Boğaz’da yemek Bağdat’ta çorba

Erbil’deki Gaz ve Petrol Konferansı’na gidecek olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ‘Hava sahası özel uçaklara kapatıldı’ bahanesiyle Bağdat tarafından engellendi. Yıldız, “Yola çıkalım, havadayken temaslar sürer” dedi. 1 saat boyunca Irak Başbakan Yardımcısı Şehristani’ye ulaşılamayınca uçak Kayseri’ye indi. Bakan Yıldız ise Irak’ın kabalığına nazik bir davetle yanıt verdi: “Şehristani’yi Boğaz’da yemeğe davet ediyorum. Davet ederse Bağdat’ta çorba içmeye de giderim.”

Aslına bakılırsa Bağdat’ın tutumu pist başındaki uçaktaki heyete sürpriz olmadı.
Çünkü eğer Türk Bakan Erbil’e gidebilseydi...
Chevron’dan Total’e, Gazprom’dan Exxon’a kadar dev dünya şirketlerinin sponsor olduğu...
Dünyanın dört bir yanından devlet ve işadamlarının katılımıyla düzenlenen Gaz ve Petrol Konferansı’nın kapanış konuşmasını yapacaktı. Ardından Bölgesel Yönetim Lideri Neçirvan Barzani ile özel bir yemek yiyecekti. Gecenin ilerleyen saatlerinde Türkiye’ye dönecekti.
Bağdat ise dünyanın gözü olan kuzey bölgesinde Türkiye’nin bu güçlü temsilini sabote etmeye niyetliydi.
Gezinin üzerindeki bulutlar sabah saatlerinde birikmeye başladı.
Aracı bazı ülkelerden Türk bakanın gezisine ilişkin karışık sinyaller alındı.
Bağdat yönetiminin “rahatsızlığı” dolaylı yollardan iletildi.
Ama Türk Bakan’ın kararlılığı görülünce...
Bağdat diplomatik teamüle uymayan kabalık uyguladı.
İki gün önce verilen uçuş izni iptal edilirse çok bariz olacağı için...
“Hava sahasının özel uçaklara kapatıldığı” bahanesine sığınıldı.

UÇAK GELEMEDİ YATIRIMCI GELSİN

ÖNCE BAĞDAT’A GİDELİM

Başbakanlık uçağındaki Bakan Taner Yıldız’a bu gelişmeler aktarıldığında hiç tepki vermedi.
“Bence yola çıkalım, havada iken diplomatik temaslar devam eder” önerisinde bulundu.
Bir ara, “Eğer davet gelirse önce Bağdat’a inelim, ardından Erbil’e geçeriz” seçeneği de değerlendirildi.
Hatta Türk Dışişleri bu yönde temaslarda bulundu.
Irak’ın Enerjiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin Şehristani’ye ulaşılmaya çalışıldı.
Fakat bir saatlik uçuş süresince hiçbir sonuç alınamadı.
Kayseri üzerine gelindiğinde uçak havalimanına indi.
Yıldız, Kayseri’de yoğun bir telefon trafiğinin ardından Ankara’ya döndü.

ADI KONULMAMIŞ AMBARGO

Türkiye Irak’ın kuzeyine dönük bir paket hazırlığında...
Yanıbaşında 19 ülkenin iş yaptığı Erbil’e sırtını dönmeye hiç niyeti yok.
Bağdat yönetimi tarafından Ankara’ya konulan bu adı konulmamış ambargo aşılacak.
Ya Bağdat ile veya Bağdat’a rağmen.
Türkiye Bağdat’ı aşmadan, kırmadan deniyor...
Dünkü gibi kötü örnekler, kızdırıyor, bezdiriyor, sabır tüketiyor.
Ama Türkiye’nin Bağdat ve Erbil’e ilişkin kararlılığı devam ediyor.
Bakan Taner Yıldız’ın üslubu sertleşmiyor.
Irak’tan gördüğü kabalığa nazik bir davetle yanıt veriyor:
- Merkezi Irak Hükümeti’ne rağmen bir şey yapma niyetimiz yok. Doğru da olmaz. Ama Norveç, ABD, Güney Kore firmaları Irak’ın kuzeyinde çalışırken, buna kayıtsız kalmamız mümkün değil. 19 ülkenin 39 firmayla iş yaptığı Irak’ın kuzeyine, Türkiye’nin sırtını çevirmesi asıl suç olur. Ben Başbakan Yardımcısı Sayın Hüseyin Şehristani’yi Boğaz’da yemek yemeye davet ediyorum. Eğer davet ederse Bağdat’ta çorba içmeye de giderim. Biz konuşmazsak bu pürüzlerin giderilmesi nasıl mümkün olacak?

3 YILDA YENİDEN KURULUR

Türkiye bölgede yaşanan kriz ve savaşlardan dolayı sürekli bedel öder oldu.
Bakan Yıldız’a göre Türkiye, güçsüz değil, güçlü Irak istiyor:
- Türkiye Irak’ın her yerindeki enerji üretimi ihalelerine katıldı. 25 milyar dolarlık projeden, TPAO’nun payına düşen 5 milyar dolar. Sadece Irak’ın kuzeyi ile iş yapma derdimiz yok. Bugün Irak’ın petrol geliri 100 milyar dolar. Üretimi 2.7 milyon varil. Üretim eğer 8 milyon varile çıkarsa geliri 300 milyar olur. Irak’ta 3 yılda yeniden kurulur.

ŞEFFAFLIĞIN GÜCÜNÜ KULLANALIM

Taner Yıldız, uçaktan Bağdat’a şöyle sesleniyor:
- Siyasetin enerjiye, enerjinin siyasete zaman zaman yük olduğu bilinir. Ancak enerji omzu güçlenirse bazı siyasi pürüzleri daha rahat kaldırırız.  Biz şeffaflığın gücüne inanıyoruz. Hiçbir şeyin gizli kalmamasını, konuşulmasını istiyoruz. Eğer Rusya ile bunu başardıysak, Ruslar bir defada Türkiye’ye 20 milyar dolar yatırıyorsa (nükleer santral), kardeşimiz Irak ile kardeşimiz Şehribani ile niye başaramayalım diyoruz.