Hamburg TGH Billstedt dernek salonunda  yapılan Panele Akşam Gazetesi temsilcisi Ahmet Özay, Türkiye/Post Gazetesi Genel Müdürü Kenan Kubilay, Hürriyet Gazetesi Yazi İşlerinden, işyeri temsilcisi Naki Çolak ve Hamburg  Yerel Medyadan da Aga Media / Güneş dergisinden Rıza Atamtürk, konuşmacı olarak katıldılar.

HTBB Başkanı Mehmet Atak’ın açılış konuşmasıyla başlayan panele Pazar günü olmasına rağmen, basın çevrelerinin yanında çeşitli kitle dernek yöneticileri ve tek tek bireylerin yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti.


 HTBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Murat Dörtyol ile Post-Türkiye gazeteleri Kuzey Almanya temsilcisi Erdal Altuntaş‘ ın moderatörlüğünde başlayan panel, Anılar FM radyosu üzerinden internette canlı olarak yayınlandı. İki bölüm halinde devam eden panelde HTBB moderatörlerinin, katılımcıların ve  radyo dinleyicilerinin sorularıyla program  heyecanlı bir atmosferde geçti.


AVRUPA‘ DA SORUNLARIMIZA EĞİLEN YENİ BİR „AVRUPA GAZETESİ“ NE İHTİYAÇ VARDIR


Panelistlerden ATV, SKY TV, Sabah ve  Zaman gazetesinde yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulunmuş  Akşam gazetesi temsilcisi Ahmet Özay, Solingen katliamının 20. yılında 29 Mayıs 1993 de 4 Nazi tarafından hunharca katledilen 5 insanımızı anıyorum,  dedikten sonra günün konusuyla ilgili konuşmasına başladı.

„ Halkı ne kadar ciddiye alırsanız, o kadar size sahip çıkar. „Türk basını halktan Reset yedi,  yani sizi ve yayın politikanızı istemiyoruz“  dendi.“ Açıklamasıyla konuşmasını sürdürdü.


TRT Almanya Temsilciği NSU Davasına Girmek İçin Başvuru Dahi Yapmadı


Ahmet Özay, NSU davasıyla ilgili olarak da „Türk basını uyudu ve uyutuldu. Burada skandal bir durumdan söz edeceğim. Devletin resmi  TV kanalı TRT‘nin Almanya temsilciliği ( Berlin bürosu)  Münih NSU davasına Akreditasyon için başvuru yapma gereği duymadı .“ bilgisini verdi.

Yerel Medyanın geleceği için ise, yeni bir şirket projesi etrafında Yerel Medya sahipleri ve yöneticileri biraraya gelerek, ilk etapta haftalık çıkan yeni bir „Avrupa Gazetesi“ kurmanın önemine eğilmelidirler. Tersi durumda herkes, bugünün de çok gerilerine düşeceklerini yakın zamanda görmek zorunda kalacaktır.

Panele katılımın neden daha fazla olmadığını eieştirel bir şekilde dile getiren bir Medya mensubuna yönelik olarak da, „ birçok uluslararası ödül törenlerinde bulundum oralarda dahi bu kadar katılım yoktu. Uzun yıllardır Almanya’da yaşıyorum ve size şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, Hamburg, gördüğüm en organize ve bilinçli şehir. Bugün, basın konulu bir etkinliğe  70’e yakın kişinin katılımı bu bilincin göstergesi.” Açıklamasını yaptı.


HÜRRİYET GAZETESİ  OLARAK NSU DAVASI İÇİN AKREDİTASYON BAŞVURUSUNU GEÇ YAPTIK  


 Hürriyet Gazetesi İşyeri Temsilcisi  Naki Çolak , „Hürriyet Gazetesi bir zamanlar 200 bin basılıp, 150  satılmaktaydı. Günümüzde bu sayı 25-28 bin arasında sezona göre değişmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ikibinli yıllar sonrası Gazeteler halktan koptular, halk kendi sorunlarıyla başbaşa bırakıldı. Gazeteler içinde halk  kendini bulamaz oldu.  Avrupa’daki Türkiye kökenli toplumun isteği doğrultusunda yayın yapamadık. Elimizdeki fırsatı kaçırdık. Kaçırılan fırsatı tekrar yakalamak için başta yöneticiler olmak üzere Avrupa merkezli yayınlara önem vermeliyiz.“  Açıklamasında bulundu.

Yerel Medyanın öneminin altını çizerek konuşmasını devam ettiren Çolak, Gazeteler daha çok  yerel sorunlara ağırlık vermeli ve ulusal sorunlarda gözardı edilmemelidir. Bu anlamda yerel medyanın geleceği vardır,değerlendirmesinde bulundu.

Naki Çolak’ın  NSU davasındaki Akreditasyon skandalının arka planınından verdiği bir başka skandal örnek ise açık bir itiraftı. „Eğer yeterli personelimiz olsaydı, NSU davasına vaktinde Akredite olabilecektik. Akreditasyon  için Münih Mahkemesi  basın sözcülüğünden bir görevli Münih büromuzu bir gün önce arayarak zamanında Akredite olun diyor, ama Frankfurt büromuzun kapalı olmasından dolayı o gün başka bir işi olan temsilcimiz, Akreditasyon için saat 16.00’ya kadar başvurması gerekirken, saat 16.35’te fax‘la başvuruyor ve zaman geçtiği için de reddedildi.Yani Avrupa’ya yönelik Gazete yapacaksanız ve kalbiniz, beyniniz burada olacak yada sonuçlarına katlanacaksınız. Bunu yapmazsanız sonrasını bimek zor değildir” diyerek sözlerini tamamladı.

 

KENAN KUBİLAY:  ALMAN GAZETELERİNE BENZEMEMELİYİZ

Almanya’daki devlet destekli Uyum Komisyonu‘nun üyesi  ve elektronik mühendisi kökenli  Medya yöneticisi Kenan Kubilay ise, Post ve Türkiye Gazetesi‘nden sonra,  2004 yılında lisanslı olarak ilk TV yayınına İhlas Medya Grubu olarak biz başladık. Bizden sonra çeşitli kanallar da Avrupa’ya açıldılar. Zamanla kalite de reklam fiyatları da düşürüldü“ siteminde bulundu.

Genel olarak toplumsal bir duyarsızlıktan söz eden Kubilay, „

Tarla olması gerekiyor  sürülmesi için, toplum eskisi gibi degil, ağzı olan konuşuyor,  Almanya’ya göçün ilk dönemlerinde, insanlar Türkçe gazete bulmak için istasyonlara giderdi, orada da tek tük kalmış gazeteleri paylaşamazlardı. O, günler geride kaldı. Günümüzde Alman gazetelerindeki haberleri kopyalayıp, tercüme ederek 2-3 gün sonra yayınlama yaygın bir alışkanlık oldu.

Bild gazetesindeki bir haberi iki gün sonra bir türk gazetesinde okuyan vatandaş, doğal olarak Alman Gazetelerini alacaktır. Bunun yerine,  doğrudan insanlarımızı ilgilendiren haberlere yer verilirse,  hem gazetelerimiz okunur hemde tiraj sorunu da önemli ölçüde aşılmış olacaktır.” dedi.

 

RIZA ATAMTÜRK: "YEREL MEDYA İLE ULUSAL MEDYA BiRBİRİNİ TAMAMLAR"


Medya alanına girmeden önce çeşitli meslek gruplarında dirsek çürütmüş Aga Medya sahibi Rıza Atamtürk ise, 2002 yılında Ayna Dergisiyle yerel olarak Hamburg ve çevresinde yayın hayatına başladığını açıkladı. Sonraki senelerde Anılar FM radyosuyla ve Güneş dergisi ile reklam alanında tecrübeler kazandığını vurguladı. Ücretsiz dağıtılan bir yayının zorluklarına da dikkat çekerek sözlerini devam ettiren Atamtürk, “Yerel Medya ile Ulusal Medyanın sorunları ilk bakışta farklı da olsa, birbirini tamamlar.”  Yerel Medyanın  reklamsız yaşayamayacağına dikkat çekerek, „ Bizlerin sorunları günlük basınla kıyaslayamayız.


Dağıtımı kendimiz yapıyoruz. İlk başlarda yaşadığımız sıkıntı günümüzdeki boyutlarda değildi, meslekte profesyonelleşemeye dikkat çekerek, “ Artık basın okullarının ve gazetecilik kursularının kurulması ve yaygınlaştırılması gerekiyor. İşi önce okulunda öğrenen, öğrenerek geliştiren bir yeni nesil gazeteci kuşağı yetiştirmek zorundayız. Madem Almanya’da kök saldık ve artık buralı olduk, o halde Türk basını olarak varlığımızı sürdürmek istiyorsak, iyi işler çıkartmaya devam edecek bir gazeteciler kuşağını oluşturmamız gerekiyor.” dedi.


Dinleyecilerin heyecanlı sorularına verilen cevaplarla "Ulusal ve Yerel Medyanın Dünü, Bugünü ve Geleceği" adlı  günümüzdeki Medyanın yaşadığı sorunlara ışık tutan öğretici panel topluca çıkılan yemekle sona erdi.