2024 Olimpiyatlarına HAYIR oyu kullanalım: Çünkü, şehrimize ve bizlere faydası değil zararı olacak!

Alman Olimpiyat Spor Birliği 2024’deki Olimpiyat Yaz Oyunlarını Hamburg’da düzenlenmesi için başvurmaya karar verdi. Hamburg’lular bu büyük etkinliği kendi şehirlerinde isteyip istemediklerini, 29 Kasım’a kadar devam edecek olan referandumda oylarıyla karar verecekler.

Bu Referandumla sadece oy kullanarak sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmuyoruz. ”JA” oyu kullandığımızda yaşamımızda ciddi yeni sorunlara onay verdiğimizi iyi düşünmeliyiz. ‘NEİN” oyu kullanıldığında ise Hamburg ve Hamburg’luların bir talan ve borç batağına girmesini engelleyebileceğimizi düşünmeliyiz.

OLAF SCHOLZ’UN ANLATTIĞI MASALA İNANMAYIN

Olimpiyatların yapılmasını isteyen parti ve çevrelere baktığımızda, büyük basın tekelleri, Olimpiyatların ne kadar güzel bir organizasyon olacağını günlerdir reklamını yapmaktalar. (BILD gazetesi Olimpiyat referandumunda evet oyu kullanılması için, ücretsiz olarak posta kutularına atılan özal sayı çıkardı) Hamburg Senatosu, bazı partiler ve büyük firmalar evet oyu verilmesi yönünde aylardır toplantılar yapmaktalar, TV, Radyo ve gazetelere reklamlar vermekteler. Çünkü Olimpiyatlar bu çevreler için daha fazla kar demekken, dar gelirli Hamburg’lular için daha fazla borç, vergi ve yük demektir.

SPD’li Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz, basına verdiği demeçlerinde sadece tahmini rakam ve vaadetlerde bulunuyor. İşin gerçeği ve Hamburg’a verceği zarardan hiç söz etmeyerek toz pempe bir masal anlatıyor. Bu masala inanmayın! Hamburg’lular zaman, enerji ve kaynakların, Hamburg’un gerçek ihtiyaçları ve sorunları için, konut ve diğer hayati hizmetler için harcanmasını istemeli. Sadece özel girişimcileri zengin eden Olimpiyatlara yatırım yapılacağına, geleceğimize, çocuklarımızın güvenli ve iyi bir yaşama kavuşmalarına yönelik yatırımlar talep etmeliyiz.

Olimpiyatların yapıldığı şehirlerde sıkı polisiye tedbirler, özel güvenlik birimleri, denetim mekanizmaları ve baskı, genel olarak, kent sakinlerinin kenti kullanım özgürlüklerini engelleyebildiği gibi, kentteki alt gelir grupları, yoksullar, evsizler, mülteciler ve dezavantajlı kesimlerin yaşamlarını dar ettirecek seviyelere de ulaşabiliyor. Bunlar demokrasi açısından sorgulanması gereken ciddi sorunlar. 

Hamburg’un Olimpiyat Oyunlarına hayır demeliyiz, Çünkü; HAYIR demesek, çift haneli milyarlarca Euro edecek ve seneler boyunca kamu bütçesine yük olacak borçlanmaya neden olacak. Konut dükkan ve işyeri kiraları artacak, hayat pahallılığı artacak. Diğer örneklerde gördüğümüz gibi Olimpiyat Oyunlarının yapıldığı her yerde arsa ve emlak piyasasında spekülasyonlara neden olmuş kiralar artmış, kırasını ödeyemeyen dar gelirli insanlar o bölgeleri terk etmişlerdir.

Olimpiyat oyunlarının yapılması düşünülen Liman bölgesindeki şirketlerin başka alanlara taşınması, şehrin değişik bölgelerine inşaa edilecek yapılarla ve yeni spor tesislerinin kurulması ile bu bölgelerdeki toprağın doğal hayatını bozan betonlaşmaya neden olacak.

Şefaf olmayan anlaşmalar, rüşvet ve yolsuzluğa neden olabilecek, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne ve onun ortakları olan büyük firmalara Hamburg peşkeş çekilecek. Her Olimpiyatta olduğu gibi, özellikle dopingle sporcuları harcayan yüksek performanslı spora neden olmaktadır. Tüm şehir her bakımdan olağanüstü bir (güvenlik, trafik, kaos) durumda olacak ve Hamburg’lular sadece televizyonda birer izleyeci olacak. Bezdiren altyapı çalışmaları, trafik ve güvenlik önlemleri. Yıllarca bir inşaat alanına dönüşecek olan Hamburg’da basitçe bir yerden bir yere gitmek bile zorlaşmıştır.

Maliyeti belirsiz yeni büyük projeler demek! Ancak Oyunlar sonrasında bu tesislerin nasıl dönüştürüleceğine dair sorulara inandırıcı bir cevap dahi yok. Sosyal alanlarda tasarruf adı altından daha fazla kısıtlamaya gidilecek. Hamburg’un olimpiyatlar için tahmini bütçesi yaklaşık 11 milyar olarak düşünülmesine rağmen bunu 3 veya 4 ile çarptığımızda yıllarca borç ödeyecek bir yükün altına girilecek.

Daha iki gün önce Hamburg Eyalet Parlamentosunun sosyal komisyonu 6 tane çocuk ve gençlik oyunevini, 2016 bütçesinde 90 bin Euro tasarrufa gitmek adına kapatma kararı alıyor. Ama diğer yandan Hamburg Hükümeti milyarlarca Euro borçlanılacak olan Olimpiyatları Hamburg’da yapmak istiyor. IOC’nin sözleşme taslağında Olimpiyat giderleri ve borçlarının Hamburg’un üstlenmesini istiyor. Uluslaraarası Olimpiyat komitesinin vergilerden muaf tutulmasını, Olimpiyatlar öncesinden başlayarak, bitişine kadarki sürede tüm toplantı yürüyüş gibi etkinlikler, olimpiyat komitiesinin iznine bağlanıyor yani o sürelerde neredeyse Hamburg’un yönetimini Olimpiyat komitesi üstlenmiş olacak. Fiili olağanüstü hal ilan edilmiş olacak.

Olimpiyatlarda tüketilecek olan tüm ürün ve hizmetler sponsor firmalardan satın alınabilinecek. Bu firmalarda Dünyaca ünlü marka ve büyük tekellerden oluşuyor. Olimpiyatlara değil; eğitime, sağlığa, gençlik evlerine, spora ve sosyal konutlara yatırım yapılmasını talep etmeliyiz. Biliyorum, bir çok küçük Esnaf veya ulaşımda çalışan, taksi kullanan insanlarımız daha fazla müşteri düşüncesi ile Olimpiyaların Hamburg için iyi olacağını düşünmeleri doğaldır. Maalesef düşünüldüğü gibi sonuçlanmadığını Olimpiyatların yapıldığı şehirlerde görmek mümkün. Olimpiyatlar, daha fazla yük, daha fazla vergi daha fazla stres, kaos ve yıllarca sürecek olan bitmek bilmez borç ve şantiye haline dönüşecek olan bir şehir bırakacak ardında. 29 Kasım tarihinden bitecek olan oylamada mutlaka HAYIR (NEIN) oyu kullanmalıyız.

Katlanan olimpiyat bütçeleri nedeniyle ülkeler borç batağına sürükleniyor. Bu ekonomiyi dara sokacak, Atina’da en şiddetlisini gördük. Hatırlarsanız Brezilya’da toplu taşıma ücretleri protestosu, olimpiyat harcamalarına tepkiye dönüşerek on binlerce kişiyi sokağa döktü. Brezilya’daki sosyal patlamanın bir nedeni de Olimpiyat bütçesiydi. Olimpiyatları, gurur ve heyecanla ağırlayan ve borca batan, geride mahallelerini yıkıp yerlerinden ettikleri milyonları ve çürümeye terk edilen tesisleri kentlerden biliyoruz. Bundan dolayı referandumda Hayır oyu kullanmalıyız.

Chicago kenti olimpiyat adaylığından çekildi ve dünyanın çeşitli yerlerinde oyunları hevesle bekleyen kent yöneticilerine şu mesajı gönderdi: “Sadece özel girişimcileri zengin eden olimpiyatlara yatırım yapacaklarına, geleceğimize, çocuklarımızın güvenli ve iyi bir yaşama kavuşmalarına yatırım yapsınlar” Hamburg sosyal ve kozmopolit bir şehir olmamlı, İsteyen herkese eğitim, spor ve bunlara bağlı imkanlar oluşturulmalı. Uzun vadeli ve Hamburg’luların konut ihtiyacına cevap olacak gerçekten bir sosyal konut politikası hayata geçirilmeli.

Büyük Firmaların daha fazla kar elde etmek için Hamburg’un imkan ve olananlarını talan edecek olan Olimpiyatlara değil, eğitime, sağlığa, gençlik evlerine, spora ve sosyal konutlara yatırım yapılması gerekmektedir Geleceğimiz olan çocuklarımızın bir borç yükü altından kalmalarına göz yummamalıyız. Referandumunda mutlaka ”NEIN” oyu vererek Bu çılgınlık durdurulmalı!

Olimpiyatların yapıldığı ülke ve şehirlerde nasıl ciddi sorunlara neden olduğunu derlemeye çalıştım. 1998’den 2008’e Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapan kentleri inceleyen COHRE, 4 milyondan fazla insanın zorla tahliye edildiğini raporlamış.. Konut Hakkı Raportörü Rolnik’in geniş kapsamlı raporu ise zorla tahliye sayılarındaki artışın yanı sıra, mega-etkinliklerin soylulaştırmadaki rollerini, neden oldukları kira artışlarını ve ayrıca sosyal konut politikaları üzerindeki olumsuz etkilerini istatistiklerle belgeliyor.

Raporlara göre:

-1992 Barcelona: Altyapı inşaatları ve kenti güzelleştirme bahanesiyle tarihi merkezlerdeki mahalleler ile Roman mahallelerinin yerleşik nüfusları zorla tahliye edilmiş ve 2500 kişi etkilenmiş. Kentin Olimpiyat Oyunları süresi boyunca (Ev sahipliğinin açıklanmasından itibaren Oyunları da içeren 5 yıllık süre) konut fiyatları %131 artıyor; aynı dönemde ülke genelindeki artış ise %83. Olimpiyatların ardından, 1993’de, konut fiyatlarındaki artış sadece % 2 oluyor.

-1996 Atlanta: 30 bin kişi yerinden edilirken, 2000 sosyal konut ünitesi yıktırılmış. 1991 senesinde aylık kira artışı sadece %0.4 olan Atlanta’da, 1996’da Olimpiyat Oyunları öncesinde bu rakamın %7.9’a çıkmasıyla, alt gelir gruplarından 15.000 kenti terk etmek zorunda kalıyor.

-1988 Seul: 720 bin kişi zorla tahliye edilmiş. Daire fiyatları, 1988’in ilk 8 ayında % 20,4 artarken, arazi fiyatlarındaki artış % 27’ye, 1978’ den bu yana en yüksek rakama ulaşmış.

– 2000 Sydney :Olimpiyat Oyunları dönemini içeren 5 yılda konut fiyatları %50 artıyor, ülke genelindeki artış ise %39.

-2008 Pekin: 1 milyon 250 bin kişinin zorla tahliyesine sebep olmuş. “Çağdaş Çin imajının yeniden inşası Pekinlilerin yaşam alanları pahasına gerçekleştirilmiştir” diyor bir araştırmacı. Çin Hükümeti, Olimpiyat bahanesiyle Pekin’in yerleşik mahallelerini ve tarihi Dazhalan bölgesini yıkarak buraları alışveriş merkezleri, lüks rezidanslar ve spor tesisleri ile donatmış.

-2010 Dünya Kupası’nın şenlikli yüzünün gerisinde, Güney Afrika Durban’da yerlerinden edilen, konutları yıktırılan, işlerini kaybeden ve aynı zamanda şiddet gören kent yoksullarının dramı var.

-Yeni Delhi’de 2010’daki İngiliz Milletler Oyunları için boşaltılan 19 mahalleden 17’sinden 400 bin kişi zorla tahliye edilmiş ancak buralarda hiçbir spor organizasyonu gerçekleştirilmemiş. Oyunlar bahanesiyle boşaltılan bu mahallelerin yerlerine alışveriş merkezleri ve lüks konutlar yapılacağı konuşuluyor.

-2012 Yaz Oyunlarının ev sahibi Londra’da, Olimpiyat Köyü civarındaki alt gelir grubu mahalleleri ile sosyal konut alanlarından nüfuslar tahliye edilmiş. Olimpiyat köyü civarlarındaki bölgelerde gayrimenkul fiyatlarındaki artış %1.4’den, kentin ev sahipliğinin ilanıyla, %4.6’ya çıkmış. Aynı dönemde, kentin diğer bölgelerinde artış sadece % 0.2.

-2014 Dünya Kupası ile 2016 Olimpiyatlarının ev sahibi Brezilya’da temel hakların ihlalleri ve kenti temizleme operasyonları yaşanmıştı. 6 bin yoksul silah zoruyla tahliye edilmiş ve Rio’da sadece 2010’da 170 bin insan zorla tahliye edilmişti.

-“Dünya Kupası/Olimpiyat Halk Komitesi” adlı sivil insiyatif tarafından hazırlanan dosyaya göre de yapılan hazırlıklar spor tesisleri ve ulaşım altyapısının yenilenmesinin çok ötesinde; yapılı çevrenin yeniden yapılandırılması yoluyla, sosyo-politik güç yapılarının, elitlerin çıkarına ve maddi olarak dezavantajlı grupların aleyhine olacak biçimde değiştiği vurgulanıyor.

-Zorla ve keyfi tahliyeler, şeffaflık ve demokratik katılım eksikliği, kurumsal yapıların yerini FIFA ve IOC gibi güç odaklarının alması ve yoksul mahallelerin askeri müdahalelere maruz kalmasının, Rio de Janeiro’da devam etmekte olan “sosyal temizlik” sürecinin olağan bir görüntüsü olduğu ifade ediliyor.

-Tesisleri ve altyapıyı tamamlamak için tanınan kısa süre ve dev organizasyonların demokratik süreçleri zedelemesi nedeniyle, ağır insan hakları ihlallerine de oldukça sık rastlanıyor.
Katlanan bütçeler: Kaybeden halk, kazanan sermaye

-2020 adaylık yarışından Roma’nın çekilme nedeni dardaki İtalya’ya getireceği mali yüktür.

-2004 Atina Olimpiyatlarının hesaplanan maliyeti 1,6 milyar dolarken, gerçekte 16 milyar dolara, 10 katına çıkmış. Yunanistan’ın bugünkü ekonomik krizinde Olimpiyat Oyunları’nın payı göz ardı edilemez.

-2012 Londra: 2005 yılında oyunlara ev sahipliğini kazandığında mali portre 2,37 milyar dolar olarak hesaplanmışken, bütçe gerçekte 4 katına 9 milyar dolara çıkmıştır.

-2010 Vancouver Kış Olimpiyatları’nda orijinal bütçe 660 milyon dolarken, Oyunların maliyeti 5 milyar dolar olmuş.

-1976 Montreal Olimpiyat Oyunlarının borçlarının geri ödemesi 30 yılda ancak tamamlanmış. Faizlerin ek maliyetinin de düşünülmesi gerek.

-Bütçelerin hiçbir zaman denkleşemediği hatta çoğunun 10’a katlandığı göz önüne alınmalı. Olimpiyatlar için inşa edilen yüzlerce tesis, Oyunların ertesinde, devasa cüsseleriyle filler misali atıl kalıyor, zarar verdikleri/yok ettikleri ormanlık alanlar, mahalleler, doğa ve çevre yetmezmiş gibi ayrıca çevre kirliliğine sebep oluyorlar; bakımları ise oldukça maliyetli.

-Atina’da 2004 Olimpiyatları için inşa edilen 22 tesisten 21’i şu anda atıl durumda.

-423 milyon dolara mal olan Pekin’deki Bird’s Nest Stadyumu şu anda nerdeyse hiç kullanılmıyor. Yıllık bakımı 13 milyon doları aşarken, 91,000 kişilik stadyumda bu sayıya uygun etkinlik de bulunamıyor. Küçük ölçekli tesisler ise zaten tamamen atıl.

-Yine Pekin’deki Ulusal Su Sporları Merkezi ise yeniden düzenlenmiş ancak turist sayısı giderek düşmekte ve sadece giderlerini karşılamak için her sene 2 milyon ziyaretçi gerekiyor.

-İnsan başına ve yapılı alanda metrekareye düşen güvenlik kameralarının sayısı bakımından dünyanın önde gelen kentlerinden olan Londra’da, Olimpiyatlar nedeniyle güvenlik önlemleri iyice sıkılaştırılmış, öyle ki yüksek binaların çatılarına füze sistemleri yerleştirilmiş.

-G4S adlı özel şirketin güvenlik görevlisi sayısını karşılayamaması nedeniyle, silahlı kuvvetlerden destek istenmişti. Ayrıca, yasalar vasıtasıyla, bu güçlere gerektiğinde şiddet kullanma hakkı da tanınmıştı.


Olimpiyatların kısa tarihçesi

Yüzyıllara dayanan bir geçmiş olan ve uluslararası anlamda en yüksek katılımın sağlandığı etkinlik olan ilk modern Oplimpiyat oyunları 6-15 Nisan 1896 Yaz Olimpiyatları Yunanistan’ın başkenti Atina’da gerçekleştirilen çok sporlu etkinliklerdi. İlk modern Olimpiyat Oyunları olma niteliği taşıyan etkinlik, antik Olimpiyat Oyunları’nın doğduğu yerin antik Yunanistan olması nedeniyle Atina’da düzenlendi. 108 sene sonraki 2004 Yaz Olimpiyatları’na kadar Olimpiyatlar Yunanistan’a dönmedi.

Dünya’nın En Büyük Spor Olayı” olarak kabul edilen olimpiyatların tarihi karanlık çağlarına dayalı olup, gerçeklerle efsanelerin birleşimi ve duygularla abartıların karışımından oluşan bir sis tabakası ardında gizlenmiş gibidir. Olimpiyatlar her dört yılda bir kere yapılan, dünyanın en önemli spor karşılaşmaları. Pekçok ülkeden amatör atletler, her defasında farklı bir devlette yapılan yaz ve kış olimpiyatlarında birbirleriyle yarışırlar. Olimpiyatlar, 2700 yıldan daha önce Eski Yunan’da bin yıl boyunca devamlı olarak düzenlenmiştir. Eski Yunan medeniyetinin gerilemesiyle, olimpiyatlara olan ilgi kaybolmuştur. Daha sonra, 1896’da oyunlar tekrar canlandırılmıştır ve o zamandan beri devamlı olarak düzenlenmektedir.
Tanrılar veya yöresel bir kahraman adına yapıldığı tahmin edilen bu büyük şölenin, ilkel de olsa, mutlaka dine dayalı bir başlangıcı bulunuyor.

Eski Yunan’da olimpiyatlar, Tanrı Zeus’a yapılan dini merasimlerin bir parçasıydı. Modern oyunlar ise, sportif disiplinle insanların bâzı yönlerinin terbiye edilip geliştirilmesi amacıyla başlatıldı. Bunun yanında bütün ülkelerin sporcularının bir araya gelmeleriyle dünyâ barışına hizmet edeceği yönündeki söylemler hiç bir zaman gerçeğe dönüşmediği gibi hemen hemen tüm Olimpiyat oyunları devletlerin politik ve büyük firma ve tekellerin ticarı amaçlarına hizmet etmiştir. Olimpiyat oyunlarının Savaşlara engel olabileceği söyleminin tersine, birinci ve ikinci emperyalist paylaşım savaşları olimpiyatların yapılmasına engel oldu. Savaşlardan dolayı ara verilen Olimpiyatlar 20 yıl sonra 1936 yılında Hitler’in Berlin’de boy gösterisine dönüşerek yapıldı.

Olimpiaylardaki Politika oyunlar üzerine duracak olursak uzun bir liste çıkabilir. Son olarak Olimpiyatların ruhuna en çok zarar veren etkenlerin başında son yıllarda kullanımı gittikçe artan doping etkisi olan ilaç kullanımı gelmektedir. Özellikle Atina Olimpiyatları’nda başta halter gibi güce dayalı sporlar olmak üzere pek çok doping vakası ile karşılaşıldı ve alınmış pek çok madalya geri iade edildi.