Almanya’nın Münster kentindeki olay basın özetlerinin konularını oluşturuyor.

Süddeutsche Zeitung Münster'de aracını insanların üzerine süren kişinin terörist olmadığının anlaşılmasına rağmen sosyal medyada çıkan yalan haberlere şöyle değiniyor:

"Maalesef saldırı trajedilerini aptallıklarından, kötülüklerinden ya da ideolojik nedenlerle kullanmaya kalkışan Almanya için Alternatif partili hukukçu Beatrix von Storch gibileri de var. Bu tartışmaya sağcısıyla solcusuyla, özünün ve inançlarının esiri olup, iğrenç söylemler üretenler de katılıyor. Kasıtlı mesajlar olaydan dakikalar sonra sosyal medyada başlayıp kısa süre sonra haber kanallarına da yansıyor. Bu çığırışlarla, öldükten sonra dikkatleri üzerine çekeceğini düşünen biçare faillerin arzusu yerine getirilmiş oluyor.”

Die Welt gazetesinin yorumunda Münster'deki olayın ilk anda radikal dinci saldırganları akla getirmesinin şaşırtıcı olmadığı vurgulanıyor:

"Münster'deki saldırının İslamcı teröristler tarafından düzenlenmediğinin kısa zamanda ortaya çıkmasına rağmen herkes otomatikman ‘olabilirdi' diye düşünüyor. Anis Amri sempatizanlarının hafta sonunda Berlin'de önlenen saldırısı da tehdidin ortadan kalkmadığını gösteriyor. Gerçi Fransa'da iki yıldır devam eden olağanüstü hâl uygulaması Kasım ayında kaldırıldı. Ama yerine yeni bir terör ile mücadele yasası çıkarıldı. Almanya'daki Selefilerin sayısı beş yılda ikiye katlanarak 11 bine çıktı. Federal Emniyet Teşkilatı'nın verilerine göre, Almanya'da terör eylemlerine girişebilecek 760 radikal dinci bulunuyor. Güvenlik makamları radikal potansiyelin daha da artacağını tahmin ediyor.”

İçişleri Bakanı'ndan Münster açıklaması: Terör bağlantısı bulunmadı

Kurbanların anısına çiçekler bırakılan olay yerine giderek incelemelerde bulunan Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, "Olayda terör bağlantısı olmadığına ve failin yalnız hareket ettiğine dair güçlü bulgular var" dedi. Gazetecilere açıklamada bulunan Seehofer, failin kimliği ve amacı konusunda spekülatif haberler yapmadığı için medyaya da teşekkür etti.

Olayla ilgili açıklama yapan Münster Emniyet Müdürü Hajo Kuhlisch de "Siyasi saik bulunduğuna ilişkin emare yok" dedi. Kuhlisch, "suçun kaynak ve sebebinin, failin kendisinde yattığını" söyledi.

Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanı Herbert Reul da "olayın İslamcı bağlantısı olduğuna dair herhangi bir gösterge bulunmadığını" söyledi.

Yetkililer, Alman vatandaşı olduğunu açıkladıkları araç şoförünün "her yerde iddia edildiği gibi mülteci veya benzeri biri olmadığını" söylemişti.

Eyalet savcısı Martin Botzenhardt şüphelinin "48 yaşındaki bir Münsterli" olduğunu ve olayın "tüm açılardan" soruşturulduğunu belirtti.

Aşırı sağ şüphesi

Alman medyasında çıkan haberlerde ise şoförün adının Jens R. olduğu ve bu kişinin geçmişte psikolojik sorunlar yaşadığı belirtildi. ZDF televizyonu, aşırı sağcı hareketlerle bağlantısı olabileceğini iddia ettiği şüphelinin son dönemde de bir intihar girişiminde bulunduğunu öne sürdü.

Spiegel, komşuları tarafından sık sık sorun çıkaran "garip bir karakter" olarak nitelendirilen şüphelinin tasarımcı olduğunu bildirdi. Spiegel'in haberine göre polis, şüphelinin evinde yaptığı aramada, kullanılmayacak durumda olan bir Kalaşnikof tüfek buldu.

Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanlığı, "failin psikolojik durumu yerinde olmayan bir Alman vatandaşı olduğu" iddialarını ne doğrulayabileceklerini ne de yalanlayabileceklerini açıklamıştı.

Münster'de Cumartesi günü öğleden sonra gerçekleşen olayda şüpheli, kullandığı minibüsü bir restoranın önündeki masalarda oturan kalabalığın üzerine sürmüştü. Olayda aracın içinde kendini vuran şoför hariç 51 yaşındaki bir kadın ve 65 yaşındaki bir erkek hayatını kaybetti, altısı ağır 20 kişi de yaralandı.

Trump'tan kınama

Münster'deki olayın ardından yayımlanan Beyaz Saray açıklamasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın "alçakça yapılan saldırıyı" kınadığı duyuruldu. Trump, "düşüncelerinin ve dualarının" olayda ölenlerin aileleriyle olduğunu belirtti. Beyaz Saray açıklamasında, "Alman yetkililer alçakça yapılan bu saldırının nedeni konusunda henüz bir açıklama yapmadı. Ancak biz ne olursa olsun bu saldırıyı kınıyoruz ve ABD'nin Almanya'nın ihtiyaç duyulabileceği her türlü desteği vereceğine söz veriyoruz" denildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'a taziye mesajı göndererek yaralılara acil şifa dilediğini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Twitter'dan taziyelerini sundu. Macron, "Fransa, Almanya'nın acısını paylaşıyor" ifadesini kullandı.

Türkiye'den taziye

Türkiye Dışişleri Bakanlığı da yayımladığı yazılı açıklamayla Almanya'ya taziyelerini iletti.

Açıklamada, "Almanya’nın Münster kentinde meydana gelen menfur saldırıda yakınlarını kaybedenlere sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Bu zor gününde Almanya'ya ve Alman halkına başsağlığı diliyor, acılarını yürekten paylaşıyoruz" denildi.

Çifte standart eleştirisi

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek ise herhangi bir olayın faili Müslüman olduğunda çifte standart uygulandığını belirtti.

Mazyek, "Failler Alman ise psikolojik açıdan sorunlu, Müslüman ise İslamcı terörist, öyle mi? 11 Eylül’den beri dile getirilmeyen bu çifte standartlı argüman varken, İslamofobi’nin neden devamlı artış gösterdiğini merak buyurmamıza gerek yok. Bu argüman, radikallerin ve teröristlerin de ekmeğine yağ sürüyor" diye tweet attı.