Ege Denizi’nde Türkiye ve Yunanistan arasında yılda 1 milyon’dan fazla yolcu taşıyan feribot firmaları, Yunanistan İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen tebligatlarla, mülteci yasasına istinaden cezai yaptırım uygulanacağının bildirilmesi üzerine Midilli Ticaret Odası’nın daveti üzerine Midilli (Lesvos) Adası’nda düzenlenen basın toplantısına katıldılar..

MİDİLLİ’DEKİ KRİTİK ZİRVEDEN BAKANLIK RANDEVUSU VE ÇÖZÜM IŞIĞI ÇIKTI

Türkiye - Yunanistan Feribot İşletmecileri olarak Midilli Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen toplantıya katılan 14 şirket yetkilisi kendilerine haksız bir uygulama yapılmak istendiğine dikkat çekerek, sefer düzenlenen Yunan adalarındaki belediye, ticaret odaları, esnaf odaları, basın ve sivil toplum kuruluşlarından destek talebinde bulundu. Yapılan açıklamada, “Son kararı verecek olan Yunanistan Mülteci Bakanlığı’na konu hakkında görüşlerinizi lütfen bildirin. İleride yaşanacak sorunların önüne geçmek adına tüm iş birliğine hazır olduğumuzu beyan ediyoruz” denildi.

Kuzey Ege Bölge Valiliği Genel Sekreteri Pavlos Michalakellis’nin toplantı esnasında doğrudan Ulaştırma Bakanı özel kalemini araması ve 16-21 Eylül tarihleri arasında Midilli ya da Atina’da Türk Feribot İşletmecileri ile bakanın görüşeceği bir randevu organizasyonunu yapması, Yunan tarafının konuya gösterdiği ilgiyi açıkça ortaya koydu..

TOPLANTIYA KATILIM BEKLENENİN ÇOK ÜZERİNDEYDİ

Midilli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Panayotis Hacikriakos, Midilli Ticaret Odası Başkanı Vaggelis Myrsinias, Midilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, hukuk danışmanı Stelyos Kinderlis ve toplantıda çeviri yapan tercümanlar

Midilli Ticaret Odası Başkanı Vaggelis Myrsinias’ın yönettiği, Türk ve Yunan acente temsilcileri, Bölge Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin bir araya geldiği toplantıya Yunanistan tarafından Kuzey Ege Bölge Valiliği Genel Sekreteri Pavlos Michalakellis, Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili ve Adalet eski Bakanı Haralambos Athanasiou, İçişleri Bakanlığı Kuzey Ege Bölge Valiliği Yabancılar Dairesi Müdürü Mihalis Papoutsis, Midilli Ticaret Odası 2. Başkanı Panayotis Tatakis, Midilli Acente Birliği Başkanı Hatzykiriakos, Midilli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Midilli Turizm Acenteler Birliği Başkanı Panayotis Hatzykiriakos, Midilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda odanın avukatı, hukuk danışmanı Stelyos Kinderlis, Mytilene Tours sahibi Aris Lazaris, Midilli Pantour Takis Pantelopoulou, Sakız Adası Sunrise Tour sahiplerinden Argyro Spanoliou, Sakız Adası Turizm ve Otelciler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Pandelis Lagados, Sakız Adası turizm acenteleri avukatı Klemenlis, Sakız Ertürk Yöneticisi Foteini Orfanoudi, Sakız Adası Kanaris Tour Yöneticisi Bolas Konstantinos, Onikiadalar Turizm Acenteleri Başkanı ve aynı zamanda Kos Adası Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Dimitris Sarandis, Samos Yacht Services Yönetim Kurulu Başkanı Tasos Nikolaidis katıldı.

TURYOL Yunan Adaları Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kadir İnandı (mikrofona konuşan)

Türkiye tarafından ise Deniz Ticaret Odası İzmir Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, TURYOL Yunan Adaları Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kadir İnandı, Dentur Avrasya İş Geliştirme Müdürü Selim Gündoğan, Turkish Sealines sahibi Asım Başaran, Yeşil Marmaris Lines Operasyon Müdürü Sertaç Eraslan, Tilos Travel temsilcisi Cengiz Cankat Özkaya, Jalem Tur sahipleri Eşref ve Ali Jale, Jale Tur sahiplerinden Ahmet Jale, Bodrum Feribot İşletmeciliği adına Metin Önder, Ertürk adına Alparslan Ertürk, Kahramanlar Turizm sahibi Okan Kahraman, Meander Travel sahiplerinden Abdullah Gür, Meis Ekspres adına Fethi Kemal Öztürk,

Kültür ve Turizm Bakanlığı bir önceki dönem Bakan Başdanışmanı Metin Akar, Ayvalık Turizm Geliştirme Birliği 2. Başkanı ve Sezek Travel’in Sahibi Alp Sezek, Ayvalık Meis Turizm Sahibi Öztürk Turhan toplantıya katılan isimler arasındaydı.

YOLCU BAŞINA 5 BİN - 30 BİN EURO ARASI CEZAİ YAPTIRIM

Türk ve Yunan basın mensuplarının katıldığı basın toplantısında, katılımcıların kendilerini tanıtmalarının ardından konuşmalara geçildi. 14 Feribot İşletmecisi adına söz alan Kadir İnandı, Türkiye ile Yunanistan arasında 50 yıldan daha uzun bir süredir deniz yolcu taşımacılığı yapıldığı vurgulayarak, “Bu taşımacılık faaliyetleri, iki ülke arasında turizm ve ticaretin yanı sıra, geçmişte aynı kaderi paylaşmış iki toplumun bağlarını korumakta önemli görevler üstlenmektedir. Feribot firmalarımız, son dönemde iki ülke arasında kötü giden ekonomik, siyasi, askeri ve politik ilişkiler ile mücadele etmeye çalışmakta ve her geçen gün iki ülke arasındaki yolcu taşımacılığını artırmaktadır. Fakat son dönemde Yunanistan İçişleri Bakanlığı’ndan tüm feribot firmalarımıza yazı gönderilmeye başlandı. Feribot firmalarıyla Yunanistan’a gelen, fakat geçerli seyahat evrakı, geçerli vizenin olmaması gibi çeşitli nedenlerle ülkeye alınmayan yolcular için, yolcu başına 5.000 € ile 30.000 € arasında ceza yazılmak üzere bizlerden savunma yapmamız talep edilmiştir. Aynı şekilde Yunan feribot işletmelerine de aynı içerikli tebligatlar gitti. Bizlere göçmen kaçakçılığı ile ilgili kanun maddeleri üzerinden ceza verilmek istenmekte olup, senelerdir verdiğimiz emeklerin karşılığının bu olmaması gerektiğini düşünmekteyiz” diye konuştu.

PASAPORTTA VİZE VAR AMA BİR GÜN ÖNCE GELDİ DİYE MÜLTECİ DENİLEBİLİR Mİ?

Konunun tek taraflı olarak ele alındığı ve daha iyi anlaşılması adına birkaç örnek vereceğini, belirten Kadir İnandı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Örneğin Türkiye’den Yunanistan’a seyahat eden yolcularımızın seyahat tarihi, vize başlangıç tarihinden önce olması durumunda; ‘Geçerli seyahat evrakı olmadan Yunanistan’a gelmek, mülteci kanununa muhalefet’ suçundan tutanak tutulmaktadır. Yolcumuz 1 gün erken geldiği için mülteci, ama vizenin başladığı gün gelmesi durumunda turist olarak değerlendirilmektedir. Tüm evraklarını konsolosluğa teslim etmiş, verdiği belgelerin güvenirliliği kontrol edilmiş ve vize almış birisi nasıl olurda bir gün önce seyahatine başladığı için mülteci kaçırmaktan dolayı yargılanabiliyoruz. Bu durumda asli kusurlu taşıyıcı firma olabilir mi? Bir başka örnek vermek gerekirse, bilindiği üzere pasaportlarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kaşesi olan kişiler Yunanistan’a alınmamaktadır. Fakat Türkiye’deki Yunanistan konsoloslukları KKTC kaşeli pasaportlara vize verebilmekte. Bununla ilgili örnekler mevcut. KKTC kaşeli pasaportlar için de tarafımıza ‘Geçerli seyahat evrakı olmadan Yunanistan’a gelmek’ suçlamasıyla tutanak tutulmuştur. Yunanistan Konsolosluğu vize veriyor fakat dikkatlerden kaçıp yolcu bizimle geldi diye biz mülteci taşımış oluyoruz.”

BİZ YOLCU LİSTESİ BİLDİRİYORUZ, MÜLTECİ ÖNCEDEN BİLDİRİM YAPAR MI?

Türkiye’den hareket eden bir yolcu gemisinin, gemi personeli ve içindeki yolcunun tamamını bir liste halinde Yunanistan makamlarına bildirdiğini, buna rağmen ülkeye alınmayan yolcunun Yunan makamlarınca mülteci olarak görülmesinin anlaşılır bir tarafının olmadığı da dile getiren İnandı, “Hangi mülteci, Yunan makamlarına daha önceden geleceğini beyan etmektedir? Kanun maddelerine göre geçerli belgesi olmadan Yunanistan’a gelmiş sayılan bu yolcular zaten Yunanistan’a alınmıyor ve ilk gemi ile Türkiye’ye geri gönderiliyor. Bu durumda Yunanistan’a sığınmamış birisinin nasıl olurda mülteci kapsamında değerlendirildiğine anlam verememekteyiz. Ayrıca, sınırı geçmeyen ve geri gönderilen bir yolcu nasıl olurda mülteci kanunu kapsamında değerlendirilebiliyor” dedi.

HATTA ÇALIŞACAK FERİBOT FİRMASI KALMAZ

Aynı zamanda TURYOL firması Yönetim Kurulu Üyesi olan Kadir İnandı, cezai yaptırımların uygulanması durumunda sefer yapan firmaların çok zor durumda kalacağının altını çizerek şöyle konuştu:

“Tamamen yasal olarak yapılan yolcu taşımacılığında karşılaştığımız sorunlar, bizleri içinden çıkılamayacak durumda bırakmıştır. Geçmişte feribotlarımızla seyahat eden fakat Yunanistan’a kabul edilmemiş kişiler hakkında feribot firmalarına bir ceza uygulanması söz konusu değilken, şimdi bizlere altından kalkamayacağımız cezalar uygulanmak isteniyor. Halihazırda faaliyet gösteren feribot firmaları, ceza olarak kesilmek istenen bu tutarları ödeyebilecek güçte değildir. Üzülerek belirtmemiz gerekir ki böyle bir yaptırımın uygulanması durumunda, ilerleyen aşamalarda Türkiye - Yunanistan arasında tarifeli sefer yapacak hiçbir feribot firması kalmayacaktır. Şüphesiz ileride yaşanacak sıkıntılar iki ülkenin de menfaatine olmayacağı gibi uzun yıllardır verilen emekleri boşa çıkaracaktır.”

İKİ ÜLKENİN DE MENFAATİNE DEĞİL

2016 yılında Türk ve Yunan yetkililerin katılımı ile İzmir’de gerçekleşen ‘Türkiye - Yunanistan Deniz Turizmi Çalıştayı’nda bu konunun sonuç bildirgesi olarak, çözüm önerileri birlikte sunulduğuna da dikkat İnandı, bu durumdan her iki ülkenin hiçbir menfaati bulunmadığı vurgulayarak, “Diğer taraftan Yunanistan Resmi Gazetesi’nde yayınlanan konuyla ilgili yönetmeliğin ek maddesi diğer hükümlerine göre; ‘İfade edilen ihlallerin önüne geçmek ve ülkeye giriş yapmasını engellemek için azami önlemleri aldığını ispatlayabilen firmalara herhangi bir cezai hüküm uygulanmamaktadır’ denilmekte. Yılda 1 milyon yolcu taşıyan firmalar için 2011 yılından bu yana yaklaşık 270 yolcu için tutanak tutulmuş. Bu rakam ‘10.000’de 1’ bile değil. Bu da ilgili firmaların, ek madde hükmünde yer alan ‘Azami önlem aldığını’ gösteren önemli bir ispattır” dedi.

KUTU KUTU:

TOPLANTIDA KİM NE DEDİ?

Midilli Ticaret Odası Başkanı Vaggelis Myrsinias:

“Önemli konuları konuşmak ve çözmek için burada bulunduğunuzdan dolayı katılan herkese teşekkür ediyorum. Son yıllarda iki karşı kıyı arasındaki turist sayısı oldukça arttı. 2007 yılında Yunanistan Meclisi tarafından alınmış bir karar var. 2014 yılında da revize edilmiş. Bu kanunun bir maddesi şöyle: Hava ve deniz yoluyla Yunanistan’a gelen kişilerin eğer beraberlerinde geçerliliği olmayan pasaport veya herhangi bir seyahat belgesi varsa ceza uygulanacaktır. Maalesef çok yüksek oranda cezalar var. Hem gemilerin ve uçakların sahiplerine veya bu kişileri burada temsilci olan acentelere de büyük cezalar var. Aramızda iyi giden ticari ilişkiler, çok iyi arkadaşlıkların ve dostlukların kurulmasına da en büyük etken. Diğer taraftan bu güzel ilişkileri etkileyen olumsuzluklar da yaşanabiliyor. Bu toplantıda konumuzla ilgili olumsuzlukları ortadan kaldırmanın ilk adımını atıyoruz. Sonuç alacağımıza eminim. Aramızda iki gazeteci, karşı kıyıdan Bayan Fulya, bizim taraftan da Bay Stratis Palaskas var. İnanılmaz derecede ellerinden gelen her şeyi yaparak, bize ölçülemez bir yardımda bulunuyorlar. Kendilerine teşekkür ediyorum.”

Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili ve Adalet eski Bakanı Haralampos Athanasiou:

“Ülkemizde komşularımızla ilişkilerinin her zaman fevkalade olmasını arzuluyoruz. Bu ilişkilerin yalnız siyasi alanda değil, ticari ve turizm alanındaki ilişkilerde de aynı şekilde olmasını istiyoruz. Bu yasa 2014’de onaylandığı zaman mülteci yasası dahilindeydi. Amacı mültecilerinin kontrolsüz girişlerinin yasaklamasıydı. Türk arkadaşlarımız kusura bakmasın, bugün böyle bir uygulamayla karşılaşacağımızı düşünmemiştik, bunu amaçlamamıştık. Bugün mevcut yasanın maddeleri gereği ortaya çıkan bu problemleri, ben çok aşırı tedbirler olarak görmekteyim. Yasa ne istiyordu; örneğin Türkiye’den küçük bir gemi, sandal, tekne yasadışı geliyor ve içinde seyahat evrakları taşımayan mültecilerle dolu. Yasa bu teknelerden bahsediyor. Elbette bu kapsama giren tekne sahibinin cezalandırılması lazımdır, çünkü yasadışı durumdur. Ama örneğin Türkiye’den bir kişi buraya feribotla geliyor, burada ve Türkiye’de gümrük kontrolünden geçmiş oluyor. Yani taşımış olduğu seyahat belgeleri iki değişik ülkede de kontrol edilmiş oluyor. Acentenin, gemi şirketinin burada suçu ne? Bu nedenle yasanın tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Problemin esas ana maddesi budur. Yasanın üçüncü paragrafta da belirttiği gibi gemi sahipleri vs. cezalandırılır diye arz ediliyor. Burada belirsiz, tam tanımlanamayan bir beyan şekli vardır. Ticari, tüzel ve gerçek kişiler de ayrıca cezalandırılabilir şeklinde bir paragraf geçmektedir. Bu hangi alana girmektedir? Belki de bu Yunanistan’da mevcut bir şirketin temsilcisi de olabilir. Burada sorun var. Bir Türk feribot şirketinin Yunanistan’da bir resmi temsilcisi yoksa cezası Türkiye’de uygulanması lazımdır. Çünkü Türkiye menşei bir şirkettir. Burada temsilcisi yoksa o şirketin Yunan mahkemelerinin kararlarına göre, yürürlükte olan hukuk maddelerine göre Yunanistan’daki yasal yetkilisi araştırılıyor, ona istinaden bütün gerekli işlemleri yapan kişi sorumlu kişi durumuna düşürülüyor. Esas problemimiz budur ve bunun çözümünü bulmamız lazım. Konuyla ilgili yasa değişikliğinin yapılabilmesi için her konuda yardımcı olmaya hazırım.”

Kuzey Ege Bölge Valiliği Genel Sekreteri Pavlos Michalakellis:

“Bu toplantı için içimde buruk bir sevinç var. Çünkü çok daha önce bir araya gelebilmeliydik. Ama nihayetinde böyle bir toplantı yapabildik. Bir taraftan tarihler geçiyor, ceza bedellerinin ödenmesi gerekiyor. Ama samimi bir şekilde sorunun burada çözüleceğine inanıyorum. İlgili bakana buradan çıkacak önerileri götüreceğim. İlgili başka bakanlıklarla da kalıcı bir çözüm getirilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ben de kanunun değişmesi gerektiğine inanıyorum. Sizin söylediğiniz her şeyi üstlerimize bildireceğiz, merak etmeyin.”

Toplantı sürerken bir telefon konuşması gerçekleştiren Pavlos Michalakellis tekrar kürsüye geldi ve şu konuşmayı yaptı:

“Sayın bakanın (Ulaştırma Bakanı) bürosuyla görüştüm. Her iki yakada oluşan büyük önemi ve ilgiyi izah ettim. Yalnız Ege değil, diğer Yunan adalarından olan temsilcilerden de bahsettim. Cezayı yemiş kişi ve kuruluşların heyecanlarını ve üzüntülerini de ifade ettim. 16 - 21 Eylül arasında bu konunun tartışılması için randevu talep ettim. Buradaki önerilerin yazılı, analitik (çözüme yönelik) olarak kısa zamanda ulaştırılması gerekir ki, ne kadar iyi hazırlanılırsa o kadar olumlu netice alınma olanağı da vardır. Toplantı Atina’da.” (Toplantıda en çok alkışı bu konuşma aldı)

Midilli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Panayotis Tatakis:

“Bakanlık, emniyet ve ceza kesilen firmalar arasında bir işbirliği kurulsun. Mevcut cezalardan başka cezalar uygulanmasın. Şu ana kadar verilmiş olan cezaların da dondurulması için, muhataplar ticaret odaları aracılığıyla devlet birimlerine dilekçelerini versin. Yerel yönetimlerin ve ticaret odalarının da yardımıyla bu cezalarla ilgili verilecek dilekçeler kabul edilecektir. Çünkü Yunanistan yasalarını bilerek konuşuyorum. Bu cezaları almış kişilerin itirazı sonuçta 3-4 yıl alacak uzun bir süreçtir. Belki o zamana kadar bu cezaların bir kısmını ya da tamamını ödemek zorunda kalacaklar. Bir bakıma bu cezayı almış olan işadamlarının mahkumiyeti anlamına gelmektedir. Biz ticaret odası aracılığıyla bu cezaların dondurulması ya da iptal edilmesine gayret edeceğiz. Çünkü çok ağır bir yaptırımdır. Ortada komik bir durum var. Binlerce mülteci sallarla geliyor, hiç kimse onları kontrol etmiyor. Ama yasal olarak bütün evraklara sahip insanlar teker teker kontrol ediliyor. Üstelik bize de para bırakan kişilerdir bunlar. Aynı zamanda bizlere problem de yaratmıyorlar. Gerek sizin getirdiğiniz, gerekse de bizim karşı tarafa götürdüğümüz kişiler, bu uzun süreçte hiçbir zaman iki ülke arasında problem olmamıştır. Sonuç olarak inanıyorum ki çok az miktarda olan münferit olaylar yüzünden, çok iyi gelişen bu ikili ilişkilerin bozulmasını doğru bulmuyorum. Hep birlikte işbirliği yaparak bu problemi çözeceğiz.”

Deniz Ticaret Odası İzmir Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk:

“Yapılan konuşlardan kesin bir sonuç alacağımızı görüyorum. Hep beraber madem buradayız, her şeyi konuşuyoruz, Türkiye’den çıkış yapılan tüm adaların ticaret odalarıyla bizler, buradaki arkadaşlar, bu işten ekmek yiyen herkes ortak bir bildiriye imza atalım. Belki kanunun değişmesinde veya yeniden revize edilmesinde veya yeniden yorumlanmasında bir faydamız olur.”

Midilli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Midilli Turizm Acenteler Birliği Başkanı Panayotis Hacikriakos:

“Çok büyük problem ve çok önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Bu yüzden en kısa zamanda toplanıp bir çözüm bulmak için adım attık. Aramızda bulunan hukuk danışmanımız Bay Kinderlis’in, Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili ve aynı zamanda avukat olan Haralambos Athanasiou’nun yardımlarıyla bu önemli problemi aşacağımıza inanıyorum. Bu kanunun mutlaka değişmesi gerektiğine inanıyorum. Bu kanun değişmeli ki iki ülke arasında daha yakınlık kurabilelim. Bu kanun turizme hiç yakışmıyor, bizimle alakası olmayan ama bir an önce de çözülmesi gerekenlerden bir kanun.

Midilli ve Sakız Ticaret Odası ve buradaki yöneticiler de bakanlıklara cezalarla ilgili dilekçeler verdik. Kaldırılması ile alakalı haberler bekliyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz, olumlu yanıtlar almayı bekliyoruz. Denizcilik Müsteşarlığı’na da dilekçeler yazıldı, bunların da sonucunu bekliyoruz.”

Midilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda odanın avukatı, hukuk danışmanı Stelyos Kinderlis:

“Bu sadece burada bulunanlar için bir problem değil, çok büyük ölçüde bir sorun. Maalesef bu kanun geçerli ve cezalar da ödenmek zorunda. Gelen yolcuların seyahat belgeleri, pasaportları veya vizeleri geçersizse mutlaka ceza yaptırımı var. Bunlar üzerinde oynanmış seyahat belgeleri de olabilir. Benim kendi şahsi kararım, denklem uymuyor. Bu cezalar çok doğru ve çok geçerli değil diye düşünüyorum. Tabii ki bunun tekrar incelenmesi gerekiyor. Örneğin pasaportların geçerlilik süresi 2 aydan azsa, Kıbrıs Türk kesimine gidenlerin pasaportlarında buna dair damga bulunuyorsa, ne yazık ki bu ülkeye alınmıyor ve cezalar var. Tabii biz bunları çok fazla eleştiremeyiz ama konuşabiliriz. Yunanistan Adalet Bakanlığı tarafından sanıyorum bir sonuca bağlanacak. Bugün ancak şunu yapabiliriz. Hem Pasaport Müdürlüğü’nden, hem de Kuzey Ege Bölge Valiliği’nden sorunun bir an önce çözülmesi için ricacı olabiliriz. Kanunda bulunan küçük bir paragraf var, hem bir çözüm bulacak hem de yardımcı olacak bir paragraf. Bu cezaların ne gemi sahipleri, ne de turizm acenteleri tarafından ödenmek zorunluluğu olmadığını söylüyor. Tabii ki bunun olması için, gemi sahipleri ve turizm acentelerinin gerekli bütün önlemleri almış olması gerek. Ayrıca Yunan makamlarına bir dilekçe vermek gerek. Bugün etkili olacak bazı adımlar atabiliriz diye düşünüyorum.”

Sakız Adası turizm acenteleri avukatı Klemenlis:

“Yasanın uygulanması karşı kıyıdan, Türkiye’den yolcu getiren firmalar ve turizm acentelerini, onların bu kıyıdaki merkez acenteleri ve temsilcilerini ilgilendiriyor. Yunan hükümeti bunlara ceza yazmak istiyor. Ama bazı durumlar var ki 2011 yılının öncesine bile gidiyor. Bu kanun belirsiz, yeniden düzenlenmesi gerekiyor.”

KUTU KUTU:

TOPLANTI SONRASI NE DEDİLER?

Midilli Ticaret Odası Başkanı Vaggelis Myrsinias toplantı sonrasında katılımcıları ağırladığı yemekte verdiği özel demeçte şunları söyledi:

“Çok iyi bir toplantı yaptığımıza inanıyorum. Özellikle ceza konularının nasıl sonuçlanacağı konuşuldu, önemli konulardı. Karşı kıyıdan gemi sahipleri ve turizm acentelerini de davet ettik. Beklediğimizin üzerinde büyük bir katılım vardı. Buradan da bölge valiliğinden, pasaport şubeden katılım vardı. Umuyorum ve zannediyorum ki bu toplantıdan sonra çok güzel ve çok büyük adımlar atacağız, önümüzdeki günlerde meyvelerini alacağız. İki taraftan da birçok teklifler getirildi, hepsi not edildi. Elimizden gelenin en iyisini yaparak çok iyi adımlar atacağız. En önemlisi işbirliği yapmak, zaten bu her zaman yaptığımız bir şey. Hem acenteler, ticaret odaları bakımından, hem de şahıslar olarak yaptığımız bu görüşmeler ve anlaşmalar sonucunda iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Bu toplantıdan sonra alınacak yeni kararlar ve atılacak yeni adımlardan sonra, sanıyorum bir daha böyle sorunlar yaşamayacağız. Bu sorunlarımızı yaşamamıza sebep anayasadaki bir madde. Umuyorum bu madde ya iyileştirilecek, ya da yeni şekliyle anayasada yer alacak. Hem karşı taraf, hem de biz çok umutluyuz. Çok önceden aramızda başlamış olan, hem ticari, hem kültürel ve sosyal ilişkilerin bugünden sonra daha iyi olacağını, bugünkü toplantıdan sonra, oluşan sıkıntıların hepsinin çözüleceğine canı gönülden inanıyorum. İlişkilerimiz daha da güçlenecek, daha da iyi olacak, çünkü biz kardeşiz. Lesvos (Midilli) size her zaman kucak açıyor, bizim evlerimiz sizin evleriniz. Ne zaman isterseniz başımızın üzerinde yerinizin var, her zaman misafirimizsiniz.”

Deniz Ticaret Odası İzmir Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk:

Bana göre toplantı çok verimli geçti. Her şeyi açık açık konuştuk. Bu konuda adımların ne şekilde atılması gerektiğine dair görüş birliğine vardık. Midilli’deki dostlarımız özellikle yetkili taraftan olanlar ki, Kuzey Ege Bölge Valiliği, Emniyet Teşkilatı gibi kurumlardan gelen arkadaşların konuya ne kadar sıcak baktıklarını, şu anki kanunda yapılacak bir takım değişikliklerle yanlış yorumlamalara engel olacağını ve bununla ilgili çalışmalar neticesinde ortaya çıkacak olan olumlu havanın turizme yansıyacağını, aksinin olması durumunda da turizmin çok etkileneceği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantının en önemli noktası Yunanistan Kuzey Ege Bölge Valiliği Genel Sekreteri’nin, Yunanistan Ulaştırma Bakanı ile bu konuların bir an önce konuşulması için 16 - 21 Eylül 2018 tarihleri arasında bir randevu talebimizin olduğunu iletmesi ve onlardan gelecek cevaba kadar konunun analitik bir şekilde çözüm önerileriyle beraber kendilerine aksettirilmesini istediler. Bana göre en güzel sonuç bu oldu. Zaten bu bir bilgilendirme toplantısıydı. Bu gelişmeler toplantı esnasında ortaya çıktı. Dolayısıyla biz de onların bu konudan aslında ne kadar çok rahatsız olduklarını gördük. Onun için ümit ediyorum bu ayın içerisinde güzel, olumlu, ticaretimizin ve turizmimizin gelişeceği sonuçlar elde ederiz. Ege’de Türkiye’den Yunanistan’a yılda ortalama 1 milyon turist taşıyoruz. Bu 1 milyon turistimiz harcamalarıyla 6 milyon Avrupalı turiste bedel. Dolayısıyla bizim kaybımız olmaz. Kayıp buradaki esnafın olur. Buradaki ticaretin devamı açısından aynı denizi paylaşan komşu 2 ülkenin insanlarının daha içiçe yaşamasını sağlayacak olan tüm kriterleri yok etmiş oluruz. Bu nedenle toplantılar neticesinde olumlu gelişmeler yaşanacağını ümit ediyorum.

Fulya OMAÇ / Midilli Adası - YUNANİSTAN