24 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye’yi dış politikada kritik dönemeçler bekliyor. Bunun ilk aşamasını 28-29 Haziran’da yapılacak Avrupa Birliği (AB) Zirvesi oluşturacak. Ardından Türkiye’nin rejim değişikliği ile uluslararası yükümlülükleri Avrupa Konseyi’nin sonbahar oturumunda masaya yatırılacak;

Venedik Komisyonu, yapılan değişikliklerle ilgili raporunu denetleme komitesine sunacak. Türkiye için bir diğer kritik eşik de Suriye olacak. ABD ile Mınbiç’te başlayan sürecin nasıl şekilleneceği belli olacak. Seçimlerin ardından pazartesi günü uluslararası gözlemcilerin yayımlayacağı rapor ise hem AB hem de Avrupa Komisyonu’nun (AK) bundan sonra Türkiye’yi değerlendirmesine temel oluşturacak.

AK’de zorlu süreç: Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) yaz oturumu 25 Haziran’da başlayacak ancak Türk parlamenterlerin Strazburg’a gitmesi beklenmiyor. Buna karşın gözlemciler arasında yer alan AKPM heyeti, çarşamba akşamı kapalı toplantıda Türkiye’deki seçimler hakkında bilgi verecek. Seçimden çıkacak sonuçlar sonbahar ve kış oturumunda Türkiye ile ilgili alınacak kararlara temel teşkil edecek. Başta OHAL’in kaldırılması olmak üzere Türkiye’de adım atılması halinde, bunlar 13 yıl sonra Denetleme Süreci’ne düşen Türkiye’nin raporuna olumlu olarak yansıyacak. Sonbaharda, ayrıca Venedik Komisyonu da başkanlık sistemi için çıkartılan uyum yasalarıyla ilgili raporunu sunacak. Strazburg’da Türkiye hakkında alınacak kararlar Brüksel’e de yansıyacak.

AB süreci: 28-29 Haziran’da gerçekleşecek olan AB Zirvesi’nin gündemini genişleme ve İngiltere’nin birlikten ayrılışı belirleyecek; Türkiye ile ilgili karar ise 24 Haziran sonuçları ışığında şekillenecek. Türkiye ile artık müzakere sürecinin adını anmayan, Türkiye’den sadece ‘aday ülke’ olarak söz eden AB’nin bu zirvede kabul edeceği kararda seçim sonuçlarının da etkili olması bekleniyor. Seçimlerin ikinci tura kalması veya muhalefetin gücünü artırması halinde Türkiye’ye yönelik eleştirilerin tonunun yumuşaması bekleniyor. Seçimlerden hükümetin gücünü koruyarak çıkması halinde ise Ankara’ya yönelik başta OHAL’in kaldırılması olmak üzere baskıların da artması bekleniyor. Ankara, zirve sırasında Avusturya’nın Türkiye ile müzakerelerin dondurulmasına yönelik baskısını sürdürmesini bekliyor. Buna karşın, AB’nin bu aşamada Avusturya’nın blokajını Dönem Başkanı adına yapılacak açıklamayla aşabileceğine işaret eden üst düzey bir yetkili, “AB, 2016’da olduğu gibi bir formül bulacaktır. Bu aşamada müzakerelerin askıya alınmasını ya da dondurulmasını beklemiyoruz” dedi. Zirvenin hemen ardından ise AB Dönem Başkanlığı’nı Avusturya üstlenecek. Vize serbestisinde ise kalan 7 maddede adım atılması, Ankara’nın başta OHAL ve terörle mücadele yasasında yapacağı değişikliklere bağlı olacak.

ABD ile zorlu süreç: Batı gibi ABD de Türkiye’nin başta demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanında atacağı kararları bekliyor. Papaz Brunson, tutuklu ABD personelinin durumu, Hakan Atilla kararı ve Halkbank ile ilgili ABD’nin tutumu, Kongre’nin başta F-35’lerin teslimatına yönelik tavrı Ankara’nın atacağı adımlarla şekillenecek. Türkiye ile ABD arasında sorunların çözümü için başta Mınbiç’te başlayan sürecin nasıl devam edeceği, Mınbiç Askeri Konseyi’nin nasıl şekilleneceği ve yönetimde devir sağlanıp sağlanmayacağı da önümüzdeki günlerde netleşecek.

Suriye’de müzakere ışığı yok: Türkiye- Rusya ve İran’ın başlattığı üçlü mekanizmaya karşın Suriye’de anayasa komisyonu için çalışmalar hâlâ başlamadı. İdlib’teki ateşkes sürecinde de sorunlar devam ediyor. Rejim ve muhalifleri aynı masaya oturtarak uzlaşıya zorlayıcı adımların ne zaman atılabileceği ise belirsizliğini koruyor.