Güvenli bölge talebi

Erdoğan Brüksel temaslarında Suriye'de “güvenli bölge” ve “uçuşa yasak bölge” oluşturulması önerilerini yineledi.

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk Avrupa'nın Ankara'ya mali destek, sınır ve güvenlik kaynakları, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlanması noktasında yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi. Tusk “Türkiye de aynı şekilde hazır olmalı. Binlerce insanın Türkiye üzerinden Avrupa Birliği'ne kaçışı sırasında yaşanan durumlar durdurulmalı” diye konuştu.

Avrupa Birliği'nin sığınmacı krizinin çözümünde Türkiye'ye önerisi, pazar günü Frankfurter Allgemeine gazetesine yansımıştı. Habere göre, AB, Yunanistan ve Türkiye sahil güvenlik birimlerinin sığınmacı geçişini engellemek için Ege'de ortak çalışması öneriliyor.

Muhalefetten tepki

İnsan hakları örgütü Pro Asyl Erdoğan'ın ziyareti öncesinde bu planla ilgili bir açıklama yayınladı. Pro Asyl yöneticisi Günter Burkhardt, Akdeniz'de sığınmacı geçişine engel olmak için Türkiye ile anlaşmaya gidilmesinin “Avrupa'nın ahlaken iflası” anlamına geleceğini söyledi. Pro Asyl'den yapılan açıklamada “insan hakları ihlalleri gözönünde bulundurulduğunda Türkiye'nin güvenli ülke ilan edilmesinin” de "alaycılık" olduğu belirtildi.

Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkanı Anton Hofreiter

Alman Yeşiller Partisi de sığınmacı akınını durdurmak için Türkiye ile “kirli bir anlaşma” yapılmaması gerektiğini açıkladı. Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkanı Anton Hofreiter Erdoğan sığınmacıların büyük kısmını alıyor ve buna karşılık biz de Türkiye'de insan hakları, mesela Kürtlerin hakları ihlal edildiğinde iki gözümüzü de yumuyoruz” dedi.



Bir tepki de Sol Parti'den geldi. Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen “Türkiye güvenli ülke değildir, insan haklarını bilhassa Kürtlerin ve muhaliflerin haklarını çiğnemektedir” açıklaması yaptı.