Derginin son sayısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı, AKP’li Muhammed Taha Gergerlioğlu ve onun başını çektiği söylenen ‘ajan’ ağına dair ayrıntılar yer alıyor. Alman birimler, Mannheim’daki bir PKK gösterisinden fotoğraflar çekilip Gergerlioğlu’na yollandığını tespit ediyor. Bir başkasında Erdoğan‘a yönelik sert eleştirilerde bulunan ve kısa süre sonra Türkiye’ye gidecek bir muhaliften bahsediliyor. Gergerlioğlu’nun söz konusu kişi için, “Onu bitireceğim” diye yemin etmesi dikkat çekiyor.

Almanya Federal Emniyet Dairesi, Gergerlioğlu ve diğer üç kişiyi (bir kişi de Belçika’da olmak üzere Gergerlioğlu ile birlikte toplam dört) uzun süre takip etti ve telefonlarını dinledi. Takip, organize suç çetesine yönelik izleme faaliyeti sırasıda tesadüfen başladı. 

AKP’nin muhafazakar kanadından

Polisin izlediği organize suç çetesinin telefon görüşmelerinden birinde bir kişinin‚ ‘üst düzey bir memur’dan söz etmesi dikkat çekti. Bu bilgiyi araştıran Alman polisi, kısa süre sonra sözü edilen kişinin gözlüklü, kır saçlı, bıyıklı, AKP’nin muhafazakar kanadından sayılan Muhammed Taha Gergerlioğlu olduğunu tespit etti. Ve takip öylece başladı.


Şubat 2014’te ise Gergerlioğlu, dinlendiğinden habersiz şoförüne genel olarak ajanlık faaliyetlerinden bahsederek şöyle dedi: “Bizde (Türkiye’de) bir kişiyi on birim dinler, İngiltere veya Almanya’da ise sadece sorumluluk alanı olan istihbarat birimi.” Bu konuşma da diğerleri gibi Alman polisinin dinlemesine takıldı. Zira belli ki Gergerlioğlu’nun aracı da o sıralar dinleniyordu.

‘Fidan’ın vekili’

Alman polisi, Gergerlioğlu’nun biri Wuppertal’de bir seyahat acentası sahibi, diğeri Rheinland-Pfalz Eyaleti’nde kalan bir dam aktarıcı, üçüncüsü de Belçika’dan bir kişiyle bir ağ oluşturduğunu tespit etti.

Polisin dinlemelerinden saptadığına göre, dörtlü, ilginç takma isimler de kullandı. Gergerlioğlu örneğin kendini ‘Abi’ veya ‘Usta’olarak niteliyordu. Dörtlünün diğer elemanları ise kendisine ‘Vali’, ‘Komiser’ gibi takma isimler veriyorlardu. Bunlardan birinin bir görüşme sırasında Gergerlioğlu için, ‘MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Almanya’daki vekili’ nitelemesini kullandığı da dinlemelere takılan başka bir ayrıntı.

Kürtlere ve Gülen’e karşı çalışmalar

Alman polisi, Skype, Whatsapp veya Viber gibi birçok kanaldan haberleşen dörtlüyü aylarca izledi. Bu sırada Gergerlioğlu ve üç adamının, sık sık Erdoğan’a övgüler dizdiği, diğer taraftan Kürtlere ve Gülen Cemaati’ne karşı yürüttükleri çalışmalardan bahsettikleri dikkat çekti.

Genelde diktatörlük veya totaliter rejimlerle yönetilen birçok ülkenin Almanya’da da muhaliflerine karşı faaliyet yürüttüğü daha önce de ortaya çıkmıştı, ancak bu tür faaliyetler yasak olduğu için sonuçları da ciddi oluyor. Son olarak 2013 yılında bir NSA elemanı tespit edilmesi üzerine derhal sınırdışı edilmişti.

Gergerlioğlu ajan mı?

Peki Gergerlioğlu ve ekibinin yürüttüğü çalışmalara bakılırsa, onlar ‘ajan’ olarak nitelenebilir mi, Almanya’da yaptıklarıyla ne kadar ileri gitiler?

Bu konuda Alman Federal Savcılığı, iddianameyi tamamlamadığı için açıklamada bulunmayı reddediyor. Üstelik Gergerlioğlu’nun Erdoğan’ın eski danışmanı ve AKP’li olması da olaya siyasi açıdan sorunlu bir boyut daha katıyor. Bu nedenle konuyla ilgili resmi bilgiye ulaşmak zor.

Ancak Spiegel’in ulaştığı dinleme kayıtlarına bakılırsa Gergerlioğlu ve ekibinin yaptıkları, AKP muhaliflerini Avrupa’da da susturmaya çalışmak, diğer taraftan kendi adamları ve taraftarları için yasal sınırları da aşan destekler sunmak.

Örneğin bir keresinde Alman birimler, Mannheim’daki bir PKK gösterisinden fotoğraflar çekilip Gergerlioğlu’na yollandığını tespit ediyor. Bir başkasında Erdoğan‘a yönelik sert eleştirilerde bulunan ve kısa süre sonra Türkiye’ye gidecek bir muhaliften bahsediliyor. Gergerlioğlu’nun söz konusu kişi için, “Onu bitireceğim” diye yemin etmesi dikkat çekiyor.

‘Erdoğan’ın danışmanı’ sıfatıyla

Diğer taraftan Gergerlioğlu, adamlarına pasaport ve vize konularında yardımcı olmaktan, yurtdışına çıkacak bir yeğenin işlemlerini hızlandırmaya, hatta seyahat yasağı bulunan bir kişinin yasağının kaldırılmasına kadar birçok konuda ‘destek’ veriyor. Alman makamları, Gergerlioğlu’nun elinin, kolunun uzun olduğundan emin, ancak ne kadar uzun olduğu konusunda emin olamıyor.

Ayrıca Gergerlioğlu’nun, kendisini sık sık ‘Erdoğan’ın danışmanı’ sıfatıyla tanıttığı da gözleniyor. Münih Başkonsolosluğu’nda iki diplomatla yaptığı bir görüşmede kendisini ‘danışman’ olarak tanıtan Gergerlioğlu’nun, bu görüşmede, mali ve ekonomi alanlarında hükümet için bilgiler topladığını aktardığı, Almanya’da bir temel yapı kurduklarını söyediği dinleme kayıtlarına geçiyor.

Ankara, Noel tatilinden kısa süre önce Almanya’da tutuklanan ‘AKP dörtlüsü‘nün MİT için çalışmadığını açıklamıştı. Buna Alman makamlarının şüpheli yaklaştığı, federal savcılığın resmi basın bülteninde de fark edilmişti. Savcılık, Gergerlioğlu ve ekibine dair tutuklama kararında ‘bir istihbarat teşkilatına bilgi toplamak iddiasıyla’ ibaresini kullanmış, MİT’in adı geçmemişti.

‘Acemi’ işler

Üstelik Alman makamları, Gergerlioğlu ve ekibinin, profesyonel ajanların hareket biçimine uymayan şekilde davranmasını da garip bulmuş olmalı. Spiegel’deki haberde, Alman emniyetinin bir keresinde Gergerlioğlu’nun muhbirlerinden birinin, Fethullah Gülen’in bir Kur’an kursunda bir çocuğa tacizde bulunduğuna dair belge bulabileceğini, bu sayede Gülen’in işini bitirebileceklerini ileri sürdüğü aktarılıyor. Söz konusu doküman ise hiç bir zaman ortaya çıkmıyor.

Bir diğer olayda ise söz konusu kişi Gülen Cemaati’nin Erdoğan’ın kardeşine ait olduğu söylenen bir seks kaseti yayınlayacağını aktarıyor. Oysa o tarihte Alman birimleri söz konusu kaydın zaten internette dolaştığından haberdar. Kendisini ‘Komiser’ diye niteleyen bu kişi Erdoğan’a yönelik bir saldırı girişiminden de bahsediyor ve Erdoğan’ın aşçılarından birinden şüphelendiklerini anlatıyor.

Sadece Gergerlioğlu hala içerde

Bu ve diğer tavırları nedeniyle Alman savcılar da Gergerlioğlu ve ekibinin güçlü bir ajan ağı yarattığı iddiasına şüpheli yaklaşıyor olmalı. Zira aralık ayında tutuklanan üç kişiden ikisi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sadece Gergerlioğlu hala içerde.

Ancak 1970’lerden beri MİT’in Almanya ve Avrupa’da yürüttüğü faaliyetlere bakıldığında, ayrıca Paris’te 2013’te üç Kürt aktivist kadının öldürülmesinde MİT’in bağlantısını ortaya koyan belgelerin, Alman istihbarat uzmanları tarafından ‘gerçek’ bulunduğu yönündeki açıklamalar gözönünde bulundurulursa Gergerlioğlu olayı daha iyi anlaşılacak.