Bir elini sallayıp ötekine eline denk getirememek. Motorik bozukluk derler, spastizm, gut falan derler. Çok sık görülen bir hastalıktır.

Çok basit gibi görünüyor ama dünyanın en zor şeyidir bir elini öteki eline değdirebilmek. En büyük mucizelerden biridir, başarmak.

Düşüncelerimiz, duygularımız, hislerimiz motorik özellikler taşıyor.

Çoğu insanın bir dediği ötekini tutmaz.

Bazılarını bugün karşı çıktığı şeyi ertesi gün şiddetle savunurken görürürüz.

Din iman hak hukuk der, paraya tapar, eli uçkurundan inmez.

Bilim felsefe der, şehit edebiyatı yapar.

Bunun anlamı şu, vatandaşın düşünce eli ötekine bir türlü ulaşmıyor, havada dağılıp gidiyor, tuttuğu ne denk gelirse oluyor.

Duyguları karmakarışık, aşk deyince korkuyor, sevgi duyunca ürküyor, sevinç neşe görünce tüyleri diken oluyor.

Hatta çok sayıda insanın duyuları da karışık, soğuk tutuyorsun yandım diyor, ekşi veriyor acııı diye bağırıyor.

Ses veriyorsun, kulağına arabesk dayıyorsun höykürüyor işte geçek insan bu diyor, türkü veriyorsun can sıkıcı buluyor.

Heyecan elleri de havada denk gelmiyor, parayı görünce kalbi hoplayan, kaldırımda çocuğu araba eziyor kılı kıpırdamıyor.

Bir kadında saç telinden tahrik olan, çocuklara tecavüzü tınmıyor.

Sevecen efendi delikanlı tüm kızların dert ortağı oluyor, aynı kızlar sevişmek için nerde hırpo varsa arayıp buluyorlar.

Böyle bir Dünya'da yaşıyoruz, hani derler ya iki yakamız bir araya gelmiyor diye, aynen öyle.

Bu ortamda konuşmak da, önemli laflar etmek de işe yaramıyor, havada eriyip gidiyor, karşıdaki neye yönelmişse sözü orasından ve o kadar anlayabiliyor.

Neden mi böyle?

Çünkü insan henüz tamamlanmadı. Evrim halen eksik.

Aşk henüz yerini bulmadı, libido ile kalp arasında pır pır, karından yukarı çıkamadı.

Çünkü vicdan henüz tamamlanmadı.

Çünkü herkes ötekinin laneti, o onun karısını baştan çıkartır, öteki diğerinin kocasını ayartır.

Çünkü yar henüz ortaya çıkmadı.

Yar dediğin ne, yârim!

Yarim ne demek, yarım.

Yarım ne demek, yarın.

Henüz yarına ulaşamadık, yarın halen uzakta, gelecekte.

Kendi içimizdeki yâreden kurtulmadan, onu kendimize yar ve yaren etmeden süreç tamamlanmayacak.

2 gözümüz dört göz olacak, bize kol kanat olacak, önayak olacak, dört kapıya varacak, dört elle tutacak, kendi külünden gül-ecek, işte o zaman tur dağının turu tamam olacak, na-tur, tur-na olacak, işte o zaman,

ancak ve sadece aşk ile.