Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu (ATÖF) Eşbaşkanları Yücel Tuna ve Bilge Yörenç yaptıkları yazılı basın açıklamasında, “Türkçe dersleri Alman eḡitim sisteminin bir Parçasɪdɪr” ifadesinde bulundular.

Türkçe derslerine olumsuz yaklaşım

Son günlerde haftasonu okulları ile ilgili olumsuz olaylara üzüldüklerini dile getiren Tuna ve Yörenç, “ Yaşadığımız ülke Almanya ve genelde Avrupa ülkelerinde Türkçe derslerine olumsuz yaklaşımların her geçen gün arttığına üzülerek şahit oluyoruz. Bir yandan bazı eyaletlerde konsolosluk öğretmenlerinin ders vermesine izin verilmediğini görüyoruz. Diğer yandan da yerel makamların sorumluluğundaki derslerin koşullarının güçleştirilmesi, ders planlarından çıkarılması gibi olumsuzluklar Türkçe derslerinin geleceği konusunda endişelerimizi arttırıyor. Almanya ile Türkiye arasında yaşanan politik gerilimde Türkçe derslerinin daha sağlam temellere dayanarak verilmesi için harcadığımız çabaların etkisini azaltıyor. Milli Eḡitim Bakanlığının yurt dışına gönderdiği konsolosluk öğretmenlerinden bazılarının neden olduğu olumsuz örnekler, yerel makamların Türkçe derslerin aleyhinde tavır almalarına olanak tanıyor. Sanki ilgili, yetkili yerlere bu derslerin Alman okullarında ve denetiminde verilmemesi için ellerine altın tepsi içinde fırsat sunuyor”

Yaz tatilinden önce başladı

Son olarak Saarland eyaletinde konsolosluk öğretmenlerinin sınıflara girmesine izin verilmemesini hatırlatan Tuna ve Yörenç, “ Bunun en canlı örneği. Yaz tatilinden önce başlayıp bugünlerde de yoğun bir şekilde,neredeyse kampanya şeklinde sürdürülen, onaylamadığımız bir süreci yaşıyoruz. 'Madem Alman makamlar okullarda sınıf vermiyor o halde biz hafta sonları camilerde ders verir, öğretmeni de kendimiz atarız diyerek', bu düşünceyi zihinlere kazıyorlar. Bu ileride sonuçlarını çok ağır şekilde ödeyeceğimiz bir olgu olarak karşımıza çıkacak ve hatta ṣimdiye deḡin sivil toplum örgütleri, sendikalar olarak elde ettiḡimiz bir çok kazanɪmlarɪmɪzɪ; Türkçe derslerinin okul müfredatɪna alɪnmasɪ, Türkçe notunun karne ortalamasɪnɪ etkilemesi gibi, tehlikeye düṣürecektir. Yerel makamlar konsolosluk öğretmenlerini öne sürerek bu sorundan kurtulacak, devletimiz de bu durumu zaten arzu ettiği formata çevirecektir. Amaç gerçekten Türkçeyi diğer diller gibi Alman okul sisteminde kalıcı ve prestijli diller kategorisine girmesini sağlamaksa yöntem bu olmamalıdır” sözlerine yer verdiler.

Hamburg'da Türkçe öğretmenliği

Eşbaşkanlar basın açıklamasını şu sözlerle bitirdiler: “Derslerin okul dışına çıkarılıp denetimsiz bir şekilde camilere ve sivil toplum örgütlerinin, insiyatifine bırakılması hem katılımı azaltacak hem de niteliğini düşürecektir. Camiler, kiliseler, sinagoglar, cemevleri inançların gereği ritüellerin yerine getirildiği asla eğitimin yapılmayacağı dini kurumlardır. ATÖF'e bağlı dernekler ; Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine yürekten inanmış eğitimciler olarak bu durumu asla kabul etmiyor, reddediyoruz. Bu alana ayrɪlmɪṣ kaynak varsa, bunu Türkçe dersini kalıcı kılacak, Alman okul müfredatɪnda ilkokullarda köken dili dersi, orta bölümde 2. veya 3. yabancı dil olarak verilecek şekilde kullanmalıyız. Bu para ile Alman ve Türk üniversiteleri ile işbirliği yaparak Almanya’da yeni Türkçe öğretmenliği bölümlerinin açılması için destek vermeliyiz. Örneğin Hamburg’taki Türkçe öğretmenliği bölümünün kapanmasını engelleyebiliriz. Özetle Türkçe derslerinin okullardan alınıp adı ne olursa olsun STK’lara ve dini kuruluşların çatısı altında verilmesinin her zaman karşısında olacağız. Duyarlı velilerimizin de bu konudaki desteklerini yanımızda görmek istiyoruz”

Emine SONUGÜR / HAMBURG