Mercer’in araştırması, yaşam koşullarını dünyadaki 230 şehir üzerinden, 39 farklı faktörle ölçüyor.

Şirketin açıkladığı, “2016 Yaşam Kalitesi Anketi”ne göre, Avusturya’nın başkenti Viyana, yaşam kalitesi açısından “dünyanın en iyi şehri”. Irak’ın başkenti Bağdat ise, “dünyanın en kötü şehirleri” listesinin başını çekiyor.

Eğitim standartları, suç oranları, ulaşım ve konaklama gibi etkenleri göz önüne alan araştırmaya göre, Almanca konuşulan ülkelerin şehirleri, en iyiler arasında gösteriliyor.

En iyi şehir: Viyana



Yedi yıldır ilk sırada yer alan Viyana, yine yaşam kalitesi için en iyi şehir olarak gösteriliyor. Vatandaşlarına yüksek kalitede ve uygun fiyatlı konaklama sunmayı öncelik haline getirmesi, ayrıca gezginlere eğlenceli ve güvenli seyahat imkanı sunması, sebeplerin başında geliyor.

Viyana’yı, müze ve kültür merkezleriyle Avrupa’nın “kültür başkentleri” arasında gösterilen İsviçre’nin Zürih izliyor. İşsizlik oranının en düşük olduğu İsviçre, yüksek maaş oranlarıyla da en zenginlerden sayılıyor. Zürih, araçlardan özgürleştirilmiş ve bisikletle ulaşımın yaygın olduğu, ayrıca kayak sporuyla ilgilenenlere kolay tren ve otobüs ulaşım ağının sunulduğu bir şehir.

Üçüncü sırada yer alan dünyanın en yeşil ülkelerinden Yeni Zelanda’nın en büyük şehri Auckland ise, sadece dünyanın en güvenli yerlerinden biri olarak sayılmıyor, ayrıca devasa bir “ulaşım merkezi” olarak tanınıyor.

Almanya’nın üçüncü en büyük şehri Münih, dördüncü en iyi şehir olarak listenin devamında yer alıyor. Yaklaşık 1.4 milyon insana ev sahipliği yapan şehir, bireysel güvenlik oranlarının yüksek olması sebebiyle de en güvenli yerlerden sayılıyor. Ancak şehir, Eylül’den beri savaşın sarstığı ülkelerden gelen yoğun sığınmacı akını karşısında, ciddi bir insani krizle de başa çıkmaya çalışıyor.

Araştırma sonuçlarına göre, Kanada’nın Vancouver şehri, beşinci en iyi şehir. Mercer’in Kanada’daki ağının lideri Gordon Frost’a göre Vancouver, “Sosyal yardımların kalitesi ve siyasi ortamın istikrarlı çizgisi ile, hem vatandaşlar hem yurtdışından gelen expatlar için güvenli ve arzu edilir bir ortam sunuyor.

En kötü şehirler, savaş ve insani kriz yorgunu


Peki yaşam kalitesine göre dünyanın en kötü şehirleri hangileri?

Yüzleştiği terör tehditleri, çalkantılı siyaseti ve savaşın harabeye çevirdiği Irak’ın başkenti Bağdat, araştırmaya göre “dünyanın en kötü şehri”.

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), ülke çapında saldırılarına devam ederken, henüz Bağdat’ı ele geçiremedi. Ancak örgüt, şehrin yollarında bomba yüklü kamyon ve arabalarla saldırılar gerçekleştirmeyi başardı. Bağdatlı yetkililer, şehri korumak için duvar ve hendekler yapmaya devam ediyor. Bağdat ayrıca, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından, gazetecilere yönelik faili meçhul cinayetlerin en çok görüldüğü şehir olarak adlandırılmıştı.

İkinci en kötü şehir, fakirlik, 2012’de patlak veren iç savaş ve militanların vahşi saldırıları sebebiyle on binlerce kişinin evlerini terk ettiği Orta Afrika Cumhuriyeti’nin başkenti Bangui.

Bangui’yi, Husi isyancılar ve karşıt güçler arasında devam eden silahlı saldırılar ve düzenli hava operasyonlarının merkezine dönüşen Yemen’in başkenti Sana izliyor. Yemen’den yaklaşık 2.5 milyon insanın göç ettiği ifade ediliyor.

Dünyanın en fakir ülkesi Haiti’nin başkenti Port-au-Prince, “dünyanın en kötü dördüncü şehri”. Halkın yüzde 80’inin fakirlik içinde yaşadığı şehirde, su ve soğutma gibi temel ihtiyaçların eksikliği, ayrıca 2010’da 7.0 şiddetindeki depremin yaralarının hala tam sarılamamış olması dikkat çekiyor. İyileşme olduğu söylense de, Haiti çocuk işçiliği ve köleliği ile insan kaçakçılığının en çok görüldüğü ülkelerden biri.

Dünya Bankası’na göre, Sudan şimdiden insani gelişmişliğin en düşük olduğu ülkelerden. Sudan’ın başkenti Hartum da, artan siyasi çatışmalar, insan hakları ihlalleri, aktivistler, medya ve gazetecilere yönelik sansür, kötü muamele ve işkence gibi faktörler sebebiyle, dünyanın beşinci en kötü şehri seçildi.