Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Hesap soracağız" demek yerine, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz." demişti.  Peki, bu Ensar'da "tekil" bir vaka mıydı?

Örneğin Bitlis'te Ensar Vakfı'nın önemli isimlerinden olan ve imamlıktan istifa edip din öğretmenliğine başlayan O.S. ve M.Ö. tehdit ve şantajla 9 kadına tecavüz etti. 2 çocuğa istismardan tutuklu bulunan Rize İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı ve Kızılay Şube Başkanı Mehmet Nuri Gezmiş de 2001-2003 yılları arasında Rize Ensar Vakfı başkanlığını yapmış.


Ensar Vakfı Çorum Şubesi Başkanı 5 Ağustos 2008 tarihinde 2 kadın öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu için tutuklandı. Ensar Vakfı Marmaris Şubesi'nde yönetim kurulu üyesi olan İsa Bal da kadın meslektaşını taciz etmekten dolayı maaş kesim cezasına çarptırıldı. Ensar vakfının ortaya çıkmayan rezilliklerinden daha neler neler var acaba? Siyasal İslamcıların "tekil vaka" diye savundukları Karaman olayı sadece en çok gündem olan konu. Ki tekil olsaydı da bu kollama işi yine utanç duyulası bir aymazlık..


Ensar Vakfı'nı kısaca hatırladığımıza göre, yazının asıl konusuna geçebiliriz. Kafkas Vakfı'nın duyurusunu paylaştığı 17 Haziran'da düzenleyeceği iftar yemeğinin yapılacağı yer Ensar Vakfı. Hangi akla hizmet burayı seçtiler diye merak edenler, Kafkas Vakfı'nı birazcık takip ederlerse, aslında ideolojik anlamda pek farklı vakıflar olmadıklarını anlayacaklar. Kafkas Vakfı'nın internet sitesine girdiğimiz zaman "Kurs ve Atölyeler" kısmında Arapça ve Osmanlıca kursları size biraz fikir verebilir. Sanırsınız ki Osmanlıca, Kafkasya halklarından bir tanesinin dili.


Çocuk istismarcısı ve tecavüzcüsü olarak anılan bir vakfın tesisinde iftar düzenleyen Kafkas Vakfı'nın aldığı tepkiler doğal olarak büyük oldu. Bu tepkiler üzerine yayınladıkları açıklamalarında, bundan önceki senelerde 2 kez iftar yemeklerini de Ensar Vakfı'nda yaptıklarını itiraf ederken, kısa bir vakıf tanımının ardından tepkilere cevap vermişler.

"Para almıyoruz kimseden, bu yüzden orada yapıyoruz" benzeri cümlelerden sonra yazdıklarını nereden tutsam elimde kalıyor. Kafkas Vakfı'na göre, 45 çocuğun istismar edilmesine karşı çıkmak, "günlük siyasi hesaplaşma" imiş. Bunun ötesini göremiyormuşuz biz. Çünkü Kafkas Vakfı çok zeki, bizler ise çok akılsız! Çocuk tecavüzleriyle ünlenen bir vakıfta iftar yapmayı eleştirmek, toplumun belirli bir kesimini aşağılamakmış. Sanırım tecavüzcüleri aşağıladığımız için kızgınlar, kendileri gibi kol kola girmeliydik! Hem kendisini bahsettiği hesaplaşmanın ötesinde görüyor hem de bu “hesaplaşmanın” taraflarının biri olan Ensar Vakfı’nda iftar düzenliyor. Adında “Kafkas” olan bir vakfın böyle bir yerde etkinlik düzenlenmesine karşı çıkanların tek derdi “siyaset yapmak” oluyor ama Ensar’ı seçen Kafkas Vakfı “siyaset üstü” öyle mi! Ayrıca siyaset üstü olduğunu iddia edip, sonrasında

Ensar’ın ve yandaşlarının klasik söylemlerini yineleyerek Ensar Vakfı'nı meşrulaştırmaya çalışmak nedir?


Soykırım/sürgün sürecinde veya bugün Rusya’nın her yaptığını akılcılaştırmaya çalışanların kalibresi ne ise, Türkiye’de iktidara ve onun yan kuruluşlarına toz kondurmayanların kalibresi de aynıdır. Güçten yana olmak, ideolojik “fıtratları”ında var. Elbette Kafkas Vakfı ile Ensar arasındaki ideolojik ve tarihsel ortaklığı biliyorduk ama ‘Kafkas’ isminin bu ideolojik ortaklığa ne de kolay takas edilebildiğini bir kez daha görmüş olduk.


Aynı şekilde, toplumsal hak arama eylemlerine Çerkes kimlikleriyle katılanlara “Çerkes ismiyle siyaset yapmayın” diyenler, nedense sıra Kafkas Vakfı’na ve Ensar’a gelince sus pus oluveriyor. Tecavüzlerle anılan ve iktidarca kollanan Ensar Vakfı’nda etkinlik yapmak, ‘siyaset yapmanın’ daniskası değil mi?


Kendisine yönelik her eleştiriye “darbe ve din karşıtlığı” diyerek sıyrılmaya çalışan iktidar gibi Kafkas Vakfı da benzeri bir çarpıtmaya girerse hiç şaşırmam. Oysa insanlar iftara değil, yapıldığı yere karşı. Mesela, Çerkes Kültür Evi’nin iftar duyurusunu biz de paylaştık, tek bir olumsuz yaklaşım olmadı.


Şimdi lütfen Demokratik Çerkes Hareketi'nin internet sitesindeki ‘İlkeler ve İşleyiş’ kısmını açıp şu maddeyi tekrardan okuyunuz: "DÇH, halklarımızın yerel değerleri ile insanlığın evrensel değerlerinin bütünlüklü ele alınmasından yanadır." Evet, yerel değerlerimizi yitirmeden evrensel olacağız. Bu da bağımsız bir çizgi çizmekle başlar. Siyasal İslam'ı Kafkasya'ya sokmaya uğraşanların Ensargillerle kol kola girmesiyle değil.

Çocuğa, kadına, doğaya, insana büyük önem veren Kuzey Kafkasya halkları, çocuk istismarcılarıyla, kadınları aşağılayanlarla, doğayı telef edenlerle, suçu olağanlaştıranlarla yan yana durmaz. Kültürünü bilen hiç bir Kafkasyalıyı/Çerkesi temsil edemeyecek olanlardan çocuklarınızı koruyun. Ve çocuklarınıza bu olan biteni anlatın; halklarımızın yamananlardan ibaret olmadığını bilsinler, ki bizlerden utanç duymasınlar.


Gujan Ceyhan
 (16.06.2016)

Kafkas Vakfı’nın Eleştirilere Yönelik Açıklamasından İlgili Bölüm:

“17 Haziran Cuma akşamı yapacağımız iftarımızla ilgili adeta bir linç kampanyası yürütüldüğünün farkındayız. Zihinleri günlük siyasi hesaplaşmaların ötesine eremeyen, bu uğurda herkesi ve her konuyu sosyal medyada kendisine meze eden kişileri dikkate alacak değiliz. Toplumun belirli bir kesimini aşağılayan, nefret söylemi içeren ve bizim adını anmaya dahi çekindiğimiz ama yorum yapanların yorumlarına meze ettiği o acı hadiseyi diline dolayan yorumları sildik. Buraya alıntılamaya ar ettiğimiz aşağılık ve adice insanlığa sığmayacak yorumlarla birlikte anılmak istenen kişilerin yüzleri kızarmayacaksa engellerini kaldırabiliriz ama kimsenin böyle aşağılık yorumların altında veya üzerinde adının gözükmesini istemeyiz.


Kafkas Vakfı siyaset üstü, şu anda ülke siyasetine hakim ideoloji ve kişilerin üzerinde yıllardan beri var olan ve var olacak bir sivil toplum kuruluşudur. Ensar Vakfı'nı karalama kampanyasına dönüşen ve bizzat Ensar Vakfı Başkanı tarafından ilgili mağdurların avukatı olarak takip edilen dava hakkında fikir belirtecek değiliz. İlgililer Ensar Vakfı ve Karaman Valiliği'nin web sitesinden gerekli açıklamalara ulaşabilir, birinci kaynaktan bilgi edinebilirler. Bir kurumu ve o kuruma üye herkesi zan altında bırakan kasıtlı ve kötü niyet içeren ifadelerin ve linç kampanyasının iftar mekanı seçimi üzerinden bize yansıması ise kabul edilemez.”