Dernek lokalini dolduran ve yoğun ilginin olduğu panel'de konuşan Haluk Gerger, Erdoğan'ın başkanlık istemi olduğunu ama başkanlık sistemi tartışmalarının Erdoğan ile başlamadığını, bunun yönetememe kriziyle alakalı bir durum olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'de egemenler cephesinde de bir ayrışma olduğunu belirten Gerger, bunun birincisinin eski ulusal, kemalist, laik blok; ikincisinin ise Türk İslam sentezci bir blok olduğunu, birincisinin TUSİAD, ikincisinin ise MUSİAD'da vucut bulduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye'de yaşanan sorunların ya da krizlerin anasının Kürt sorunu olduğunu, bu soruna da Türk egemenlerinin bulduğu çözüm yollarının artık işlemez olduğuna değinin Gerger, bunun bir kriz ortamı yarattığını belirtti.



ESKİ VE YENİ TÜRKİYE AYRIMI YAPTI

Türkiye ve Yeni Türkiye ayrımı yapan Gerger, eski Türkiye'de Kürt sorununu yanlızca şiddetle çözme mantığının olduğunu bunun da 12 Eylül darbesiyle tavan yaptığını ve bu şiddet darbesiyle Türkiye solunun ezildiğini ama Kürt hareketi açısından tam bir ters etki yaptığıını, Kürt hareketinin darbeden sonra daha da büyüdüğünü söyledi.

Yeni Türkiye'de ise sorunun çözümünün yanlızca şiddetle değil, reformlar ve iyileştirmelerle de çözülmeye çalışıldığını söyledi. Gerger Türkiye'nin IŞİD'le karşılaşmasını da Kürt sorunuyla bağlaştırdı.

1 Kasım seçimlerine de değinen Gerger, 7 Haziran seçimleriyle artık Erdoğan'ın başkanlık planlarının suya düştüğünü, 1 kasım seçimleri sonucunda AKP tek başına iktidar da olsa, başkanlık sistemine artık AKP içinde bile itirazların yükseleceğinin görülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Türkiye'de bir kriz ortamı olduğunu, yönetenlerin eskisi gibi yönetemediğini, yine yönetilenlerin de eskisi gibi yönetilmek istemediğini ama bunun tam anlamıyla devrimci bir durumun olduğu anlamına gelmediği, devrimci durumların devrimci önderliklerle bir anlam bulduğunu, bugünkü durumda bu durumun eksik olduğunu söyledi.