Preet Bharara, Yargıç Richard Berman'a ilettiği 29 sayfalık dilekçede, kefaletle bırakılması halinde, kendi ifadesiyle "geçmiş düzenbazlıkları" ve serveti de göz önünde bulundurulduğunda Zarrab'ın ABD'den kaçabileceğini belirtti.

Savcıya göre, kaçarsa ve hele Türkiye'ye giderse, 'ülkedeki güçlü bağlantıları sayesinde ABD'ye geri gelmesi' mümkün olmaz.

Başsavcı ayrıca gerekçelerini açıklarken hem 17 Aralık fezlekesini mahkemeye delil olarak sundu, hem de Amerikan Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) ulaştığı e-mail trafiğinin fezlekenin bulgularını kanıtlarla güçlendirdiğini vurguladı.

Bharara, Zarrab'ı, "çok yönlü, önemli bağlantıları bulunan, büyük bir serveti ve nüfuzu olan uluslararası bir iş adamı" olarak tanımladı.

Dilekçede, 33 yaşındaki Zarrab'ın büyük servetini, sadece yatlar ve katlar almak için değil, Türkiye'de yolsuzluğa bulaşmış bazı siyasetçilere erişmekte ve nüfuz edinmekte kullandığı belirtildi.

'Zarrab yalan beyanda bulundu'

Bharara'nın dilekçesinden bazı tespitler şöyle:

- Reza Zarrab ve işbirlikçileri, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını aşmak için, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli şirketlerden oluşan küresel bir şebeke üzerinden İran adına milyonlarca dolarlık işlem yapılmasını sağladı.

- Zarrab, 19 Mart'ta Miami Havaalanı'nda gümrükten geçerken görevlilere üzerinde 103 bin dolar nakit para taşıdığını beyan etti. FBI, gözaltına aldığı Zarrab'ın i-Phone'una da el koydu.
Zarrab 21 Mart'taki ön sorgusunda, geçmişteki seyahatleri ve mal varlığı konusunda çok sayıda yalan beyanda bulundu, bazı ülkelere seyahat ettiğini gizledi. İran, Türkiye ve Makedonya pasaportlarına sahip olmasına rağmen sadece Türkiye pasaportu olduğunu iddia etti. Zarrab altın ihracından, mobilya ticaretinden ve Türkiye'de kiraladığı bir dükkandan yılda 720 bin dolar geliri olduğunu öne sürdü. Oysa gerçek rakam bunun çok üstünde.

- Zarrab 19 Nisan 2014'te verdiği bir mülakatta (A Haber'de yayınlanan 'Yaz Boz' programı) yılda 11 milyar dolarlık ihracat yaptığını; 20 evi, 6 atı, 17 lüks arabası, 7 yatı, özel bir uçağı ve 10 milyon dolar değerinde tabloları olduğunu söylemişti. İş adamı bu büyük servetini Türkiye'de yolsuzluğa karışmış bazı siyasetçilere erişim sağlamak için de kullandı. 2013'te rüşvetle suçlanıp gözaltına alınmasından 72 saat sonra serbest bırakıldı. Hakkındaki suçlamalar ise Türk medyasına ve internete sızdırılan 18 Aralık 2013 tarihli fezlekede yer aldı.

- Türkiye'de soruşturma makamlarının hazırladığı fezlekede Zarrab'ın eski Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Cağlayan'a, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'e, eski AB Bakanı Egemen Bağış'a ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'a milyonlarca dolar rüşvet verdiği belirtildi. FBI soruşturmasında ulaşılan e-mail trafiği de, fezlekenin bulgularını kanıtlarla güçlendirdi. Maillerde, Zafer Çağlayan'ın kardeşine ödeme yapıldığı görülüyor, hesap çizelgeleri ise Çağlayan ve Aslan'a ödenen rüşvetin dökümü gibi görünüyor.

- Zarrab'ın Türk yardım kuruluşu Togem-Der (Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği) ile çalışması da, onun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil bazı üst düzey Türk yetkililer ile arasındaki yakın ilişkiyi gözler önüne seriyor. Zarrab bu derneğe yaptığı bağışların listesini mahkemeye sunduğu kefalet talebinin kanıtları arasında saymıştı. Türk medyasına yansıyan haberlere göre derneğin kurucusu Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan. Derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında, (17 Aralık soruşturmasında gündeme gelen iddialar nedeniyle AB Bakanlığı görevinden istifa etmek zorunda kalan) Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Nilser Bağış da var.

- Türkiye ile ABD arasında suçluların iadesini öngören bir anlaşma var. Ancak Türkiye vatandaşlarını iade etmiyor. İadeye izin verse de, tüm koşullar göz önünde bulundurulduğunda Zarrab'ın ABD'ye dönmesi çok düşük bir olasılık.

17 Aralık soruşturması



2013'te "Rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarıyla başlatılan 17 Aralık soruşturmaları sonrası, suçlamaları reddeden bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar görevlerinden istifa etmişlerdi.

Eski bakanlar kendilerine yönelik suçlamaları reddetmiş, AKP hükümeti soruşturmaları Fethullah Gülen Cemaati'nin hükümete yönelik "darbe girişimi" olarak nitelendirmişti.

Soruşturmaları yürüten savcı ve emniyet yetkilileri hakkında "darbeye teşebbüs" suçlamasıyla dava açıldı.

Savcıların görevden alınmasının ardından, 17-25 Aralık dosyalarıyla ilgili yürütülen soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı.

75 yıl hapsi isteniyor

Reza Zarrab ise 19 Mart'ta eşi Ebru Gündeş ve kızıyla birlikte tatil için gittiği ABD'nin Miami kentinde havaalanında gözaltına alındı, iki gün sonra da tutuklandı.

Zarrab, New York'un Manhattan bölgesindeki Metropolitan Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.

Savcı Preet Bharara, hazırladığı ön iddianamede Zarrab'ı; "2010-2015 yılları arasında İran'a yönelik yaptırımlara uymayarak ABD'yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı yapmak ve karapara aklamak"la suçlamıştı.

Zarrab hakkında toplam 75 yıl hapis cezası istenmişti.

Amerikan Associated Haber Ajansı'na değerlendirmede bulunan Zarrab'ın avukatı Benjamin Brafman, Başsavcı Bharara'nın suçlamalarına önümüzdeki hafta yanıt vereceklerini bildirdi.

Avukatları daha önce, Zarrab'ın 50 milyon dolar kefalet karşılığında serbest bırakılıp ev hapsinde tutulmasını talep etmişlerdi.

Zarrab'ın kefalet talebinin değerlendirileceği duruşma 2 Haziran 2016 Perşembe günü yapılacak. (BBC)