Hamburglu yazar Orhan Çelik, "Avrupa'ya akan mülteci sorunu" konusunu yeni romanı "AR" isimli kitabında gündeme taşıdı. Türkiye'de Belge Yayınları tarafından yayınlanan "Ar" kitabının kapağında, elinde bavuluyla zorunlu yolculuğa çıkmış bir mülteci resmi dikkat çekiyor. Roman 197 sayfa. AR, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası yaşanmış acı gerçeklikleri, katliam ve işkenceleri roman diliyle okura aktarıyor. 

Akıcı bir dille yazılmış ve okuru daha ilk sayfalarında etkileyen AR'da, NATO ülkesi ve AB'ye üyelik için aday Türkiye'de, 1980 askeri faşist darbesi koşullarında binlerce muhalifin gözaltı, işkence, katliam ve faili meçhul cinayetlerden kaçarak, Avrupa'ya sığınmalarının öyküsüne yer veriliyor. 

Kitabın yazarı Orhan Çelik, Bingöl Eğitim Enstitüsü mezunu ve 1993 yılından beri Almanya'nın liman şehri Hamburg'da yaşıyor. 

Öğretmen kökenli yazar için yok olmaya yüz tutumuş 80'li yılların "köy enstitüleri kuşağından" demek yanlış olmayacaktır. Günümüzde "Büyük Dağda Küçük Köy" (1984), "Sağırtaş" (2001) ve "Kumluk Diyarı" (2003) kitaplarıyla tanıdığımız yazar, Bingöl-Karlıova doğumlu. Çelik, öğretmen olarak ilk kez Ordu'da 4 yıl görev yapmış. Karadeniz kültürünü yakından tanımış ve ilk öykü denemelerine bu yıllarda başlamış. Daha sonra Ağrı- Doğubeyazit'te ve ilk romanından dolayı sürgün yeri olarak gönderildiği Toros eteklerinin
(Konya-Ermenek) değişik yerleşim yerlerinde görevine devam eder.

BİR KÖY ÖĞRETMENİNİN GÖZ YAŞLARI...

Kitabın yayımlandığı yıllarda henüz sosyal medya ve İnternet yoktur. Ama köylüler öğretmen Çelik'in yayımlanmış kitaplarından bir şekilde haberdar olurlar. Bir süre sonra parmakla sayılacak kadar az kitapçıda, köy öğretmeninin tüm kitapları raflarda sergilenir. Köyün gururu haline gelen öğretmen bundan haberdar olur. İlk önce yorum yapmaz. Ne zaman ki, ay başında aylık almak için şehire gidince, anlatılanların gerçek olduğunu görür. "O an için yazdığım romanlar değil, köylünün ne kadar sahipsiz olması ve bir öğretmen olarak sorumluluklarım aklıma geldi." diyen Orhan Çelik, gözyaşlarına hakim olamaz.

Eğitim döneminde uzun bir süre köydeki muhtarın evinde kalan Çelik, bir anısına da yer verir. İnançlı biri olarak tanımladığı evinde kaldığı köy muhtarı şehirden eve döner. "
Muhtar, ara sıra içtiğim Yeni Rakı'yı gazeteye sarılı olarak 'Orhan Hoca, bu da sana' sözleriyle bana saygıyla uzattığında, yaşadığım duyguları anlatmam zordur" dedi ve Türkiye'deki son yıllarda yaşanan kutuplaşmaların anlamsızlığına da dikkat çekti.

ORHAN ÇELİK'İ ŞENER ŞEN'E BENZETİYORUM

Kitabın tanıtımı için Stockholm'dan Hamburg'a gelen Ragıp Zarakolu ve roman yazarı Orhan Çelik ile Merkez Tren Garı'nda buluşuyoruz. Aynı zamanda tiyatro yazarı da olan Orhan Çelik'i her gördüğümde, nedense ilk aklıma Türk sinemasında devrim yaratan Hababam Sınıfı, İnek Şaban, Zühürt Ağa, Eşkıya, Gönül Yarası ve İkinci Bahar filmlerinin başrol oyuncusu, tiyatro kökenli Şener Şen gelir. Doğal davranışı ve hep güleryüzlü olmasından mı, yoksa hemen her konuşmasındaki mizah yanının ağır basmasından mı nedir? anlayamadım gitti. Sıkıntıdan patlayacak olsanız bile, onunla kısa bir dost sohbeti sizi rahatlatır.

YAZAR RAGIP ZARAKOLU HAMBURG'DA

Çelik, birkaç saat sonra tanıtımını yapacağı yeni romanı için heyecanlıydı. Zarakolu'yu daha önce 2014 yılında Frankfurt Kitap Fuarı'nda Veysi Sarısözen ile birlikte görmüştüm. Hal hatır sorduktan sonra Orhan Çelik, birkaç saat sonra yapılacak olan kitap tanıtımı toplantısı hazırlıkları için aramızdan ayrıldı.

Daha "merhaba" demeden söze giren Zarakolu, "Emil Nolde'nin resim sergi varmış trenden gördüm, bu kısa zamanı orada değerlendirelim mi?" diye sordu.

Resim sergisinin gösterildiği yer birkaç yüz metre ilerideki Hamburger Kunsthalle adlı şehir müzesindeydi. Yağlı ve sulu boya sanatçısı ressam ve baskı resim sanatçısı Nolde
(1867–1956), Hitler döneminde eserleri " yoz sanat" olarak kınanarak yasaklanmıştı. Hayır demek şöyle dursun, benim için de iyi bir fırsattı.

Zarakolu, müzeye girişte Almanca konuşarak beni şaşırttı. Uzun seneler Avrupa'da yaşayıp da bulunduğu ülke dilini konuşamayanlar aklıma geldi. Kendisiyle müzenin kantininde kısaca yaptığımız sohbette biraraya gelmişken "Kürtlere Özerklik" konusu hakkında neler düşündüğünü sordum. Hiç düşünmeden "geç bile kaldılar" yanıtını verdi. "Bence özerklik çok daha yumuşak bir terim. Kürtlerin ayrılma hakkını desteklemek gerekir" dedi.

Yazar Ragıp Zarakolu ile yaptığım söyleşiyi işlerin yoğunluğundan dolayı bugüne kadar yayınlayamasam da, kısa süre içinde gerçekleştireceğim. Zarakolu'nun sanat ve siyaset arasındaki kopmaz bağı sınırlı zamanı olmasına rağmen, gözardı etmemesi dikkate değerdi.

"AR" HAK ETTİĞİ İLGİYİ YAKALAYACAK

Makaleyi Orhan Çelik'in AR kitabının tanıtımını da yapan yazar Ragıp Zarakolu'nun sözleriyle bitirelim: "Orhan Çelik'in romanı mülteciliğin epik, destansı bir anlatımı. Hak ettiği yankı ve ilgiyi yakalayacağına inanıyorum."