Perşembe günü saldırı tehdidi nedeniyle Ankara’daki büyükelçiliği ve konsoloslukları ile birlikte tüm Alman okullarının 16 Eylül’e kadar kapalı tutulacağını açıklayan Almanya’nın ardından İngiltere’nin de 16 Eylül günü Ankara Büyükelçiliği’ni güvenlik gerekçesiyle kapalı tutacağını duyurması “Ankara’da neler oluyor. Güvenlikte sıkıntı mı var” sorularını yeniden gündeme taşıdı.

Terör uzmanı Nihat Ali Özcan soruları yanıtlarken “Tehditle ilgili tutum; politik, kültür ve tolere etme seviyesine göre değişiyor” diyor ve ülkelerin neden güvenlik algısında farklılık olduğu sorgulanırken buna dikkat edilmesini istiyor.

Avrupa ve Amerika’nın tehdit konusunda risk almak istemediğini ‘küçük bir ihtimal bile’ olsa, büyükelçilik kapatmak dâhil her türlü güvenlik önlemini devreye soktuğunu söylüyor. “Bu; anlaşılabilir bir durum ve anlayışla karşılanmalı” diyen Özcan, Türkiye’nin Suriye’de etkin bir operasyonun içinde olduğunu hatırlatıyor. Bu operasyonun da IŞİD’e karşı yürütüldüğünü vurgulayan Özcan “IŞİD’in de hedefi Türk hükümeti, ordusu, Avrupalı, Amerikalı büyükelçilikler, yabancılar... Bu nedenle de daha önce de gündeme gelmiş güvenlik uygulamalarının yeniden gündeme gelmesi çok normal. Üstelik bu kez IŞİD üstündeki baskı artıyor” diyor. IŞİD üstündeki baskı arttıkça, Ankara’da ya da Türkiye genelinde güvenlik önlemlerinin en üst seviyeye çıkarılmasından daha doğal bir şey olmayacağını vurgulayan Özcan’a göre, Türkiye ile yabancı temsilciliklerin işbirliğinin artması gerekiyor ancak istihbarat paylaşımında sıkıntılar olabileceğini de tarafların bilmesi gerekiyor.

Özcan; Almanya ve İngiltere’nin güvenlik nedeniyle büyükelçiliklerini kapatmasının antipati yaratmasını da “Çünkü siz, misafir olduğunuz ülkenin güvenlik sistemine çok da güven duymadığınızı gösteriyorsunuz. Ek önlem alıyorsunuz” sözleriyle açıklıyor. Bu noktada diplomatik, siyasi tartışma yapmak yerine güvenlik önlemlerine odaklanmanın daha faydalı olacağını söyleyen Özcan, “Güvenliğin bir algı meselesi olduğu unutulmasın ve vatandaşlara IŞİD ile ya da PKK ile mücadelenin kesintisiz süreceği anlatılırken, güvenliğin de en üst düzeye çıkarıldığı söylensin” mesajı veriyor.

“Büyükelçiliklere bilgi ulaşmış”



Emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu da “Büyükelçiliklerin Kurban Bayramı’na denk gelen 9 günlük tatilin içinde bir günlüğüne de olsa büyükelçiliklerini kapatmaları normal midir” sorusunu yanıtlarken, “Ellerindeki istihbaratın gereğini yapıyorlar” diyor. Büyükelçiliklerin kendilerine gelen istihbarat doğrultusunda hareket etmeye zorunlu olduklarını belirten Loğoğlu, “Türkiye hem PKK’ya karşı operasyonlar yapıyor hem de IŞİD’e karşı. Demek ki büyükelçiliklere bir karşı operasyon bilgisi ulaşmış” değerlendirmesi yapıyor. “Türkiye’ye siyasi mesaj vermek için büyükelçilik kapatmak olmaz” diyen Loğoğlu, Türk hükümetinin büyükelçilik temsilcileriyle görüşmesi, bilgi alması ve gerek görürse de güvenlik önlemlerini artırması gerektiğine dikkat çekiyor. Loğoğlu, “Güvenlik şaka değil, tartışma değil, insan hayatıdır. Güvenliğin artırılması kaçınılmazdır” mesajına vurgu yapıyor.


Türkiye’de son bir yılda 17 kez canlı bomba ve bombalı araçla terör saldırısı gerçekleştirilirken bu saldırılarda yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti. Türkiye’nin hem PKK hem de IŞİD tehdidi altında olmasından hareket eden yabancı temsilcilikler de vatandaşlarına uyarılarda bulunuyor. Uyarıların çoğunu Amerika ve Almanya yaptı. Türk hükümeti ile Avrupa’nın dönem dönem arasını açan bu çağrıların özellikle ‘güvenlik gerekçesiyle’ yapıldığı, siyasi bir mesaj içermediğine dikkat eden yabancı temsilciliklerin uzun Kurban Bayramı tatilinde de büyükelçiliklerine ‘güvenlik alarmı’ vermesi dikkat çekti.
DW/Hilal Köylü / Ankara