Bir yıl daha acı ve tatlı anılarıyla geride kaldı.

2012 yılı başından bu yana kendi öz gücümüzle Avrupa ve Türkiye ağırlıklı haberlere yer verdiğimiz Avrupa Postası'nın geniş çevreler tarafından dikkatle takip edildiğinin bilincindeyiz.

Sayfamız, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesi ve sonrası üç kez karanlık odaklarca saldırıya uğrayarak günlerce erişime kapandı.

Objektif ve doğru haberciliğimiz sonucu defalarca kez Almanca ve Türkçe ulusal basında gündemi üst sıralarda işgal ettik.

ONBİNLERE ULAŞTIK

Çoğu basılı Türkçe bulvar gazetelerinin Avrupa genelindeki tirajı birkaç bin düzeyinde kalırken, günlük okur sayımız ve sayfamızı beğenenler onbinlere ulaştı.

Bu konuda başta Avrupa Postası'na düzenli köşe yazılarıyla unutulmaz güç veren değerli yazarlarımız olmak üzere, çeşitli haberler ve çeviri yazılarıyla değişik aralıklarla da olsa sayfamıza omuz veren dostların özel bir önemi söz konusudur.

'KİM BUNLAR?' DEDİLER

İlk çıkışımızda ilan ettiğimiz gibi, cinsiyetçi ve ırkçı içerikli haberlere platform sunmamaya ve ilkeli çizgimizden taviz vermemeye önem gösterdik.

Çoğu kez; "Kim bunlar, arkalarında hangi örgüt var?" maksatlı sorularına kulak asmadan yolumuza devam ettik. Gün oldu doğruları savunmak adına „A“ örgütü mensubu, gün oldu tam tersi „ B“ örgütü mensubu suçlamaları ile fırsatçı çevrelerce bilinçlice hedef alındık. Ama nafile.

„Etliye ve sütlüye bulaşmayalım“ anlayışının tersine, sürdürdüğümüz kararlı ve ilkeli yayın politikası sonucu,  bizi korkutmak ve yıldırmak amaçlı Türkiye'den ve Avrupa'dan aleyhimize açılan birçok davaya karşı, bir kez bile boyun eğmedik.

Doğru çizgimizden geri durmak düşüncesinde biran bile olsa tereddüt etmedik. Gelecekte de doğru çizgimizde korkmadan yolumuza devam edeceğiz!

Öte yandan maksatlı ve fırsatçı kimi çevreler tarafından en az 20 yıl önce bir kenara bıraktığımız „örgüt kimliği“ ile hemen her ortamda adeta tartılmak istendik.

Kendi küçük dünyalarından bir türlü kopamayarak, kafalarını ve yaşamı güncellemede sorun yaşayan, taş devrinden kalma bir takım hastalıklı çevreler, yer yer kıskançlık krizine girerek, belaltı vuruşlarıyla „bir varmış bir yokmuş“ misali kış mevsiminde kürsü başında anlatılan, çocuk hikayeleriyle, ne kadar „sosyal“olduklarını göstermeye boş yere çaba sarfettiler.

Kısacası Avrupa Postası, 5 yıldır izlediği yayın politikası ile bir taraftan yandaş medya savunucuları ve gerici çevrelerin oklarını üzerine çekerken, öte yandan da sayıları az da olsa statükoda ayak direyen, ben merkezci ve geçmişle yüzleşme özürlü bir takım çıkar çevrelerinin rüyalarını bozdu.

2018 yılında da doğru çizgimizde devam edeceğiz.

„Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğeceksen gazeteciyim demeyeceksin“ ilkesinden asla taviz vermeyerek, doğru ve objektif yayın politikamızdan ne pahasına olursa olsun geri durmayacağız.

Not: Uzun süredir ara verdiğim köşe yazılarıma tekrar başlayacağımı belirtirerek, 2018 yılının tüm insanlığa kalıcı barış ve özgürlükler getirmesi ve savaşların son bulması dileğiyle, tüm okurlarımızın yeni yılını candan kutlarım.