Köln Volkshochschule’de yapılan panelin konuşmcıları Sendikacı Sakine Esen Yılmaz,HDP Miletvekili Faysal Sarıyıldız,Gazeteci Fehim Taştekin ve Siyesetbilimci Naif Bezwandı.

Moderatör Elmas Topçu konuklara tek oturum halinde turlarla sorularını yöneltikten sonra izleyicilerin soruları alındı ve yanıtlandı.

‘ÜLKENİN BATISINA TABUT GİTTİKÇE ETRAFINDA YIĞINLAR ÇOĞALACAK’

Faysal Sarıyıldız, ”Kürtler çok katliam gördü ama, hiç bir vahşet o kadar aleni yapılmad. 27 Şubat 2016 Cizre’de isimleri açık,kamuoyu ile paylaştığımız sivil insanaları herkesin gözü önünde katlettiler. Şırnak diye bir il yok haritada,on kent yok edildi.“ diye başladı konuşmasına .143 insanın yanmış cesetlerinden arta kalan organlarını torbalara doldururken , dönemin başbakanın tv.lere çıkıp, manipülütaif değerlendirmeler yaptığını, HDP’yi itham ettiğini,böyle tersyüz edilmiş bir durumla karşı karşıya olduklarını,anayasa referandum sürecinin de Türk hükümetinin suçuna yasal kılıf arayışı olduğunu, ilaveetti. Sarıyıldız, sahadaki arkadaşlarının tümünün şu an içerde olduğunu, cumhurbaşkanın bizzat bu süreçte on bin tutuklamanın olduğunu söylediğini, eşbaşkanları dahil 13 milletvekillerinin cezaevinde olduğunu, 84 belediyeye el konulduğunu, 87 eşbaşkanın cezaevinde olduğunu söyledi.”Kürt illerini Türkiye’nin genelinden farklı olarak özel KHK lerle yönetiyorlar. Açık olan referandum için,halkı manipule etmek için tüm araçları kulanacaklar. Ülkenin batısına tabut gittikçe,etraflarına yığınlar daha çok toplanacaktır. Öyle anlaşılıyorki, artık bir eşiğe dayanmışız, artık öyle olmayacak.O kadar da olmamalı. Ama şimdi akıl tutulması ile açıklanır bir gerçeklik var.” Dedi.HDP li Sarıyıldız, sadece seçim değil, pratikte faşizmin uygulandığını,yapılacak olanın bunu yasal zemine oturtmak olduğunu söyledi.Evet çıkması durumunda herşeyin tekleyeceğini,bir adamın herşeyi belirleyeceğini,Türkiye’nin Suriyelileşme ile karşı karşıya olduğunu, ifade etti.Hayır çıkması durumunda devşirilmiş vahşet zincirinin dağılacağını ekledi “.Çok kolay olmasa da yeni bir dönem, iklim başlayacak .” diye konuşmasını bitirdi.

‘REFERANDUM,ERDOĞAN’IN BEKAASINI SAĞLAMA ALMA GİRİŞİMİDİR’

Fehim Taştekin de “Suriye’deki savaşın yol açtığı tahribatlar,yağma Lahey'lik suç teşkil ediyor. Tehdit profesyonel bir mekanizmaya dönüşmüş durumda. Şantaj,bütün bunlar bu toplumun kendi içinde bulunduğu feci durumları tartışmayı engelliyor. Dolayısıyla 16 Nisan’da oylanacak paket bütün demokratik değerlerin ve özgürlüklerin sonu olacak. Anayasa referandumunu,” Erdoğan’ın bekaasını sağlama alma girişimi” diye niteleyen Taştekin,”içerde ve dışarda çok feci suçlar işlendi Erdoğan’a normal bir emeklilik vadetmiyor.O nedenle sürekli,pedal çevirip,iktidarda kalmasının yasal süreçlerini hazırlayıp bütün süreçlerden kendisini korumasını planlıyor. Suriye’de de Türkiye boyunu aşan şeylere kalkıştı, radikal selefi örgüleri destekledi.Sonucunda,Türkiye insanı dönüştü, dış politikada ,önemli sapmalar yaşandı ve komşusuz kaldık.”dedi

Cizre,Sur,Nusaybin’in yıkımını,Türkiye’de barış sürecininbitirilmesini,Rojava politikasının uzantısı olduğunu söyleyen Taştekin,”Kürtler,Ezidiler,Süryaniler,Araplar,Keldaniler,Türkmenler,Çerkezler orda eşitliğini gerçekleştiriyor. Anadil haklarının ,kültürel hakların tanınması da buna dahil. Yargıda, bütün toplumsal alanlarda kadına cins kotası getiriyor.Kadın toplumu ,sistemi dönüştüren bir rolle öne çıkarıyor. Ortadoğu’da müthiş bir şeydir.Kadının bu kadar baskılandığı geri bir coğrafyada mahallede,eğitimde toplumu öğütlüyor.Hatta savunmada YPJ olarak toplumu öğütlüyor.

Erdoğan’ın Suriye muhalefetini manüpüle ederek, Esad’dan daha fazla Kürtlere muhalefet eder hale getirdiğini,uluslararası süreçlerde Kürtler’in katılımını engellediğini belirten Taştekin,”Rojava Kürtleri haklarını elde ederlerken Kuzeyde Türkiye’deki Kürtlerin mahrum bırakılması bütün gerilim hatlarını tetikliyor.Alevilerin de durumu öyledir.”dedi.Kürtler’in zorunluluktan dolayı,hem Rusya hem Amerika’yla itifak kurmak durumunda olduklarını,”böylece varolan tehditi bertaraf etmeye çalışıyorlar. Bu açıdan baktığımızda IŞİD ile mücadele Kürtler’e meşruiyet kazandırdı.Ordaki diğer halklarla kaderbirliğini kolaylaştırdı.” diye bağladı.

‘AVRUPA’NIN DENGE POLİTİKASI TÜKİYE'DE FAŞİZMİ YÜKSELTİYOR’

Sendikacı Sakine Esen de, “AKP darbe girişimini emperyalist tutumunu yeniden dizayn edecek bir fırsat olarak kulanıyor.Kamudaki işten çıkarmalar bununla ilgili.Bu darbe girişimleri olmasaydı da bunlar aşamaaşama yaşamnacaktı.AKP, paralelle mücadele ettiğini söylüyo, ancak paralel toplum yarattı.yine ucuz işgücü ve savaştıracak askere ihtiyacı vardır.Ona direnen sözgelimi sendika ögelerini işten attı.Tamamen eğitimsiz bir kitle hedefleniyor.” Dedi.

Almanya ve Avrupa’nın kararsız,denge politikasını eleştiren Eğitim Sen eski Başkanı Sakine Esen de burdaki AKP Toplantı yasaklarına ilişkin de “Genel bir yasaktan yana değilim,herkes istediği yerde toplanabilmeli.Karlsruhe’de önemli bir karar alındı ancak, mitinglerde Abdullah Öcalan’ın resimlerinin taşınmasını da yasaklanma planı var.Bu denge politikasının Avrupa’nın,Almanya’nın çıkarlarına uymuyor.Türkiye’de faşizmi yükseltiyor, buraya da yansımaları oluyor.”diye ekledi.

Refarundumda hayır çıkmasının AKP nin frenlenmesi anlamına geleceğini,demokrasi güçlerinin mevzi kazanacaklarını,bu açıdan önemli olduğunu belirten Sakine Esen, ” Eğer müdahaleler olmazsa hayır çıkabilir, yeni bir fırsat doğabilir,ülkeye yaşanışır bir yer olması için bir adım atılmış olur.”dedi.

‘TÜM GÜÇLERİ TEK ADAMDA TOPLAMAK İSTEYEN SİSTEM HEDEFLENİYOR’

Siyaset bilimci Naif Bezwan ise, halklar ve hükümetlerin Türkiye algısının farklılığını özellikle İngiltere hükümeti’nin silah satışları da dahil olmak üzere çok farklı yerlerde seyrettiğini,Türkiye insanhakları ihlallerinin dışarda da birçok tartışmalar getirdiğini, bunun politik yaptırımlar düzeyine gelmediğini belirtti.Bezwan Almanya Türkiye ilişkilerinin karşılıklı etkileşim içinde artık mevcut durumu kaldırmayacağını vurguladı.Türkiye'de anayasa referandum sürecini de değerlendirirken, kurucu bir anayasal değişiklikle Başkanlık sisteminin sınırsız yetkilerle donatılacağı bir sistemi öngürdüğünü, bunun uzaktan yakından demokratik bir sistemle alakasının olmadığını, tüm güçlerin tek adamda toplanmasını amaçlandığını söyledi.”Yasama,yürütme,yargının tek elde toplanmasını öngören diktatoryal bir sistemi hedeflemektedir.”dedi

Ayfer Turhallı / Köln