ABD’de bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları yanıtladı. İç gündeme dair önemli açıklamalar yapan Davut oğlu, HDP’nin sandıkların taşınması ile ilgili açıklamasını,  “Buradaki alınan karar seçim güvenliği içinde her vatandaşımızın objektif ve kendi iradesini sağlayacak bir ortamın sağlanmasıdır. Bu konuda HDP, aslında zihninin gerisindeki art niyeti ortaya koyan bir açıklamadır bu. Güvenliğin olmadığı yerlerde YSK için baskı uygulama imkanlarının ortadan kalkması HDP’nin oyununu bozan bir gelişmedir. Bu sebeple bu tepkiyi veriyorlar, herkesin sandık güvenliğine saygı duyması ve sandıktan çıkacak neticeye de kesinlikle uyması beklenir” sözleriyle değerlendirdi.

İkili temasları hakkında basına bilgi veren Başbakan Davutoğlu: “ Türkiye ABD Rusya mekanizmasına olumlu yaklaşımlar var. İkili görüşmeler bağlamında çok verimli geçti özellikle Suriye ve Mülteciler konusu bu görüşmenin ana odak noktasını oluşturuyor. Terörle mücadele konusundaki kanaatlerimizi bir önceki zirvede ifade ettim. Birçok ülkeden gelen açık destek var Türkiye’nin terörle mücadelesine destek konusunda hemen hemen bütün görüştüğümüz taraflar son olarak da Pakistan Başbakanı Sayın Navaz Şerif de Türkiye’nin her zaman yanında olduklarını ifade ettiler. Terörle mücadele konusunda uluslararası desteği sağlamak, diğer taraftan da Suriye ve Mülteciler konusunda artan duyarlılığı uygulanabilir politikalara dönüştürebilmek bağlamında birleşmiş milletler zemini çok önemli bir imkan sağladı. Yarın da Genel Kurula hitap edeceğim” dedi.

“CHP’NİN MEKTUBU OLUMLU”

CHP’nin mektubu konusunda gelen soruyu Başbakan şöyle yanıtladı: “. CHP’nin mektubu daha elime ulaşmadı. Muhtemelen Ankara’da. Tabi dikkatlice okuyacağım. Ama muhtevasının seçimlerde karşılıklı siyasi nezaket içinde davranma noktasında yapmış olduğum çağrıya cevabi mahiyette olumlu bir cevap niteliği taşıması açısından olumlu olduğu kanaatindeyim. Güzel bir gelişmedir. Siyasi parti liderleri arasında diyaloğun olması, yazışmalarla bazı prensip ve ilkesel bazı konuların alınması baştan beri savunduğumuz bir husus. Mektubu elime geçtiğinde dikkatlice inceleyeceğim ama ilk izlenimim muhteva ile ilgili aldığım bilgi hakkında söylüyorum, olumludur. Biz buna olumlu şekilde yaklaşırız. Önemli olan MHP ve HDP’nin de buna olumlu tavır sergilemesi. Kampanya konusunda bütün Türkiye’de tek bir standardın uygulanması lazım yani AK Parti’nin diğer partilerden farkı şu biz her yerde propaganda yapıyoruz. Bizim CHP ile varacağımız anlaşmanın mümkün olan en az israf ve parti bayraklarını kast ediyorum. ” dedi.

HDP'nin seçim sandıklarının taşınmasıyla ilgili eleştirilerini de değerlendiren Başbakan Davutoğlu:

HDP’nin sandıklarla ilgili açıklaması ise aslında sandıklarla ilgili duydukları güvensizliğin ifadesidir. Yani YSK Türkiye’de bağımsız bir kurum olarak, Türkiye’deki seçim güvenliği bağlamında eğer bunu gerekli görüyorsa herkesin buna saygı duyması lazım. Herkesin rahat ve güvenliği sağlanmış ortamda siyasi iradesini beyan edebilmesine imkan sağlayacak her düzenleme teşvik edilmeli olumlu görülmeli. Buradaki alınan karar seçim güvenliği içinde her vatandaşımızın objektif ve kendi iradesini sağlayacak bir ortamın sağlanmasıdır. Bu konuda HDP, aslında zihninin gerisindeki art niyeti ortaya koyan bir açıklamadır bu. Güvenliğin olmadığı yerlerde YSK için baskı uygulama imkanlarının ortadan kalkması HDP’nin oyununu bozan bir gelişmedir. Bu sebeple bu tepkiyi veriyorlar, herkesin sandık güvenliğine saygı duyması ve sandıktan çıkacak neticeye de kesinlikle uyması beklenir.” dedi.  

İRAN İLE BAYRAK KONUSU

İran Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde masada Türk Bayrağı olamamasına ilişkin eleştiriler ile ilgili soruyu yanıtlayan Davutoğlu şöyle konuştu:  “Çok ucuz bir polemik açık söyleyeyim. Bir kere burası tam anlamıyla karşılıklı ziyaretlerle gerçekleşen bir toplantı zemini değil. Dikkat ederseniz Bayrak da masaya konan, sembolik bir mahiyettedir. Bu arada bunu yazanların şunu bilmesi lazım, İran Cumhurbaşkanı olması sebebiyle ziyarete giden benim. Yani biz onların mekanını ziyaret ediyoruz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Başbakan protokol ilişkisi açısından söylüyorum, dolayısıyla onların mekanında olan bir görüşme. Dikkat ederseniz görüşmelerde bazılarında bayrak oluyor bazılarında olmuyor. Fransa Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede vardı çünkü biz yine Cumhurbaşkanı olarak onu ziyarete gitmiştik. Bazen de hiç bayrak olmuyor. BM platformunda bunlar tartışılır konular değil. Biraz protokol bilen bunu mesele yapmaz. Bizim bayrağa olan saygımız ve bayrağı her yerde nasıl dalgalandırdığımıza da cümle alem şahittir onun için de kimseden ders alamaya ihtiyacımız yok. Buradan ucuz polemik çıkartmak sadece gülünç duruma düşürür insanları”

Davutoğlu çözüm süreci ile de ilgili olarak şunları kaydetti: “ İnşallah Pazar günü zaten açıklayacağız. Türkiye’de ilgili komisyon çalışmalarını aralıksız sürdürüyor ben de buradan takip ediyorum. 7 Haziran’dan sonra yaşadığımız gelişmeler de dahil olmak üzere seçim beyannamesinde yer alacak.” dedi.

IŞİD ile mücadele konusunda ABD-Türkiye- Rusya işbirliği ile ilgili de açıklama yapan Davutoğlu bu ilişkiye olumlu baktıklarını ifade ederek, “Türkiye ile Rusya arasındaki istişare derinleştirilerek devam edecek. Her iki bakanımız da bu görüşmeleri sürdürecek. Son dönemde bizimde gündeme getirdiğimiz ve faydalı olacağına inandığımız Türkiye-Rusya- ABD üçlü bir mekanizmayla Suriye konusuna ortak bir tavırla yaklaşma hususunda da hem Sayın Obama ile hem Sayın Putin ile dünkü görüşmelerimizde bunları ele aldık. Prensipte olumlu bir yaklaşım var. Sayın Obama ile resepsiyonda bir araya geldik orada da Putin ile görüşmenin prensipte yapıcı bir şekilde seyrettiği konusunda bize kanaatini beyan etti ama daha detaylı olarak da bütün bu konularda ABD ile istişarelerimiz devam ediyor. Rusya ile de devam ediyor. Prensipte bir sıkıntı görünmüyor.” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı ile görüşmesine ilişkin ise Başbakan Davutoğlu şunları kaydetti: “Sayın Hollande ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Hem Sayın Hollande hem Sayın Obama ve Sayın Cameron ile yaptığımız görüşmelerde 3 liderin de Türkiye’nin güvenli bölge konusunda taleplerini daha öncekilere göre çok daha gerekli ve doğru bir talep olarak gördüğünü gözlemlemekten büyük memnuniyet duydum. Biz 2-3 yıldır bu talebi gündeme getiriyoruz. Bu mültecileri Suriye içinde tutarak, mülteci sorununun yayılmasına engel olmak. Bir güvenli bölgede herkesin kendi vatanında kalmasını temin etmek. Sayın Hollande bu konuda Türkiye’nin görüşlerine katıldığını ifade etti toplantıda, basına açık toplantısında da bunu söyledi. Bundan sonra bunun nasıl gerçekleşeceği ve nasıl sürdürülebileceği konusunu çalışmamamız gerekiyor. Liderler düzeyinde bir mutabakatın oluşmuş olduğunu söylemek mümkün, ama bunun teknik çalışmasının yapılması gerektiği konusunda da bir ortak kanaat var”