"BU ARKADAŞ İLGİNÇ BİR ARKADAŞ"

Mediapark'ta düzenlenen toplantıya Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, HDP Van Milletvekili Nazmi Gür ile  Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan konuşmacı olarak katıldı. Türkiye'deki seçim havasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan konuşmacılardan Özdemir, daha önce Almanya'da Yeşiller Partisi ile Sosyal Demokrat Parti SPD'de politika yapan AKP İzmir Milletvekili adayı Ozan Ceyhun'u alaycı bir ifadeyle eleştirdi.

Konuşmasında Ozan Ceyhun'u kasteden Cem Özdemir, yanındaki moderatöre dönerek, "Demin bir arkadaştan söz ettin, eskiden bizim yönetim kurulu üyemizdi. Adını unuttum neydi adı, neyse önemli değil. Bu arkadaş ilginç bir arkadaş. Geçenlerde televizyonda şey demiş işte, 12 Eylül'den sonra dini  keşfettiğini söyledi. Ama bunu çok iyi sakladı Almanya'da. Bizim de yönetim kurulunda olduğu o tarihlerde dinle ilgili yapılacak ne kadar küfür varsa, ne kadar şeyler varsa hepsini söyledi. Neyse olabilir. Hayırlı uğurlu olsun AKP'ye ne diyelim. CHP'de aktif rol aldı, burada SPD'de Yeşiller'de. Galiba MHP dışında ne kadar parti varsa hepsine bir kere bir uğramış oldu. Belki de orası da ilerde bir durak olabilir" diye konuştu.


"HDP, TÜRKİYE PARTİSİ OLMA YOLUNA GİRDİ"

Geçtiğimiz hafta Türkçe, Kürtçe ve Almanca bildiriyle HDP'ye desteğini açıklayan Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi'nin Eş Başkanı Cem Özdemir bunun gerekçesini ise şu sözlerle açıkladı:

"Bunun iki buçuk nedeni var. Birincisi Türkiye'deki ortağımız Yeşil Sol Gelecek Partisi, HDP'yi destekleme kararı aldı. Tabii biz de ortağımızın bu kararına uyarak destekleme kararı aldık. İki, buradan izleyen birisi olarak dikkatimi çeken, HDP ilk başta yola çıktığında bir Kürt meselesi üzerinde duran, Türkiye'nin en önemli konularından birisi olan Kürt meselesini meclise taşıyan, bunu gündemde tutan bir parti olarak başladı. Ama son senelerde özellikle bu seçim kampanyası ve bundan önce Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında, Selahattin Demirtaş'ın sürdürdüğü kampanyada Türkiye partisi olma yoluna girdi. Yani Türkiye'deki bütün değişik kesimleri kucaklayan, Türkiye'deki bütün demokrasi sorunlarını gündeme taşıyan, Türkiye'deki bütün dini, etnik grupları aynı şekilde temsil etmeye çalışan ve şimdi Yeşiller Partisi'ne geliyorum, Türkiye'de nükleer santrallere net şekilde 'hayır' diyen bir parti olarak tabii ki biz de şüphesiz böyle bir partiye destek verme ihtiyacı hissettik. Bir önemli nedeni daha var. Türkiye'deki tek kadın kotasını uygulayan, kadın sayısını mecliste yükselten ve bundan sonra da kadın sayısının mecliste yüksek olacağı bir parti. Bizim için fevkalade önemli. Çünkü Türkiye'nin demokratikleşmesi kadının temsilinden de geçecek bundan yüzde yüz eminim. Bu çok açık ve net. Üçüncü sebep de Türkiye'deki seçim yasasıyla ilgili. Eğer HDP Türkiye'de giremezse ve AKP üçte iki çoğunluğu elde ederse o zaman Türkiye çok değişecek. Uzun vadeli bir değişime doğru gidecek. Türkiye açısından bize kalırsa iyi bir gelişme olmaz. Dolayısıyla HDP'nin meclise girmesi bir şekilde Türkiye'de taşların yerinden oynaması ve yeniden sağlanmasını da birlikte getirecek. O açıdan da önemsiyoruz. Yani HDP'nin meclise girmesi bir şekilde Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünü açabilir diye düşünüyoruz. Bu HDP ile Yeşiller yüzde yüz her konuda eşittir anlamına gelmiyor. Bizim Türkiye'deki ortağımız biraz önce söylediğim gibi Yeşil Sol Gelecek Partisi. Ama Türkiye'de bütün partilere baktığımızda çevre konusu, demokratikleşme konusu, kadın hakları konusu, azınlıklara bakış olsun, biliyorsunuz bundan birkaç hafta önce Alman Federal Meclis'te 1915 senesi ile ilgili, Ermeni meselesiyle ilgili bir açık oturum yaşandı. Orada ben de konuşma yaptım. Türkiye'deki gayrimüslimlere listede yer veren, Ermeni kökenli insanları meclise taşıyabilecek bir parti olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla bunun altını çizmek istiyorum. Türkiye'deki eşcinselleri de saklamadan açık bir şekilde onların da varlığının altını çizen, onları meclise taşıyan bir parti olma cesaretinde bulunduklarından ötürü kutluyorum ve destekliyoruz."