Geleneksel devlet, AKP, Saray'ın baskısıyla ve aslan 'sosyal demokratların' 'dayanışmasıyla' TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi, 'milli iradeyi' halkın seçtiği Milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırarak, 'tarihe yeni bir not' düşürdü.

Geleneksel devletin, AKP'nin, Saray'ın bu, 'başarısında' CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önemli bir, 'çabası' olduğu gerçeğini yadsıyamayız.

Saray'ın, R.T. Erdoğan'ın iktidarını sağlama alma ve hedef olarak koyduğu, 'türk tipi' başkanlık hayallerine bir adım daha yaklaşması için atılmış adımlara bir yenisi daha eklendi.

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu bu yolun açılması ve yürünmesinde, kaldırım taşını döşemede rol oynamaktan kendini kurtaramamıştır. Kürt sorunu olduğunda, devletin tüm güçleri kendi aralarındaki ayrılıkları bir kenara bırakarak, ''tek devlet, tek bayrak, tek millet'' etrafında birleşmede tereddüt etmemektedirler. 20 Mayıs 2016 TBMM'de oylamayla, dokunulmazlıkların kaldırılması için, '376 Oy' bir şeyin işaretidir. Artık, ''tek devlet, tek bayrak, tek millet'in'' yanına, 'tek başkan'da' eklenebilecektir.

Dokunulmazlık Oylamalarında, geleneksel devletin, AKP'nin, MHP'nin tavrı baştan bilinmekteydi. Mevcut AKP devleti, iktidar bu güçlerin siyasal sahnedeki temsiliyet gücünden oluşmaktadır. Bu güçler, AKP devleti olarak ifade ettiğimiz, Sarayın kontrolündeki mevcut bahsi geçen güçlerin koalisyonu olarak ifade edilebilir.

CHP içinde yer alan, kendilerini 'ulusalcı' olarak ifade eden belli bir kesiminde, geleneksel devleti temsil eden güçlerle ittifak için olduğu yadsınamaz. Bu, 'milli' ittifakın, Kürtlerin ve Türkiye demokrasi güçlerinin önemli bir kesiminin temsili yetini bünyesinde toplayan,Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), siyasal sahnedeki alanını daraltmaya yönelik, AKP devleti, Saray'ın savaş konsepti dayatmasının da, bir parçası olduğu bilinmektedir. TBMM de, dokunulmazlığı kaldırılan Milletvekili sayısı 148'dir. Ama burada esas amaç, HDP ve Kürt Milletvekillerinin, 'ekarte' edilmeye yönelik olduğu kamuoyunca bilinmektedir.

K. Kılıçdaroğlunun, ''anayasaya aykırı ama biz evet diyeceğiz'' söylemi, başlı başına bir skandal içermektedir. Kılıçdaroğlunun bu davranışı, R.T.Erdoğan'ın, işini daha da, 'kolay' kılmaktadır. R.T. Erdoğan anayasaya uymayınca, 'yeminini' bozmuş oluyor. K. Kılıçdaroğlu bu konuda yığınla laf etmektedir.

K. Kılıçdaroğlu, kendisi, 'anayasaya aykırı' bir davranış içinde, 'bile-bile' olduğunda ne söylenebilecektir? Söylenecek tek söz, hadi be sende! Daha öncede yazılarımda değinmiştim. TBMM bu konuda, kirli bir tarihe sahiptir.

Dokunulmazlıkların kaldırılması ve Milletvekillerinin temsil ettikleri, toplumsal güçlerin temsili yetinin, 'yok sayılmasına' tekrar bir imza daha atmış oldu. Bu davranış, tarihe yeni bir kara leke olarak geçecektir.TBMM, karanlık ve kirli politikalarına yeni bir eklemede bulunmuş bulunmaktadır. Burada aslan, 'sosyal demokratların' CHP'nin rolünü sürekli olarak hatırlamamızda, tarih bize yol gösterecektir.

Bu gelişmeler karşısında, TBMM'de Oylamalarda, hayır oyu, veren Milletvekillerini tenzih etmek istiyorum. Türkiye, 'demokrasisi' yeni bir yara daha almıştır. TBMM tarihinde yeni bir utanç verici sayfaya, 'imza atılmış' bulunmaktadır.

Önümüzdeki günlerde, yasanın resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmesi durumunda ve siyasallaşmış yargının, Saray'ın talimatlarıyla HDP Halkların Demokratik Partisi Milletvekillerinin ve yöneticilerinin yargılanıp,gözaltına alıp ve hatta tutuklanmalarına, 'şahit' olacağız.

Buna, 'kurunun yanında yaş da yanar' misali, CHP Milletvekilleri de, eklendiğinde şaşırmamız gerekecektir. Bir yol daha var. TBMM den geçen ''dokunulabilirlik'' yasasının geçersiz kılmak için. Belli bir sayıda Milletvekilinin, muhtemelen 110 imza ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak. Anayasaya aykırı olan bu oylamanın geçersiz kılmaktır.

Ne hikmetse, K. Kılıçdaroğlu bu yolunda kapısını tıkayarak, AKP devletinin, Saray'ın, R.T. Erdoğan'ın değirmenine su taşıyacak açıklamalarda bulunmaktadır.

Bir taraftan TBMM deki oylamada, AKP'nin sunduğu teklife destek sunarak, Saray'ın elini güçlendirirken, TBMM'deki oylamadan sonra, anayasa mahkemesine gitmesini engellemek için, (toplu halde) CHP Milletvekillerine yönelik tehditlerde bulunmaktadır.

Kılıçdaroğlu, Anayasaya başvuru için, ''CHP milletvekilleri, HDP'lilerle ortak hareket ettiklerinde, kendilerine başka parti arasınlar'' diyecek kadar tehditkârdır. Ne yapalım, 'sosyal demokrat' bir partiden ve genel başkanından, bu beklenirdi.

23 Mayıs 2016

E posta: aliekber.pektas@yoltv. eu

Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP