Fabrikalar satılırlen,Ordu özelleştirilirken Diyanet işleri Başkanlığı da Devlet görevinden çıkartılıp, Din’in kişi ile Allah arasındaki bir bağ, kişi de özel olması nedeniyle inançca hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı  pek ala özelleştirilebilinir. Böylece,1950 den beri siyasallaştırılmış  kocaman bir kurumdan Devletin harcamalarından, siyasetçilerinde oy bahçesi olmasından kurtulunur.

 

Almanya’da,Kiliselerin ana para kaynaklarından birisini çalışanların verdiği kilise vergisi oluşturmaktadır.Bu vergi de keyfiyete bağlıdır.Çalışan istemez ise kilise vergisi ödemez.

 

Atatürk,Cumhuriyeti kurarken,Cumhuriyete ters düşüp Cumhuriyetin geleceğini yok edebilecek iki önemli kurumu Özerk yapmıştı. Bir tanesi elinde silahı olan Türk Silahlı Kuvvetleri, diğeri inaçla Cumhuriyeti yok edecek olan ve dayandığı temel Şeriat sistemi ve onunda dayanağı Kur’an -1435 sene öncesinin temel anayasa kitabı- olan Diyanet işleri idi.


Bu iki kurumunda Atatürk,gerici ve çılgın insanların beceriksiz siyasetçilerin eline geçtiğinde  Cumhuriyetin geleceğini gasp edebileceklerini bildiğinden siyasete bulaşmasınlar diye özel statü ile özerk yapmıştı. 
Diyanet işler,Şeriat yöntimiyle Osmanlıda köreltilmiş düşüncelerinde önünü açıp,düşünceye getirilen sınırları da kaldırmak için ‘’Laik’’ sistemle,hurafeden kurtarılmış,dinde bir nebze güncellem yapılarak dinin toplum sosyolojisindeki işlevini pozitif yöne çevirmişti.

 

Sonunda son 40 yılımızı TSK zaptür rap almıştı şimdi Dini alet eden düzenbazlar çocuklarımızın da bir 40 yılını yemek için tezgah hazırlıyorlar..

 

Bunların bilimsel din ile alakaları yok,bir felsefe ürettikleri yok,bu düşünceylen din ile toplumu aydınlatabilmeleri de mümkün değildir.Çağımız bilim çağıdır.Takma akıl ile yönlendirilen siyasetçilerin hükmedeceği,kendi siyasi çıkarları için yönlendirecekleri din den de zaten hayır gelmez.Şuan din de eğitim gibi Devlet politikasından çıkmış siyaset çıkarlarının ve Ülke gençliğinin pazarlandığı,Ülke gençliğinin ipotek altına alındığı sitem haline getirilmiştir.

 

Cumhuriyetin başlangıcında Erkeklerde %7,Kadınlarda %3,5 okuma yazma oranı vardı ve bilimsel din kitapları zaten yoktu ve Cumhuriyetle basımına başlanmıştı.Bu nedenle Dinin tekrar düzenbazların eline geçmemesi için çağdaş din anlayışı yayılmak için toplu devlet politikası ile Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştu. Herkes kitaplardan,internetten ve değişik telekominikasyon aletleri kullanarak daha akla yatkın din bilgisine sahip olabilir.Bu nedenle Devletin %15 Bütçesini harcamasına gerek yoktur.

 

Bana göre Diyanet işler artık ana işlevini yapamamkta,hatta toplumun yanlış yönlenmesine yol açmaktadır. Bireysel düşünme toplum düşüncesinin önüne geçmiştir.Birey aile cekirdeği,toplumsal-sosyal aile düşüncesinin önüne geçmiştir.Dolayısıyle Din mevhumu kişilerin özel bilgilendirilebileceği konumdadır.

 

Tüm dinlerde toplu ibadetler vardır.Hristiyanlar da Pazar ayinlerini toplu yapmaktadırlar ama Devletin parasıyla değil. Bir din bu kadar mezheplere bölündüyse zaten Devletin tek temel Din politikası oluşamaz. Türkiye’de nereyse binlerce tarikat onlarca mezhep vs. vardır.Bunların hepsi çalışıp vergi verirken,bu vergilerden belli bir grubun faydalanması yanlıştır.

 

Diyanet işleri başkanlığı özelleştirilmeli ve Parasal kaynağıda Devletten kesilmelidir.Bütçeden 2014 yılında 5 milyar 442 milyon liralık bütçesiyle en büyük pay alan 13 cü kurumdur ama halka eşit hizmet vermemkte bunun ötesinde rejimi tehlikeye atacak siyasete odak olmaktadır. Tek başına 8 Bakanlıktan fazla ödenek alırken bilimsel ,Ülke geleceği,Dünya geleceği için uygulamalarında topluma faydası yoktur.Diyanet işleri özelleştirilmelidir.

01.08.2014