Alman Federal Meclisi'nin 16 Mayıs 2013 tarihinde aldığı kararla, iflas yasası'nda yeni bir döneme girildi. Buna göre, daha önce 6 yıl olan borçlardan kurtulma süresi üç yıla indirildi. Kimi çevreler bu karara kişisel iflas sayılarında patlama yaşanacağı endişesiyle karşı çıkıyor. Uzmanlar, bu yeni sistem her ne kadar ilk bakışta borçlular için avantajlı bir durum gibi gözükse de dikkatli olunması gerektiğini belirtiyorlar. Kölnlü Vergi Uzmanı Ali Demir kişisel iflas yasasıyla bir anlamda hem borçlu hem de alacaklının korunduğunu belirterek, "Kişisel iflası örneğin bina alıp ödeyemeyen ya da ticari hayatında kredi çekip geri ödeyemeyen kişiler verebilir. Bir noktada kişisel iflas yasası ile hem borcunu ödeyemeyen tiketici hem de alacaklı olan şirket yada kişiler korunmuş oluyor" dedi.

İFLAS VERMEK AVANTAJLI OLABİLİR

Zorunluluk halinde kişisel iflas bildiriminden çekinmemek gerektiğini dile getiren Demir, bu tür önemli kararları verirken avantaj ve dezavantajların iyi araştırılması ve bir uzmandan destek alınması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: "Borcunu ödeyemeyen kişi eğer iflas masasına başvurmazsa tabiki o borçların faizleri ana paranın üstüne binecek, avukat paraları, noter paraları, iflas ve icra paraları binecek ve mevcut borç giderek daha da çoğalacak. Halbuki kişi bir an önce iflas masasına başvurursa borçlar dondurulur yani borç çoğalmaz. Böylece borçlu kişi bir noktada koruma altına alınmış olur. Kişinin geçimine yetecek kadar olan gelirlerine de dokunulmaz. Örneğin bekar bir kişiyse 920 Euro kadar net bir para bırakılıp, varsa 920 Euro'nun üstündeki gelirinden taksit taksit alacaklıların borcu ödenmiş olur."

MAHKEME KİMSENİN EVİNİ SATTIRMADI

Geçtiğimiz ay değiştirilen yasayla kişinin çalışma ve ticaret hayatına bir an önce geri kazandırılması amaçlanıyor. Ancak düzenlemeye, kişisel iflas başvurusunda bulunan sayısının artacağı gerekçesiyle karşı çıkanlar da var. Vergi Uzmanı Ali Demir, kişisel iflas verenlerin genellikle konut satın alıp ödeyemeyenler olduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: "Bu eski yasaya göre borç, 6 yıl devam ediyordu yani 6 sene içinde borçlunun sorumluluğu bitiyordu ve böylece borçlar zaman aşımına uğramış oluyordu. Yeni yasayla bunu 3 yıla indirdiler ama buna karşı bankaların itirazı oldu. Özellikle burada önemli olan şey şu ki bazıları ev alıyor ve evlerinin borcunu ödeyemiyor. Sonra bankalar evimizi satar paraya el koyar diye korkuyorlar. Böyle bir olay henüz olmadı. Yani mahkeme kimsenine evini sattırmadı. Ama kişi kendisi evden ayrılır ve derse ki ben burada oturmak istemiyorum buyrun evi satınız ve geri kalan borcu alınız, o zaman olabilir, yoksa hiç kimseyi sokağa atıp da evi satılmamıştır."

Vergi Uzmanı Ali Demir ayrıca bazı hatırlatmalarda bulundu: "Yeni yasaya göre borçlardan kurtulmak için belirli koşulların yerine getirilmesi gerekiyor. Kişilerin üç yıl içinde borçlarının en az yüzde 35'ini ödemiş olmaları ve yeni borca girmemeleri koşullardan bazıları. Ayrıca oluşan dosya masraflarının bu süre içinde de ödenmiş olması şart"