Özellikle baskıcı rejimlere hizmet vermekle suçlanan söz konusu şirketin müşterileri arasında, Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü ve Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da bulunuyor.   

 

CEO’luğunu David Vincenzetti’nin yaptığı, Milano merkezli Hacking Team’in Twitter hesabını Pazar gecesi ele geçiren bilgisayar korsanları (hackerlar), şirketin yaklaşık 400 GB'lık verilerini kamuoyuna sızdırdı.


Belgeler arasında, “GammagroupPR” adlı bir hesap tarafından hacklenen şirketin müşterileriyle yaptığı elektronik posta yazışmaları, faturalar, ses kayıtları ve bilgisayarlara sızmak için kullanılan yazılım kodları yer alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne (EGM) kesilen faturalar da bunlar arasında bulunuyor.

 

TELEFON VE BİLGİSAYARLARI UZAKTAN İZLEYEN YAZILIM


Bu arşive göre, Türk polis teşkilatı söz konusu şirketten, 21 Haziran 2011 tarihinde, eski adı Da Vinci olan “Remote Control System (Uzaktan Kontrol Sistemi-RCS)” adlı casus yazılımı satın aldı.


Bir çeşit virüs olan RCS, cep telefonlarını dinleme ve kaydetme, bilgisayarların içeriğine ulaşma, bunların kamera ve mikrofonlarını kullanıcının haberi olmadan açma, hatta bunları ortam dinlemek için kullanma gibi olanaklar sunuyor. 
RCS, elektronik posta, Skype veya başka bir yolla hedeflenen kişinin bilgisayarına bir Word veya PDF dokümanı içinde sızdırılabiliyor.

 

TÜRK POLİSİ, CASUS PROGRAMLARINA 1 MİLYON 294 BİN LİRA ÖDEDİ

4 Kasım 2013 tarihinde ise 1 yıllık kullanım lisansı satın alan EGM, bunun için 150 bin Euro ödedi. 2012 yılında da 140 bin Euro’luk bir satın alma gerçekleştirdiği ortaya çıkan EGM’nin, toplamda bu şirkete 440 bin Euro (1 milyon 294 bin TL) ödeme yaptığı belirlendi. 2014 Kasım’ına ait bir belgede ise EGM’nin, halen aktif müşteri olduğu belirtiliyor.

 

“CASUS YAZILIMLAR BASKICI REJİMLERE SATILIYOR”

Hacking Team, Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından, “internetin düşmanları” kara listesine alınmıştı. İtalyan basını, söz konusu şirketin özellikle, muhalif siyasetçi, yazar ve gazeteciler ile insan hakları savunucularını kontrol altında tutmayı amaçlayan dünyadaki baskıcı rejimlere yazılım satmakla suçlandığına dikkat çekti.


La Repubblica gazetesi, “Diktatörler için çalışıyorlar” başlığını, Corriere della Sera ise, “Demokratik olmayan ülkelere hizmet veriyorlar” ifadelerini kullandı. 
Nitekim, “online security (çevirimiçi güvenlik” temasıyla hizmet veren ve varlığı dünya kamuoyunca ilk kez 2011 yılında Wikileaks belgeleriyle bilinmeye başlanan Hacking Team’in, kimlere, ne tür hizmetler sunduğu daha önce de tartışılmıştı.

 

SUDAN’I YALANLAMIŞLARDI

Ortaya çıkan belgeler ışığında Hacking Team’in, Darfur’da insanlığa karşı suçlar kapsamına giren soykırım suçunu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde tutuklanması talep edilen Ömer El Beşir’in devlet başkanlığını yaptığı Sudan’ın Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Kurumu’na da hizmet sunduğu anlaşıldı.


Oysa Hacking Team, Wikilekas belgelerinde yer alınca eleştirilmesi üzerine yaptığı açıklamada, Sudan’a satış yaptıklarını inkar etmişti.

Birleşmiş Milletler’in kararıyla Avrupa Birliği (AB) Sudan’a başta silah ambargosu olmak üzere, bazı yaptırımlar uyguluyor. Yine aynı birlik, Ukrayna meselesinden dolayı Rusya’ya da yaptırımlar uyguluyor. Bu nedenle şirketin, müşteri listesinde Rusya ve Sudan’ın karşısına, “resmi olarak desteklenmiyor” notu düştüğü görüldü.

 

MÜŞTERİLER ARASINDA KIBRIS RUM KESİMİ İSTİHBARATI VE İTALYA BAŞNAKANLIĞI DA VAR

Bugüne dek “müşteri memnuniyeti” politikası gerekçesiyle listeyi gizli tutan şirketin müşterileri arasında, ABD’den FBI ve bazı bölge savcılıkları ve emniyet ekipleri ile İtalya Başbakanlığı ve emniyeti ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin istihbarat biriminin de yer aldığı görüldü.


Şu ülkelerin devlet kurumları ve özel şirketleri listede bulunuyor:


“İtalya, Azerbaycan, Sudan, Bahreyn, Ekvator, Birleşik Arap Emirlikleri, Moğolistan, Mısır, Etiyopya, Kolombiya, Kazakistan, Malezya, Meksika, Honduras, Özbekistan, Umman, Rusya,  Suudi Arabistan, Tayland, Türkiye, Singapur, Güney Kore, Panama, Şili, Kolombiya, Tunus, Fas, Vietnam, Avustralya, Kıbrıs Rum Kesimi, Nijerya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan, ABD, Lüksemburg, Polonya, İspanya ve İsviçre”