Babam 72 yaşında... Çocukluğundan beri cem olmuş... İlk gençlik yıllarında musahip tutup ikrar vermiş... Her yıl ikrarını tazeler... 35 - 40 lı yaşlardan beri dedeyle birlikte cem yürütür... Ben 12 yaşımdan beri katılıyorum bu cemlere... Yaşı 70 ve üzerinde olanların inancını, ikrarını, itikadını gördüm... Aynı itikadı Güvenç Abdal Ocağı'nın düzenlediği bir etkinlikte Kars Damal'dan 80 küsur yaşındaki bir nine ile o yaşlardaki Adıyamanlı bir amca da görmüştüm...
 

Garip Musa Ocağı'ndanız biz... Bizim cemlerimiz öyle bir iki saatte bitmez... Akşam altıdan sabah yediye kadar sürer... Musahipsiz kişi bırak dede postuna oturmayı Salman Halkasına bile oturamaz... İkrar verilip ikrar alınır... Her can musahibiyle görülür, erkândan geçer... Herkesle niyazlaşıp rızalık alır... Hak Muhammed Ali diye cemevi inler... Delil uyandırılırken kendinden geçer insan... Sakka Suyu dağıtılırken bir yudum almak için coşa gelir insanlar...
 

Cem için biraz geç kalınsa köyümüzün yaşlılarından çok kişi arar babamı... "Yusuf kurban olayım, bu sene ne zaman cem yapacaksınız acele edin, Hak ışığından mahrum mu gidelim? ya da "Gözümüz bir Hak ışığı görsün." derler.
 

Şimdi bakıyorum hayatında bir gün, bir an cem olmamışlar Aleviliği tanımlıyor... Hak Muhammed Ali yok diyorlar... Aleviliği o ya da bu siyasi görüşe empoze etmeye çalışıyorlar... Aslında ne dediklerini kendileri de bilmiyor...
 

Mesela düşünüyorum: “Bugün bize Pir geldi” demeden tevhit olmadan nasıl cem yapacaklar..?. Tevhit ne demektir acaba düşünmeleri lazım... Hüseyin aşkına sakka suyu dağıtılırken ne söyleyecekler...? Aleviliğin içini boşaltıp geriye sadece samah ve yol ulularının Telli Kuran dedikleri bağlama kalıyor ama onun da Kuran'ını çıkarınca bomboş bir şey kalıyor...
 

Telli Kuran'ın kelamı kalmadı sayenizde... Yedi ulu ozanın kemikleri sızlıyordur... Semah, sadece Kırklar meclisi de denilen cemde Hak ile birleşme, bütünleşmek için dönülür... Semah dönülürken sık sık "Seyir için olamaya Hak için ola, Hak hizmetlerinizi Muhammed Ali dergahına kaydede" diye dua ederler...
 

Zaten Anadolu Alevi-Bektaşi toplumlarının en büyük Pîri Hace Bektaş Veli de “Sâmah ariflerin vasıtası, muhiplerin ibadeti, taliplerin maksududur” diyerek “Gerçekten de bizim sâmahımız oyun için değildir / İlahi bir sırdır, mecazi değildir / Bizim sâmahımızı oyundan sayan kim ise / Murdardır, birlikte namaz kılınası değildir” buyurmuştur.
 

Yine Mevlâna “İslâmın özü tevhiddir, bunca yıl aradım, İslâm’daki tevhidin özünü Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin tarikatındaki semahta gördüm fakat bulup alamadım. Ey has sevdiklerim, sizlere vasiyetim benim Şeb-i Aruz günümde sema edin ki benim ruhum şad olsun.” demiştir.
 

Bugün samahı her yerde dönerek seyir haline getirenler yeni bir Alevilik tanımı yapıyor... Aynı Aleviliği tanımlamaya çalışan iktidarlar gibi... Kusura bakmayın ama Aleviliğe biçtiğiniz bu elbise dar gelir... Dar gelen elbiseyi de kimse giymez...
 

Ha siz Alevilik değil de başka bir şey yapmak istiyorsanız buyrun yapın ama Alevilik adını kullanıp Serçeşme Hace Bektaş Veli'ye, Şah Hatayi'ye, Şah Kalender'e, Pir Sultan Abdal'a ve diğer yol ulularına saygısızlık yapmayın...
 

Aşk ola...