Avusturya'daki Aleviler ise, şu açıklamayı yaptılar:


 Almanya’nın ardından şimdi de Avusturya’da istenmiyorsunuz. Bütün siyasal partiler söz birliği etmişçesine sizi burada görmek istemiyorlar. Neden diye düşündünüz mü acaba? Eminiz düşünmediniz. Tam da sizin istediğiniz gibi bir ortam değil mi? Kutuplaştırarak gererek kendi tabanınızı konsolide etmenize yarıyor. Tıpkı Türkiye’de yaptığınız gibi değil mi?

Avrupanın bütün uygar ülkelerinde aynı tepkiyi göreceksiniz buna emin olabilirsiniz; neden mi?

Çünkü uygar dünya, insanları kutuplaştıran bir siyaset istemiyor, çünkü uygar dünya, siyasetini mezhepçilik üzerine şekillendiren ortaçağ anlayışını istemiyor.

Bakanlarını mezheplerine göre seçen bir başbakan görmek istemiyor.

Valilerini mezhep kriterine göre atayan bir başbakan görmek istemiyor.

Kentlerin merkezindeki son yeşil alanlarını rant uğruna yok etmeyi kafasına koymuş bir başbakan istemiyor.

Ağacına yeşil alanlarına sahip çıkanların üzerine, polisini sürüp, orantısız şiddet kullandıran bir başbakan istemiyor.

Yeşile sahip çıktıkları için polislerinin yaptıkları açık kırım sonucu katledilen 10 gencin ve yaralanan yüzlerce insanın sorumlusu olan seni görüyor. Bunu insanlık suçu olarak görüyor.

Mezhepçi siyasetinle Suriye’de akan kanın en büyük sorumlusu olarak seni görüyor.

Adı yolsuzluklara karışmış bir siyasetçiyle yana yana aynı fotoğrafta yer almak istemiyor.

Harun gibi gelip Karun gibi zenginleşmeyi yüz karası görüyor.

Hırsızlık ve yolsuzluğu ortaya çıkaran savcıları görevden alan bir zihniyet istemiyor.

Muhalefet partisi başkanının mezhebini miting alanlarında yuhalattıran bir siyasetçi istemiyor.

Vatandaşlarının protestolarını anlamak yerine, onları başka ülkelerin ajanları diye suçlayan, dünyanın bir parçası olan Türkiye’yi tüm dünyayla kavga ettiren komplo teorileri üreten bir başbakan görmek istemiyor.

Değişik inanç gruplarının iabdethanelerinin nereleri olduğunu tayin eden eden, inançları tanımayıp tanımlayan bir başbakan istemiyor.

Gelmek istediğin Avusturya’da tüm inançlar sorunsuzca birbirleriyle dialog içerisinde yaşıyorlar. Burada Alevilik, sünnilik, katoliklik, protestanlık musevilik ve onların türlü renkleri eşit bir şekilde tanınıyor. Devlet tarafından hepsine eşit yaklaşılıyor. Biz Alevilere hiç bir başbakan ya da bakan sizin ibadethaneniz şurası demiyor, bizim ibadethanemizi kabul ediyor. Bizi tanımlamıyor tanıyor.

Kısaca sayın Erdoğan,

Avusturya’da Türkiye’den gelen göçmenler arasına nifak tohumları ekmenizi istemiyoruz. Burada insanlarımız arasında huzuru bozucu dilinizi istemiyoruz.

Eğer Avusturya’ya inançların nasıl sorunsuzca birarada yaşadığını öğrenmek için geliyorsanız, Eyvallah. Ancak Türkiye’de sürekli kullandığınız kutuplaştırıcı, ötekileştirici dilinizle geliyorsanız, insanlarımız arasına üç beş oy uğruna nifak sokmak için geliyorsanız, orada kalın. Cemevi bahçesinde hakka yürüyen yakınına helallik vermek üzere gelen Uğur caınımızı katleden polisini yargı önüne çıkarmak yerine gurur duyuyorsanız, hiç zahmet etmeyin. Kalın orada Çünkü burada istenmiyorsunuz.