İşte Almanya Türk Toplumu (TGD) adına Genel Başkan Yardımcısı Atila Karabörklü imzasıyla yapılan o açıklama:

"TBMM Meclis Başkanı İsmail Kahraman daha sonra düzetmek durumunda kaldığı “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar bir anayasa olmalı” sözleri ile hem anayasal suç işlemiş, hem de bu kabul edilemez yaklaşımı ile var olan toplumsal cepheleşmeyi daha da derinleştirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinden olan ve Cumhuriyetin özgürlükçü ve çoğulcu demokratik hukuk devleti gelişiminin altyapısını oluşturan laiklik kavramının anayasadan çıkartılmasına yönelik talebin TBMM Başkanı tarafından dile getirilmesini, Almanya Türk Toplumu olarak en sert bir şekilde kınamaktayız.

Türkiye’deki toplumsal ayrışmanın her geçen gün arttığı ve bu ayrışmanın Avrupalı Türkler arasında olabildiğince yansıdığı bir dönemde siyasetçiler ne söylediklerine çok dikkat ederek, yasal ve anayasal hukuk devleti kuralları çerçevesinde davranış sergilemek durumundadırlar.

TBMM Başkanı partiler üstü bir tavır ile anayasal bir kurum olan Meclisin saygınlığını korumak zorundadır. “Dindar Anayasa“ yaklaşımı ile devlet düzenini dini bir temele oturtmaya yönelik açıklama yapmak anayasal bir suçtur. Böyle bir yaklaşım aynı zamanda inanç ve vicdan özgürlüğüne vurulmak istenen bir darbedir. Diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti'ni bulunduğu zorlu bölgede ve Müslüman coğrafyada ayrıcalıklı kılan, geçmişten bugüne değin yaşanılan sorunlara rağmen devam etmekte olan ekonomik, sosyal ve demokratik gelişimin ve toplumsal barışın temelini oluşturan laiklik ilkesini tartışmaya açmak, Ortadoğu bölgesindeki yaşanılan mezhep ve etnisite eksenli iç savaşları Türkiye sınırları içerisine taşıma isteği ile eşdeğer anlam taşımaktadır.

Almanya’da eşit hakların kazanılması, kurumsal ırkçılığa karşı mücadelenin daha etkili hale gelmesi, Almanyalı Türklerin yaşamlarının daha iyileştirilmesi alanında çalışmalar yapan Almanya Türk Toplumu, iç barışımızı bozacak olan çok tehlikeli bu gelişmeler karşısında demokrasinin gereği olan eleştirilerini dile getirmeye devam edecektir. Bu anlamda Türkiye’deki son yıllardaki olumsuz gelişmeleri büyük bir kaygı ile izlediğimizi ve kabul edilemez yaklaşımlarla toplumsal ayrışmanın derinleştiğine dikkat çekmeyi görevimiz olarak biliyoruz.

Almanya Türk Toplumu olarak başta insanlarımızın ezici çoğunluğu olmak üzere modern dünyanın, çağdaş ve demokratik toplumların kabullendiği laik, demokratik ve sosyal ilkelere sonunda kadar sahip çıkacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz."