Türkiye’deki bütün Türkçülüğü içselleştirmiş siyasetçiler, tırnak içinde aydınlar her ağızlarını açtıklarında “Biz ırkçı değiliz Türklük bir ırkı temsil etmiyor. Kürtler kardeşimizdir.” demektedirler.
 

Şimdi insan ister istemez soruyor, bu nasıl bir kardeşliktir? Gerçekte kardeş olan anne ve babadan kalma mirasa eşit ortaktır. Birlikte yönetir veya eşitçe bölüşür. Ancak Osmanlı sarayında kardeşlik böyle olmamış. İyi entrika çeviren öbür kardeşlerini boğdurmuş ve padişah olmuş. Devlet erkini ve mülküne tek başına sahip olmuş.

Elbette Osmanlı padişahlarla ilgili bu bilgileri ilkokul 4 - 5 sınıfında ki çocuklarda bilir. Osmanlı İmparatorluğunun devamı olan Türkiye siyasi yapısı içinde de varlığını geliştirerek günümüze gelmiştir.
 

Türkçülüğü içselleştirmiş Türkiyeli siyasetçiler ile aydınlar Kıbrıs, Azerbaycan, Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan vs. ülkelerin birer Türk devleti olması için, Rusya, İran ve Arap ülkelerinden ayrılarak bir Türk devleti olmaları için elinde geleni yaptılar, yapıyorlar. Bulgaristan, Yunanistan, Suriye ile Irak’la da bu ülkelerde yaşayan bir avuç Türk azınlık için bu ülkelerle savaşı bile göze alıyor.
 

Ama “kardeşim” dediği Kürtlerin toplam nüfusu 20 milyondan fazla. Bunlar Türkiye, İran, Irak, Suriye hatta çok küçük azınlık halinde de olsa Ermenistan ve Gürcistan’da yaşıyorlar. Kürtler Ortadoğu’nun en önemli yeraltı kaynaklarının olduğu bir alanda yaşıyor. Önümüzdeki yüz yılda dünyanın en büyük ihtiyacı olan bölüşme savaşı yaşayacağı su alanı konusunda da bu bölge önemlidir. Fırat ve Dicle nehirleri de Kürtlerin yaşadığı topraklarda akıyor. Dünya için önemlidir. Türkiye için, Ortadoğu halkları için çok daha önemlidir. Ancak Irak ile Suriye’de Kürtlerin özerk federe devlet olmalarını ve birlikte yaşadığı ülkelerde bile eşit haklarına sahip olmasını kabullenmiyor. Tehdit ediyor ve Kürtlere açık savaş ilan ediyorlar. Tam Osmanlı padişahlarının öz kardeşlerine yaptıklarının aynı anlayışa sahip olduklarını görüyoruz.  

Öbür yandan da Irak ile Suriye’de ki bir avuç Türkmen’in haklarını genişletmek için Kürtleri de asker olarak savaşa yolluyor. Bu duruma bırakın Kürt kökenli insanlarını aklı başında olan, birazcık insanlıktan nasip almış insan kabullenemez. Kürtlerin İran'da, Irak’ta, Suriye’de özerk bir federe devlet mi olur, yoksa birlikte yaşadığı halklara tabi mi olur, bu kendilerinin hür iradeleriyle karar verecekleri bir durumdur. Türkiye’deki siyasetçileri ve aydınları ilgilendirmemesi gerekir. Kürtlerin verecekleri karara saygılı olması gerekir.

Ayrıca başka bir ülkenin içindeki gelişmelere karışması o ülkenin iç işlerine karışmaktır. Bu durumda uluslararası hukuka aykırıdır. 

Ayrıca bu Kürt düşmanlığı ister istemez Türkiye Kürtleri arasında kırgınlıkları yaygınlaştırmakla kalmıyor. Kürt ile Türkler arasında kamplaşmayı da derinleştiriyor. Bu kadar kin, nefret ve düşmanlık karşısında giderek Kürt Halkının da tahammülü bitmek üzeredir.

Bu Osmanlı saray içi kardeşlik anlayışında ülke siyasetçileri, aydınları ve Türkiye halkı kurtulmalıdır. Bu ırkçılıkta bir kazanç olsaydı bunun ürününü, İtalya’da Mussolini, Almanya’da Hitler, İspanya’da Franko toplardı...

06.09.2017