ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, ülkenin amacının İran’ın petrol ihracatını tamamen kesmek olduğunu ancak bazı ülkelere, yaptırımlar dahilinde, İran’dan petrol satın alma izni verilebileceğini duyurdu.

Nauert, “ABD, bazı ülkelere İran’dan petrol hakkı tanımayı ciddi bir şekilde değerlendiriyor. Her ülke için ayrı değerlendirmeler yapıyoruz” dedi ve ekledi: “Asıl hedefimiz İran’ın petrol ihracatını tamamen kesmek.”

Nauert daha önceki bir konuşmasında, Hindistan’ın İran’dan petrol satın aldığını ve Rusya ile yaptığı S-400 anlaşmalarını hatırlatarak, bunların iki ülke arasındaki bağları güçlendirecek hareketler olmadığını söylemişti.

Hindistan Petrol ve Doğalgaz Bakanı Dharmendra Pradhan, ülkedeki şirketlerin ABD’nin yaptırım kararına rağmen, petrolü İran’dan satın almayı tercih ettiğini söylemişti. Bakan Pradhan, “Şirketlerimiz iki gün önce bir karar alarak Kasım ayında petrolü İran’dan satın alma kararı aldılar. ABD’nin yaptırımlarından muaf olup olmayacağımızı bilmiyoruz. Bu Hindistan’ın yeni diplomatik gücü ve Hindistan’ın yeni liderliğinin tanınması değil midir” dedi.

TÜRKİYE’Yİ DOĞRUDAN İLGİLENDİRİYOR

BBC Türkçe’de Enerji piyasası uzmanı Cüneyt Kazokoğlu da, ABD’nin İran yaptırımlarını ve bunun Türkiye’ye etkilerini yazdı.

Cüneyt Kazokoğlu’nun yazısı şöyle:

ABD Başkanı Donald Trump'ın Mayıs ayında İran nükleer anlaşmasından çekilme kararının ardından Tahran'a yönelik yaptırımların ikinci dilimi 4 Kasım Pazar günü devreye girecek.

Trump İran ile P5+1 (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) arasında 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı.

Anlaşmanın Avrupalı taraflarından gelen tepkiler "ahde vefa" vurgusu taşıyordu. Ancak ABD tarafından yayınlanan açıklamada, İran'a yönelik yaptırımların yeniden başlayacağı ve bunların İran ile iş yapan üçüncü ülke ve şirketleri de kapsayacağı belirtildi.

ABD'nin yeniden yürürlüğe sokacağı yaptırımlar içinde en önemli unsurlar İran'ın para, altın, ham petrol ve petrol ürünleri ticareti. Bu kalemler, Türkiye'yi de doğrudan ilgilendiriyorlar.

Buna mukabil Türkiye açısından belirtilmesi gereken mühim bir nokta, doğalgaz ticaretinin yaptırımlara dahil olmadığı.

Bu istisnanın arkasında yatan sebep, ham petrol ve petrol ürünlerinin aksine, boru hattı ile doğalgaz ithalinin yaklaşık yüzde 15'ini İran'dan yapan Türkiye'nin doğalgazın yaptırımlara dahil olması durumunda İran'dan daha fazla zarar göreceği.

TİCARETİN NASIL DEVAM EDECEĞİ BELİRSİZ

ABD Başkanı Trump'ın açıklamasının arkasından Ankara'dan İran ile ticaretin devam edeceği açıklaması gelmiş, yalnız detay verilmemişti.

Halbuki bu ticaretin hangi şartlarda devam edeceği konusu, geçen yaptırım döneminin Türkiye açısından kilit isimleri Reza Zarrab, Babek Zancani ve Hakan Atilla'nın akibetleri düşünüldüğünde çok önemli.

Türkiye'nin atacağı adımlar ve ABD ile yapacağı görüşmelerin önemli bir etken olduğunu şerh düşerek, bugün itibarıyla İran'a yönelik yaptırımların enerji açısından Türkiye için iki önemli sonucu olacak.

HAM PETROL İTHALİ

Türkiye, geçtiğimiz yıl günde ortalama 515 bin varil ile tarihinin en yüksek ham petrol ithalatını yaptı. Bu artışın en önemli nedeni, Türkiye'nin akaryakıt talebinin rekor kırarak günde 1 milyon varile yaklaşmış olması.

İran'ın Türkiye'nin ham petrol ithalinde 2011'de %51 olan payı 2012'de yaptırımların yürürlüğe girmesinden itibaren düştü. İran'ın yerini başta Irak olmak üzere başka ülkeler doldurdular.

2016 yılında yaptırımların kaldırılmasına yönelik anlaşmayı müteakiben İran da Türkiye'ye ham petrol ithalini arttırmaya başladı ve geçtiğimiz yıl, Türkiye'nin ham petrol ithalinin neredeyse yarısını karşıladı.

Yeni yaptırımlar, Türkiye'nin yıl sonundan itibaren İran'dan alacağı ham petrolün azalması demek olacak. Geçmişte de olduğu üzere, ithal edilen ham petrolün özellikleri de düşünüldüğünde İran'ın yerini başta Irak ve Rusya'nın dolduracağını beklemek yanlış olmaz.

Öte yandan İran'a yönelik yeni yaptırımların biraz zamansız olduğu da bir gerçek. Türkiye'nin ham petrol ithalatı, şimdiye kadarki tek ithalatçı Tüpraş'a ek olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinden itibaren Azeri SOCAR'ın Aliağa'daki yeni rafinerisi ile birlikte daha da artacak ve muhtemelen bu artışın İran harici ülkelerden karşılanması gerekecek.