Canım İnci, fırtınalı yaşamının 76. yılına ne denli acılar içinde girdiğini biliyorum. 
Yıllardır uzak kaldığımız ve belki de bir daha göremeyeceğimiz ülkemizin üzerinde gittikçe daha yoğunlaşan kara bulutlar... 
Ve de yılların getirdiği fiziksel yıpranmalar...
Yarım yüzyılı aşan gazetecilik yaşamında daktilo tuşlarını milyonlarca kez döverek özgürlükler için yazı üreten, gitarda flamenkoyu, sazda türküyü haykırtan, Güneş Atölyeleri'nde seramiğiyle, pirogravürüyle, makramesiyle çeşit çeşit güzellikler yaratan ve gençlere de yaratmayı öğreten o güzelim parmaklarını ilerleyen artroz yüzünden artık hakkınca kullanamamanın tarifsiz acısı...
Ve de acıların daha da keskinleştirdiği isyan duygusu...
Evet İnci'm, bu ileri yaşlarda n'etsek nafile, pas demiri yiyor...
Ama sen acıyı bal eylemesini de bilensin.
Yeni yaşını sana büyük ozanımız Nazım Hikmet'in 1949'da zındanda yazdığı anıtsal şiirini armağan ederek kutluyorum.


Ellerinize ve yalana dair

Bütün taşlar gibi vekarlı, 
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, 
bütün yük hayvanları gibi battal, ağır 
ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz. 

Arılar gibi hünerli, hafif, 
sütlü memeler gibi yüklü, 
tabiat gibi cesur 
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz. 

Bu dünya öküzün boynuzunda değil, 
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor. 
Ve insanlar, ah, benim insanlarım, 
yalanla besliyorlar sizi, 
halbuki açsınız, 
etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız. 
Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya, 
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan. 

İnsanlar, ah, benim insanlarım, 
hele Asyadakiler, Afrikadakiler, 
Yakın Doğu, orta Doğu, Pasifik adaları 
ve benim memleketlilerim, 
yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu, 
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız, 
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz. 

İnsanlarım, ah, benim insanlarım, 
Avrupalım, Amerikalım benim, 
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi, 
ellerin gibi tez kandırılır, 
kolay atlatılırsın... 

İnsanlarım, ah, benim insanlarım, 
antenler yalan söylüyorsa, 
yalan söylüyorsa rotatifler, 
kitaplar yalan söylüyorsa, 
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa, 
ninni yalan söylüyorsa, 
rüya yalan söylüyorsa, 
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa, 
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı, 
söz yalan söylüyorsa, 
ses yalan söylüyorsa, 
ellerinizden geçinen 
ve ellerinizden başka her şey 
herkes yalan söylüyorsa, 
elleriniz balçık gibi itaatli, 
elleriniz karanlık gibi kör, 
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun, 
elleriniz isyan etmesin diyedir. 
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız 
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada 
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.