İstanbul’da kavga, Frankfurt’ta ayrışma

ATİK'te neler oluyor?

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) Almanya'nın Frankfurt kentinde 8-9 Nisan tarihlerinde 24. Kongresi'ni gerçekleştirdi. Kongre’nin ardından yapılan iki farklı açıklama, Konfederasyon’daki derin ayrılığı da gün yüzüne çıkarttı.

Yoğun katılımın gözlendiği 24. ATİK Kongresi’nde aralarında 35 delegeyle bir grup izleyicinin, gündeme taşınan bazı önergelerden dolayı, kongreyi sonucu beklemeden terk ettikleri dikkat çekti.

1970’li yılların ortasından beri Avrupa genelinde örgütlü olan ATİK bünyesindeki, “Ayrılık rüzgarları” tartışmalarına, Özgür Gelecek Dergisi İstanbul/ Aksaray merkez bürosunda şiddet boyutunda yaşandığı ileri sürülen gelişmelerin yol açtığı duyuruldu.  

Konuya yönelik iki farklı açıklamadan ilgili bölümlere yer veriyoruz. İlk açıklama özetle şöyle:

‘ÇELİŞKİLER İKNA VE DÖNÜŞÜMLE ÇÖZÜLÜR’

“2016 yılından bu yana Özgür Gelecek Dergisine yönelik tehdit ve teşhir faaliyeti, 26 Şubat 2017 tarihinde fiili bir duruma dönüştürülerek derginin Aksaray merkez ve Kartal büroları gasp edilerek merkez büroda bulunan bir kadın ve bir erkek çalışana şiddet uygulanmıştır. Bu işgal bir start gibi ele alınmış ve ardından, Erzincan, Dersim ve İzmir Özgür Gelecek Dergi büroları gasp girişimlerine maruz kalmıştır.

Tarihimiz, devrimci yapılar arasındaki ayrışım ve kopmalarda tavrı, kimden gelirse gelsin, bir tarafın bir diğer tarafa şiddet uygulamasına karşı çıkmak olmuştur. Bu olumlu gelenek dışımızdaki diğer devrimci grup ve yapılarda da olumlu bir iz bırakmıştır. 

Özgür Gelecek Dergisi’nin kendilerini bağlamadığını ve dışına çıktıklarını savunanların, bir anda geçmişte savundukları bu doğru çizgiyi bir yana bırakarak, dergi bürosunu işgal edip, çalışanlarına şiddet uygulaması kabul edilecek bir durum değildir. Gerekçeleri ne olursa olsun, halk arasındaki çelişkilerin çözüm yöntemi bellidir. Şiddet bu çözümün dışındadır ve asla kabul edilemez.

Özgür Gelecek Dergisi kurum içindeki tartışmalarda doğal olarak bir taraf olmuştur. Kendisine bir yol çizmiş ve yayın hayatına çizdiği bu yolda ilerlemektedir. Bunu kabul etmeyenler, Özgür Gelecek Dergisi’nin savunduğu çizginin dışına çıkarak kendilerine ayrı bir yol çizdiklerini kamuoyuna deklare etmişlerdir. 

10 Ocak 2017 tarihinden bu yana kendi yollarında yürüyenlerin, Özgür Gelecek Dergisi’ni adeta kendi özel mülkiyetleri gibi görmeleri küçük burjuvazinin tipik bir davranışıdır.”

Kongre’yle ilgili yapılan ikinci açıklama da özetle şöyle:

ATİK'i BÖLDÜRTMEYECEĞİZ’

Neden 24. Kongre iradesinin almış olduğu kararı olduğu gibi yayınlamıyorsunuz? Neden Kongre kararına uygun davranmıyorsunuz? Soruyoruz size arkadaşlar! Bu kendi yollarında ya da 24.Kongre’de sunulan ve, “Saflarımızdan ayrılan işgalci unsurlar” ibaresiyle onaylanan önergede bahsi geçen bu arkadaşlar ATİK saflarından mı ayrılmışlardır? 

Manipülasyon ve spekülasyonu mübah gören mantıklarla, hem Kongre delegelerinin ezici çoğunluğunun aklıyla dalga geçmek ve aynı zamanda kendi aklınızla dalga geçmek nasıl bir kitle örgütü çizgisinin ürünüdür? Varsa bu konuda öğretici ve kavratıcı bir iksiriniz anlamaya çalışmaya da hazırız.

Kongrenin son saatlerine doğru haftalardır yapılan bir girişim ortamı germiştir. Özgür Gelecek Aksaray bürosu meselesi, ağır ithamlarla ve şiddet iddialarıyla delegelerin kınaması talebiyle bir önerge sunulmuştur. Delegelerin bir kısmı bunu kongrenin gündemi haline getirilmesini doğru görmediklerini belirterek, devrimci yapıların Türkiye’de yaşadıkları bir sorunu, ATİK gibi demokratik bir kurumun gündemine taşımanın siyasi gerginlikleri artıran, ayrıştırıcılığı körükleyen ve birlikte çalışmanın zeminini zayıflatan bir yaklaşım olduğuna dikkat çekerek önergenin geri çekilmesini; bir kısım delege ise bir komisyon kurularak tarafların dinlenmesi önerisi ile soruna yaklaşmıştır. Ancak divan, önergeyi oylatmada ısrarcı davranmıştır."