile AB müzakerelerinin durdurulması gibi bir seçim vaadinin tek sebebi seçim kampanyasında iyi yankı buluyor olması, seçmenlerin hoşuna gidiyor olması. Gayet tabii ki bu talep gündeme getirilebilir, tartışılabilir. Ama durup dururken seçim kampanyasında işe yarayacağını düşünerek gündeme getirilmesini doğru bulmuyorum” şeklinde konuştu. 

Kristian Brakel

Türkiye’de hem iç politikada yaşanan gelişmeler hem de Türk dış politikası nedeniyle, Almanya ile gerilimin süreceğini düşündüğünü ifade eden Brakel, “Almanya seçimlerinde Türkiye konusu popülist bir yaklaşımla ele alınıyor olabilir ama Türk siyasetçilerinin seçimlerden sonra gerilimin azalacağı beklentisi gerçekten saçma” dedi.

Türkiye ile gerilime yol açan konularda Almanya’da partiler üstü bir mutabakat olduğunun altını çizen Brakel, “Türkiye içeride baskıcı politikalarından vazgeçmediği, Alman vatandaşlarını serbest bırakmadığı sürece Almanya’nın tavrında bir değişiklik olmayacaktır” görüşünü kaydetti.

Almanya’nın Türkiye’yi artık bir ortak olarak görmediği yönündeki yorumları değerlendiren Brakel, şöyle konuştu:

"Bu her iki taraf için de geçerli. Her iki tarafın birbirini güvenilir bulmadıkları alanlar var ama gerekli olduğu düşünülen ortaklık bağlamında bir diyalog korunuyor. Karşılıklı güven pek çok alanda darbe almış durumda, kolay kolay yeniden inşa edilecek gibi de görünmüyor.”

Almanya'da Federal Meclis seçimleri 24 Eylül Pazar günü yapılacak. Sandıktan Başbakan Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin bir kez daha zaferle çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.