Cumhuriyet gazetesi internet sitesinin Oğuz Güven hakkında verilen tutuklama kararının yankıları sürüyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Salı günü parti meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada tutuklama kararı veren hakime seslenerek "Cumhuriyet gazetesi internet sitesi sorumlusu bir tweet atıyor, yanlış diye değiştiriyor. Sen misin onu atan? Alınıyor, ardından tutuklama. İnsanda biraz vicdan olur ya, ne biçim hakimsiniz siz, ne biçim savcısınız siz? Böyle bir rezalet olabilir mi?" diye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Oğuz Güven hapishaneye gülerek gitti, o da biliyor ki içeride olmakla dışarıda olmanın farkı kalmadı artık. Türkiye Cumhuriyeti'ni yarı açık cezaevine çevirdiler. Bunun hesabını birlikte soracağız. Birlikte mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Gazeteci Oğuz Güven, Cumhuriyet'in sosyal medya hesabından "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan savcıyı kamyon biçti" şeklinde atılan tweet nedeniyle 12 Mayıs'ta gözaltına alınmış, dün de çıkarıldığı mahkemede "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla hakkında tutuklama kararı verilmişti.

Deutsche Welle'nin haberine göre Güven, savcılığa verdiği ifadede söz konusu tweet'in aceleyle kısaltılarak yayına girdiğini, hata fark edilerek 55 saniye sonra silindiğini ve hemen akabinde "insanlık utancı" şeklinde tweet attığını belirterek "Ayrıca suça konu tweetin altına Emre Uslu ve Tuncay Opçin gibi firari FETÖ/PDY sanıklarının yorumlarından duyduğum rahatsızlığı belirtmek üzere 'FETÖ'cü Emre Uslu'dan kazada ölen başsavcı için skandal sözler' şeklinde internet sitemizde haber geçip, içeriğinde de başsavcının şehit olmasına sevinenleri ağır biçimde eleştirdik" demişti. 

"Artık hukuki argüman kalmadı"

Güven'in avukatı Tora Pekin yaptığı açıklamada, mahkemenin kararını "tümüyle varsayıma, niyet okumaya dayalı, tutuklama kararı vermeye odaklanmış bir karar" diye nitelendirerek "şu an içinde bulunulan durumun artık hukuki argümanlarla açıklanabilir olmaktan çıktığını" söyledi. Pekin, "Bu kararların şöyle bir mesajı oluyor: Bir tweet, bir satır haber ya da bir Facebook paylaşımı üzerinden bu kadar hayali, akla mantığa aykırı kararlar aslında tüm topluma "Hiçbiriniz güvende değilsiniz, sizi her an gözünüzün üstünde kaşınız var diyerekten tutuklayabiliriz" mesajı veriyor. Bunlar demokratik bir hukuk devleti olduğu iddiasındaki bir ülkeye yakışmıyor. Bunu hak etmediğimizi düşünüyorum" dedi.

View image on Twitter

İlk tutuklamalardan itibaren asıl amacın Cumhuriyet Gazetesi'ni susturmak ve bütünüyle etkisiz hale getirmek olduğunu savunan Pekin, "Oğuz Güven'in tutuklama kararının gerekçesine baktığınız zaman böyle bir tutuklama kararını başka hiçbir gerekçeyle izah edemezsiniz" dedi.

Yargıç Akın Gürlek kararında, "söz konusu tweet ile FETÖ soruşturması dosyalarında görev yapan savcıların akıbetinin bu olacağının gösterildiğini" iddia ederek bu savcıların sonlarının ne şekilde olacağına ilişkin gönderme yapıldığını öne sürmüştü. Habercilik anlayışında 'biçti' ibaresinin haberin ses getirmesi için kullanılabileceğini kaydeden Gürlek, suçlama konusu tweet'te "FETÖ hakkında iddianame hazırlayanların ileride başına ne geleceği şeklinde toplumda algı oluşması için bu ibarenin özellikle seçildiğini" ileri sürmüştü.

Cumhuriyet internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven.

Cumhuriyet internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven.

Basın Konseyi, Oğuz Güven'in tutuklanmasıyla ilgili yaptığı açıklamada  "Oğuz Güven'in, bir tweetin başlığındaki 5 harfli kelime nedeniyle terör örgütü propagandası yapmakla suçlanıp tutuklanması, demokrasilerde asla kabul göremez. Yaşadığımız bu garabeti yurt içinde ve dışında anlatmakta güçlük çekiyoruz. Bu durumu izah etmek için yeni kelimeler üretmek lazım” derken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, "Tehditlerle, ihbarlarla gözdağı vererek gerçek gazetecileri yıldıramayacaklar" açıklaması yaptı.

CHP İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş da Twitter hesabından "Yargı bu kararıyla gazeteciliği biçti" paylaşımında bulundu.

Tek umut AİHM

Oğuz Güven'in avukatı Tora Pekin, şimdiye kadar Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin tutukluluğuna karşı en az 30 itiraz dilekçesi verdiklerini ve hiçbirinden sonuç alınamadığını belirterek Oğuz Güven'in tutukluluğuna itiraz dilekçesini de şeklen hukuki sürecin yürümesi açısından hazırladıklarını belirtti.

Diğer Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin tutukluluğuna dair itirazlar Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) götürülmüş, ancak AYM başvuruları gündemine almamıştı. Bunun üzerine pek çok vakada AİHM'ye başvurular yapıldı.

Avukat Tora Pekin, tutuklamaların hukuk dışı olduğuna dair AİHM'den olumlu bir karar beklediklerini belirterek Türkiye'deki mahkemelerin AİHM kararlarına uymak zorunda olduğunu kaydetti.

"AİHM'i artık emsal almıyorlar"

Ancak AİHM'in bireysel başvurularda aldığı kararlar başvuru sahibi ile sınırlı. Pekin, asıl sorunun AİHM kararlarının Türkiye'de artık emsal olarak değerlendirilmemesi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "AİHM kararları bireysel kararlar, ancak emsal karar olma özellikleri var. Ama o noktada Türkiye'de maalesef yargıç ve savcıların bu emsal karar olma özelliğinden insan hak ve özgürlükleri doğrultusunda yararalanmadıklarını görüyoruz. Örneğin AYM'nin Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği karara baktığınızda bugün cezaevindeki 150'nin üzerindeki gazetecinin çoğunun tutuklanmaması gerektiğini görürsünüz. Ama bunu emsal olarak değerlendirmiyorlar, kararlarına almıyorlar. Öyle olduğu için de herkes tekrar tekrar başvurmak zorunda kalıyor. AİHM'den olumlu bir karar çıkarsa bu arkadaşlarımızın belki özgürlüklerine kavuşmalarını sağlayacak. Ama bu karara burada yine savcıların ve yargıçların çoğunun kayıtsız kalacağını düşünüyorum."