Rusya bu hamleyi neden şimdi yaptı? Beklentileri neler? Rusya iyi planlanmış bir satranç oyununda hamle mi yaptı, yoksa ekonomik yaptırımlarla iç sıkıntıların arttığı bir dönemde Kremlin kumar mı oynuyor?

Bu sorular Batı'da olduğu kadar Rusya'da da soruluyor.

Rusya, Soğuk Savaş'ın bitmesi, SSCB'nin dağılması ve "süper güç" iddiasını kaybetmesinden sonra, üstelik ekonomik olarak elinin en zayıf olduğu bir dönemde eski Sovyet coğrafyası dışında ilk defa bir askeri operasyona girişerek altında kalabileceği bir risk mi alıyor?

Rusya'nın Suriye hamlesinin nedenlerine dair Rusya'da yapılan yorumlar şu başlıklarda toplanabilir:

1- Radikal İslam tehdidi:

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, IŞİD tehdidi dünyanın gözünü korkutmaya başladığından beri aynı şeyi tekrarladı. Geçmişte Çeçenistan savaşını ve Kuzey Kafkasya'da radikal İslamcı eylemlerini yaşadıklarını, IŞİD'e katılan binlerce eski Sovyet cumhuriyetleri kökenli savaşçının ileride kendi ülkesi için tehdit yaratacağını söyledi. Batı'yı, Beşar Esad'ı devirmeye değil, IŞİD'i yok etmeye odaklı bir "uluslararası terör karşıtı koalisyona" çağırdı.

Ancak stratejik çıkar farklılıkları yüzünden Batı, Rusya ile ortak dil bulamadı. Rus istihbaratı, IŞİD saflarında eski SSCB kökenli en az 2 bin kişinin savaştığını düşünüyor. Rusya, Batı cephesinin IŞİD ile mücadelede yetersiz kaldığını, bunun müttefiki Esad'ın işini zorlaştırdığını, sonuçları Rusya'ya uzanacak "radikal terör tehdidi" gördüğünü ilan edip müdahale kararı aldı.

2- 'Süper güç' statüsüne Orta Doğu'da dönüş planı:

Rusya sadece Suriye'nin değil, İran ve Irak yönetimlerinin de desteğini alarak, bölgede ABD'nin boşalttığı "süper güç boşluğunu" doldurma hamlesi yaptı. Bağdat'ta adı geçen ülkelerle ortak operasyon-istihbarat merkezi kurulması, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un "Irak yönetimi eliyle, IŞİD'e karşı savaşan Kürt gruplara de silah sağlandığını" açıklaması, bugüne kadar Ortadoğu'da "istemediğini yaptırmamaya" gücü yeten Rusya'nın şimdi "istediğini yaptırma gücünü sınama" çabası olarak sayılabilir.

3- Stratejik Tartus limanı:

1971'de Hafız Esad ile SSCB'nin imzaladığı anlaşmadan beri Akdeniz'deki Tartus limanı Rusya için kritik bir öneme sahip. Libya ve Tunus'da rejim değikliği getiren halk ayaklanmalarının, Orta Doğu'daki en büyük müttefiki Beşar Esad'ı devrimemesi için Rusya, Suriye iç savaşı boyunca Tartus'da bayrak göstermeyi ihmal etmedi. Esad'ın devrilmesi, Rusya'nın Akdeniz'deki "güvenli limanını" da tehlikeye düşürecek. Şimdi Rusya Tartus'da varlığını güvenceye aldı.

4- Esad'ı kurtarma hesabı:

Lazkiye'den kalkan ve sayıları 30 ila 50 arasında tahmin edilen Rus jetlerinin sadece IŞİD değil, Saddam rejimine karşı savaşan bazı grupları da hedef aldığı iddiaları yoğun olarak gündemde. Türkiye de bu kaygıyı dile getiren ülkeler arasında. Rusya'nın ilk gün "IŞİD'i yok etme operasyonuna aktif katılan ülke" sayılarak sempati toplarken, sonra "terörist" olarak tanımladığı diğer grupları da vurması, bu kez Esad'a karşı savaşan güçleri zayıflatıp onun ömrünü uzatacak bir taktik olarak yorumlanmaya başladı. Rusya vurduğu hedefleri "IŞİD ya da IŞİD destekçisi" olarak değil "Rusya yasalarına göre terörist ilan edilmiş tüm gruplar" olarak genişletiyor. Bu geniş kapsam, Türkiye dahil, Esad karşıtı grupları destekleyen ülkeleri rahatsız ediyor.

5- 'Meşru müdahale' savunması:

Rusya resmi tezlerinde bugüne kadar veto hakkını hep Esad rejimi lehinde kullandığı ve BM Güvenlik Konseyi bir karar alamadığı için, NATO'nun IŞİD'i hedef alan Suriye topraklarındaki bombardımanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyor. "IŞİD'e karşı operasyon için ya BM kararı, ya da Suriye devletinin resmi daveti gerekir; bizde ikincisi var" diyor. Esad, Putin'e "askeri müdahale desteği" için mektup yolladığını açıkladıktan birkaç saat sonra Rusya bombardımanı başlamıştı. Yani Kremlin dünyaya, "Batı operasyonu gayrımeşru, bizimkisi meşru" mesajı veriyor.

6- Ukrayna'dan sonra 'bir adım daha ilerleme' stratejisi:

Rusya, Ukrayna'da "Batı destekli" olduğunu savunduğu olayların ardından Moskova yanlısı devlet başkanı Viktor Yanukoviç devrildikten sonra Rusya Kırım'ı ilhak etmiş, Doğu Ukrayna'daki Kiev karşıtlarını da her açıdan desteklemişti. Batı'nın sert çıkışları ve ekonomik yaptırımlarına rağmen, sonuçta Rusya Kırım'ı aldı.

Şimdi Doğu Ukrayna'da da Rusya'nın dahli olmadan barış imkansız görünüyor. Yani Kremlin'in, önce Gürcistan'da (2008'de Kuzey Osetya ve Abhazya'nın Gürcistan'dan fiilen kopmasıyla biten kısa savaş), sonra Ukrayna'da yaptığı hamlelerin devamı olarak, Batı'ya karşı bir kez daha "gövde gösterisi" yapma fırsatını bulduğu ve "etki alanını genişletmeye başladığı" görüntüsü var.

7- Yaptırımlardan kurtulma planı:

Rusya, Ukrayna'daki kriz sonrası Batı'nın uyguladığı yaptırımlar yüzünden zor bir dönemden geçiyor. Ekonomi küçülüyor, şirketler uluslararası piyasadan kredi almakta zorlanıyor. 2008 Gürcistan savaşı öncesi 549 milyar dolara kadar çıkan rezervler bugün 368 milyar dolar indi. Bugün 48 dolar civarında olan ham petrolün 30 dolara doğru inmesi durumunda iflasların başlamasından korkuluyor.

Bu nedenle Rusya'nın Suriye'de "çözüm aktörü" olarak kritik bir hamle yapıp, IŞİD'e karşı ortak zafer durumunda ödül olarak yaptırımlardan kurtulmayı planladığı yorumları yapılıyor. Almanya Şansölyesi Angel Merkel'in "Suriye'de Rusya'sız çözüm imkansız" demesi de Putin'in elini güçlendiriyor.

Putin BM konuşmasında, 2. Dünya Savaşı'ndaki "anti Hitler ittifakı" benzeri, "uluslararası terör karşıtı koalisyon" önerirken, ilişkilerin bozulduğu Batı ile "ortak payda ve ortak zafer" arayşında. IŞİD tehdidinin ortadan kaldırıldığı, Esad'ın gidiş vadesinin uzatıldığı bir çözüm Rusya'nın hedefi. (BBC)