Varşova’daki NATO zirvesi kararları Ankara’nın müttefiklik ilişkilerini yeni bir çerçeveye oturtacak olması açısından dikkat çekiyor. Obama ve Merkel görüşmeleri için özel olarak hazırlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefinde Suriye sınırında güvenliğe dönük ‘aktif bir hareket planı’ oluşturmak var.


Zirvenin gündemi için “Karadeniz’in güvenliği” ve “Türkiye sınırındaki gelişmeler” konularına odaklanan Ankara, Karadeniz’de NATO’nun caydırıcılığını güçlendirmeye dönük ortak tatbikat planlarını yeniden gözden geçirdi. Diplomatik kaynaklar NATO’nun Rusya ile yaşadığı Ukrayna ve Kırım gerginliklerini hatırlatırken, “Türkiye, Romanya ve Bulgaristan gibi Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler ortak bir eylem planı üzerinde mutabakata varacak ve bunun sonucunda da hem NATO’nun Karadeniz’deki varlığı güçlendirilecek hem de ortak tatbikatlar daha sıkı ve güçlü yapılacak” diyor.

Türkiye’nin bu konuda öncü olduğunu vurgulayan aynı kaynaklar; “Bunun Rusya’ya karşı bir girişim olmadığını hepimiz biliyoruz. Tek ve ortak hedef, NATO’nun Karadeniz’de pasif kalmasını engellemek. Bu konuda da herkes hemfikir. Sonuçta Rusya da NATO’nun açıklarından ve zayıflıklarından yararlanıyordu. Bu durumun son bulması şart” değerlendirmesini yapıyor.

NATO'nun Awacs uçakları

NATO'nun Awacs uçakları

Ankara'da gözler Merkel ve Obama'da

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Varşova’ya hareketinden önce NATO zirvesi kapsamında kimlerle görüşeceğini tek tek saymadı, ancak Ankara özellikle iki görüşmeye odaklanmış durumda. Obama ve Merkel ile Erdoğan’ın ayrı ayrı görüşmeler yapması ve bu görüşmelerde özellikle Suriye konusunun değerlendirilmesi bekleniyor.

Suriye’deki sınır güvenliğinden, mülteci krizine kadar uzanan pek çok konuda NATO müttefiklerinden bugüne kadar gerekli desteği görmediğinden yakınan Ankara, NATO’nun “Türkiye’yle dayanışma içindeyiz” mesajının içinin doldurulması gerektiğini düşünüyor. Bu mesajın içinin doldurulması için NATO ile yapılan tüm diplomatik görüşmelerin, yazışmaların bir nihayete vardığına ilişkin Ankara'da olumlu bir hava var.

Bu havanın somut işbirliğine dönüşmesinde ise Merkel ve Obama’nın tavırları belirleyici olacak. Obama’ya Amerika’daki başkanlık seçimlerinden ötürü bir tür ‘geçici-gidici’ olarak bakan Ankara, Amerika’yla ilişkilerin başkanlık seçimlerinden sonra çok daha geniş analiz edilebileceğini düşünüyor. Bu yüzden NATO zirvesi kapsamında Obama’dan tek beklenti “Türkiye, Suriye konusunda yalnız değildir” mesajına vurgu yapması.

Erdoğan ile Merkel en son İstanbul'daki BM Dünya İnsani Zirvesi'nde mayıs ayında bir araya gelmişti.

Erdoğan ile Merkel en son İstanbul'daki BM Dünya İnsani Zirvesi'nde mayıs ayında bir araya gelmişti.

Almanya ile fırtına dinecek mi?

Peki Almanya? NATO zirvesi kapsamında Erdoğan-Merkel görüşmesinin gerçekleşmesi için Ankara-Berlin hattında yaşanan yoğun diplomatik girişimler nasıl sonuçlanacak? “Görüşmenin olmaması için bir neden yok. İlişkilerin iyiye gitmesini her iki taraf da çok istiyor” görüşündeki Ankara, Alman Federal Meclisi'nin soykırımı tanıyan kararının ardından Ankara-Berlin hattında esen soğuk fırtınanın etkisini NATO zirvesinde kaybetmesinin her iki tarafın da yararına olacağından hareketle “Bu fırtına dinmek, bitmek zorunda” diyor. Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen terör saldırısının ardından Erdoğan ile Merkel’in telefonda görüştüğünü hatırlatan diplomatik kaynaklar, Merkel’in soykırım kararı konusunda da NATO zirvesinde Erdoğan’a 'Türkiye’yi yatıştıracak' mesajlar vermesinin umulduğuna dikkat çekiyor. Suriye’de sınır güvenliğinin artırılmasına dönük aktif hareket planı isteyen Ankara için Almanya desteği çok ama çok kritik olduğundan NATO zirvesinde tüm dikkatler Erdoğan ve Merkel ikilisinde olacak. En azından Türkiye için…

Nasıl bir sınır güvenliği?

NATO, Aralık 2015’te Türkiye’nin sınır güvenliği ile ilgili bir önlem paketi kabul ettikten sonra çalışmalarını hızlandırmıştı. Suriye sınırında yaşananlar Türkiye’yi olduğu kadar NATO’yu da rahatsız ediyordu ancak NATO’dan gelen “Türkiye’nin arkasındayız” mesajı Ankara’yı tatmin etmiyordu. Ne Awacs gözlem uçakları ne de sınıra konuşlandırılan Patriot sistemleri Türkiye’nin Suriye’deki sınır güvenilği ile ilgili endişelerini giderebildi. NATO gemilerinin liman ziyaretleri ve tatbikatları da Ankara’nın ‘beklediği-istediği’ yeterlikte olmadı.

Koalisyon güçlerinin Suriye sınırında IŞİD’e karşı daha etkin operasyon yapması için NATO için uygulanan angajman kurallarını esneten Ankara, önümüzdeki süreçte IŞİD’e karşı operasyonların daha güçlü olmasından yana tavır koyuyor. Diplomatik kaynaklar, Erdoğan’ın NATO zirvesindeki görüşmelerinde “Suriye meselesinin geçiştirilemez olduğu net bir biçimde görülmeli. Daha kesin ve takvime bağlanmış bir hareket planına ihtiyaç var. Esad’lı-Esad’sız tartışması bir kenara bırakılmalı ve Suriye halkının istediği çözüm üretilmelidir. Ankara, önümüzdeki süreçte Esad’sız olsun diye de bir ısrarda olmayacaktır. Suriye halkı için iyi olan neyse, tavrını ondan yana alacaktır. Koalisyonun kafasındaki belirsizlikler ve sorular ortadan kalkmalıdır” mesajlarıyla ilerleyeceğini söylüyor.

NATO’nun gündemindeki Suriye sınırına dönük ek önlemler için de Ankara, “gereken yapılmalı, biz hepsine onay verdik” diyor. Bu önlemler de “Sınırda bilgi toplama ve istihbarat paylaşımı konusunda daha hızlı olunması, daha fazla NATO uçağı ve gemisiyle bölgede varlık gösterilmesi (Awacs’ların sayısının artırılması), NATO’nun yabancı hava araçlarının sınırda ihlal yapmasını önleyecek ve devriye görevi yapacak hava polisliği sistemini en kısa zamanda uygulamaya geçirmesi” olarak sıralanıyor. DW/Hilal Köylü / Ankara