Gazetecilerin "düzmece" iddialarla gözaltına alındığını savunan "Abesle İştigal" başlıklı yazı şöyle başlıyor.

"Otokratlar muhaliflerini ezerken genellikle, inandırıcılıktan ne kadar uzak olursa olsun bahaneler uydurma ihtiyacı hissederler. Türkiye'de de haber kuruluşlarını hedef alan son saldırıda gazeteciler hakkında çıkarılan gözaltı kararları 'iktidara el koymak için komplo düzenlemek gibi hain emeller güttükleri' ya da 'teröristleri desteklemek amacıyla silahlı örgüt kurdukları'ndan kuşku duyulduğu ifadelerini içeriyordu. Bunlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini eleştirenlere ve rakiplerine yönelik bastırma harekatından dikkatleri dağıtmayı amaçlayan düzmece iddialar. Tehlikede olan ise demokrasi."

Washington Post daha sonra aralarında gazeteciler, yapımcılar, senaristler ve polislerin de bulunduğu 20'den fazla kişinin gözaltına alınmasınışını "Hepsi de Erdoğan'ın Fethullah Gülen konusundaki paranoyasının girdabına kapılıp gitti" diye yorumluyor.

'Rusya'ya benzer otokrasi'

Bir zamanlar Erdoğan'ın müttefiki olan Fethullah Gülen'in şimdi bizzat cumhurbaşkanı tarafından kendisini devirmeyi amaçlayan bir düşman olarak tanımlandığını yazan Washington Post, "Gazetecilerin gözaltına alınması Sayın Erdoğan'ın Pennsylvania'da yaşayan Sayın Gülen'in etkisini silmeye yönelik en son girişimi. Sayın Erdoğan hızla bugün Rusya'da görülene benzer bir otokrasiye doğru savruluyor" diye sürdürmüş.

Washington Post, krizin geçen yıl patlak veren ve o sırada başbakan olan Erdoğan'a yakın bir çok ismin karıştığı -ve Erdoğan'a göre düşmanları tarafından ortaya atılan- bir yolsuzluk skandalıyla tırmandığını anlattıktan sonra "Erdoğan, yazın ülkenin halk oyuyla belirlenen ilk cumhurbaşkanı seçildi ve başkanlığının yetkilerinin artmasını istiyor. Ama son bir yıl içindeki kavgacı tutumu, Türkiye'yi yanlış yöne götürdüğüne işaret ediyor" diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fethullah Gülen ile husumeti bir yana, demokrasinin en temel önermesini hiçe saydığını yazan Washington Post, "Rekabet demokrasiyi zayıflatmaz, güçlendirir" diyor ve başyazısını şöyle noktalıyor: 

"Ses çıkaran medya, karanlık bir komplo hazırlığı ya da saray darbesi girişimi içinde değildir. Bunlar, daha ziyade sağlıklı işleyen bir siyasi sistemin gayet hayati parçalarıdır. Sayın Erdoğan, haber medyasını boğmakla Türkiye'nin hedeflemesi gereken herşeyi yerle bir etme riskini almış oluyor. Erdoğan arabayı uçurumdan aşağı yuvarlamadan önce, geri vitese almalıdır."