Paris Savcılığı nihai iddianamesini 9 Temmuz günü verdi. 

Paris Savcılığı, 9 Ocak 2013'te Paris'te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in öldürüldüğü cinayetle ilgili zanlı Ömer Güney hakkında dava açılmasını istedi.


Savcılık 2,5 yıllık soruşturmanın ardından 70 sayfalık iddianame hazırlamasının yanı sıra Ömer Güney'in MİT üst düzey yöneticisi K.T. ile irtibatlı olduğu, ancak Ankara'nın bu şahısla ilgili bilgi talebine cevap vermediğini belirtti.

İddianamede MİT ile ilgili kısım “Çok sayıda kanıt MİT'in, suikastın hazırlanmasında ve işlenmesinde dahli olduğu şüphesini güçlendiriyor. Ömer Güney'in casusluk faaliyeti yürüttüğü ve Türkiye'de gizli şekilde irtibat kurduğu çok sayıda ajan olduğu tespit edildi" ifadeleriyle belirtildi.

Le Monde gazetesi ve mizah gazetesi Le Canard Enchaîné'ye göre, savcı katil zanlısı Ömer Güney'in ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istedi. Ömer Güney, terörist bir örgütle ilişki içerisinde cinayet işlemekle suçlanıyor. 

İddianamenin bir kopyasına erişim sağlayan Le Monde'a göre 70 sayfayı aşkın iddianame benzersiz bir eseri oluşturuyor. Fransız adaleti Türk istihbarat teşkilatı MİT'in Fransa'da işlenen siyasi bir cinayete karışma olasılığından bahsediyor. 

İşlenen bu suça azmettirenler kesin bir şekilde tespit edilemediği gerekçesiyle savcılık MİT'in olaya ne düzeyde karıştığı konusunda ihtiyatlı duruyor. Derin devlet içerisindeki ayrılıklara da işaret eden soruşturma, barış sürecine muhalefet eden grupların bir darbesi olma ihtimalini de masada tutuyor. 

Savcılık iddianamede, "Prosedürdeki çok sayıda unsur, cinayetlerin kışkırtılması ve hazırlığında MİT'in karıştığı şüphesine yol açıyor" dedi. Katil zanlısı Ömer Güney'in casusluk yaptığı tespitli olarak iddianamede yer alırken, zanlının Türkiye'deki birey veya bireylerle gizli görüşmeler yaptığına dikkat çekiliyor. 

Ancak MİT ajanlarının bu olaylara üst makamların onayı dahilinde resmi olarak mı katıldığı yoksa barış sürecini bozmak için mi davrandıkları konusunda tespit yapılmadı. İddianameye göre Ömer Güney, tutuklandığı sırada Paris'teki Türk Büyükelçiliği'nin bu konudan haberdar edilmesini istedi. Bu durum da şüpheleri arttıran bir gelişme olarak yer aldı. 

Katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in ailelerinin avukatı Antoine Comte, Fransız adaletinin yürüttüğü çalışmanın niteliğini selamladı. 

Comte, "İlk kez adli makamlar yabancı bir devletin bir siyasi cinayete karışma olasılığına ilişkin bu kadar açık bir tavır alıyor. Siyasi iktidar ise halen bu davaya ilişkin açıklama yapmadı" dedi. 

Katliama ilişkin internete sızdırılan belgeler önemli rol oynadı. Katliamın birinci yıldönümünden üç güç sonra, 12 Ocak 2014 günü internete sızan bir ses kaydında, tetikçi, Türk istihbarat servisinden olduğu belirtilen 2 kişiyle cinayet planlarını konuşuyordu.

İki gün sonra Sakine Cansız'a yönelik suikast için tetikçiye verilen talimatın belgesi yayınlandı. Talimat belgesi Şube Müdürü O. Yüret, Daire Başkanı; U. K. Ayık, Başkan Yardımcısı S. Asal ve Başkan H. Özcan adlı MİT yetkililerinin imzasını taşıyordu. 18 Kasım 2012 tarihli bu belgede, saldırı için olası harcamalara yönelik 6 bin Euro ödeme yapıldığı vurgulanıyordu. MİT bu belgeyi reddetti. Alman Der Spiegel dergisi, belgenin doğruluğunu teyit etti. 

Ankara, Ömer Güney'e ilişkin elindeki hiçbir bilgiyi Fransız savcılarla paylaşmazken, ailelerin avukatları, Fransız servislerinin de ellerindeki bilgileri paylaşmasını istedi. Nisan 2015'te Fransız hükümetinin istihbarat servislerinin ellerindeki bilgiler üzerinde gizliliği kısmen kaldırdığı ortaya çıktı. Ancak gizliliği kaldırılan belgelerde sadece kamuoyu tarafından bilinen bilgiler açık tutuldu. Diğer tüm bilgiler sansürlendi.

Katliamın üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra Mayıs 2015'te Fransız savcı Jeanne Duyé soruşturmayı kapatmaya karar verdi.