Yurtdışında yaşayan birçok kişi, ‘üçüncü şahıslar tarafından yapılan ihbarlar’ nedeniyle Türkiye sınırından geri çevriliyor. Alman Sol Parti milletvekilinin soru önergesine verilen yanıt, sadece son yedi ayda 54 Alman vatandaşının Türkiye’ye girişine izin verilmediğini ortaya çıkardı.

Avrupa genelinde ise bu sayı daha fazla. Sosyal medya paylaşımları, politik faaliyetler ve ihbarlar nedeniyle takibe alınarak, ülkeye sokulmayan bu kişiler, herhangi bir gerekçe gösterilmeden sınırdan geri çevriliyor. Uzunca bir süre gözaltında tutulup, cep telefonlarına el konuluyor ve telefonun içeriği araştırılıyor.

Birgün'den Uğur Şahin'in haberine göre 2000 yılında Hollanda vatandaşlığına geçen Türk kökenli A.U. da Türkiye’ye girişine izin verilmeyenlerden. A.U., “40 yıldır gitgel yapıyorum ülkeme. Ancak ilk defa bu yıl böyle bir şey yaşadım” diyor.

‘Türkiye’ye girişiniz sakıncalı bulundu’


A.U., kendisine İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda ‘Solcu musun’ şeklinde soru yöneltildiğini, sonra da geri gönderildiğini aktarıyor. A.U., havalimanında yaşananlara ilişkin şöyle konuşuyor:

“Ailecek tatil yapacaktık, ailem benden önce Türkiye’ye geçti. Ben de vize işlemlerimi hallettim ve İzmir Havalimanı’nda indim. Daha pasaport kontrolüne gelmeden beş sivil polis bizi çevirdi. Muhtemelen 25-30 kişiyi çevirmişlerdi. Kenara alındık, pasaportlarımız istendi ve telefonlarımız alındı. Telefonlar bir cihaza takıldı ve bakıldı. Bir süre sonra benimle bir Alman vatandaşı hariç herkes bırakıldı. Orada bana şu ilginç soruları sordular: ‘Çorumlu musunuz?’, ‘Solcu musunuz?’ Diğerlerine ise ‘Niye geldiniz?’ diye soruyorlardı. 2,5 saat belgelerle uğraştık. Fakat ondan sonra bana tek kelime açıklama yapmadılar. Ardından da uçak firmasının sorumlusu geldi ve ‘Nereye gitmek istersiniz? Berlin’e mi?’ diye sordu. Ben de ‘Ben neden geri gönderiliyorum?’ diye sordum. Onlar da ‘Bize verilen talimat bu’ dediler. Orada sabaha kadar bekledik. 12 saat boyunca yemek ve su vermediler. Bana verdikleri bir formda, ‘Türkiye’ye girmesi sakıncalı bulunmuştur’ yazıyordu.”

A.U., Hollanda’daki sosyokültürel çalışmaları nedeniyle Hollanda Kraliyet Ailesi’nden nişan aldığını aktarıyor ve şöyle devam ediyor: “Hollanda Kraliyeti Ailesi, 35 yıldır buradaki çalışmalarımdan dolayı beni ödüllendirdi. Bu nişan, suçlu bir insana verilmez. Ben burada yaşıyorum, Türkiye’de niye sakıncalıyım? Şimdiye kadar böyle bir şey yoktu, neden sakıncalı oldum? Hukuki mücadeleyi bırakmayacağım.”


solcu-musun-diye-sorup-ulkeye-almadilar-496936-1.
Several Ballıkaya

‘Kısıtlamalar keyfi’


Herhangi bir yargı kararı olmaksızın kişilerin sınırdan geri çevrilmesi, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler’in (BM) Kişisel Haklar Sözleşmesi’ne aykırı. ‘Seyahat özgürlüğü hakkı’nın engellenmesine ilişkin konuşan Hukukçu Several Ballıkaya, şunları söylüyor: “Öncelikle Türk vatandaşı olanların sınırdan alınmaması gibi bir hak, devlet açısından bulunmuyor. Bunun çifte vatandaş olup da ülkeye alınmayan kişilere uygulanmasının tamamen yasadışı ve Anayasa’nın ihlali niteliğinde olduğunu söylemek lazım. Ancak esas sorun, yabancı ülkelerin vatandaşlarıyla ilgili. Yabancılarla ilgili seyahat özgürlüğü, BM çerçevesinde tanınan temel haklardan bir tanesi. Bu hak, yabancı bir kişinin başka bir ülkeye girişini de kendi ülkesinden çıkışını da güvence altına alır. Bunun da ötesinde BM sözleşmesi çerçevesinde kabul edilen Kişisel Haklar Sözleşmesi var. Bu sözleşme, yabancılar dahil seyahat özgürlüğünü düzenleyen bir sözleşme. Türkiye de bu sözleşmeye taraf bir ülke. Sözleşmenin ilgili hükümlerine göre, yasal çerçevede bir sınırlama getirebilir. Fakat sınırlamanın nedeni kişiye bildirilmeli ve yasal başvuru olanakları tanınmalıdır. Ancak, Türkiye ile diğer ülkeler arasında ekonomik ve siyasal gerilimler nedeniyle keyfi kısıtlamaların yaşandığı görülüyor. Burada da yasalara ve sözleşmelere aykırı bir durum söz konusu.”