Dokuz filmin gösterime girdiği Türk Sinema Günleri'nde seyirci en yoğun ilgiyi belgesel filme gösterdi. Belgeselin yönetmeni, gazeteci Can Dündar seyircisi tarafından sevgi çemberine alındı. Hayranları sürekli yeni belgesel çalışmalarını sorup yakında hangi belgeseli izleyeceklerini öğrenmek istedi. Odyssee sinemasına gelen seyirciler arasında 'Mısır Çarşısı' sanığı Pınar Selek de vardı. Yönetmen Dündar'a soru yönelten Selek, belgeseli beğendiğini yalnız o dönemde kadınların neler düşündüğünü, o süreci başka türlü yaşadıklarını; ama filmde kadın oyuncuların olmadığına dikkat çekti. Can Dündar, Selek'e "Belgesele dışardan bakılınca biraz maço görünüyor. Bazı hareketler içinde tabii kadınlar vardı; ama biz yardımcı kadın bulamadık. Bu bizim eksikliğimiz" cevabını verdi.

DÜNDAR: "GEZMİŞ HUKUKSUZLUĞUNU SELEK'DE DE GÖRÜYORUZ"

Türkiye ve Avrupa arşivlerini araştırarak kamuoyunun ilk defa gördüğü görüntülere belgeselde yer verildiğini anlatan yönetmen Dündar belgeselin içeriğini Fransız seyircisiyle paylaştı. Seyircinin merak ettiği tüm soruları yanıtlayan usta belgeselci Dündar, "Deniz Gezmiş'in idamının 40. yıldönümünde 40 yıl önce yaşanan hukuksuzluğu yeniden 40 yıl sonra Türkiye'de bir örnek olarak Pınar Selek davasıyla yaşıyoruz. Belgesel aslında 40 yılda nereden, nereye geldiğimizi gösteriyor. Belgeselden herkes ders çıkarmalı. Fransa'da yaşanan 1968 olaylarını Fransızlar siyasi kanallarına aktarmayı başardı. O dönemin liderlerini parlamento ve siyasette gördük. Başbakan olanlar bile var. Türkiye'de maalesef böyle olmadı tepkiler şiddetle bastırıldığı için yıllar yılı intikamlar, kan davaları sürdü. Silah çözümün tek adresi oldu. Türkiye'nin yarası 40 yıldır çözülemedi. Türkiye'de gençlere kıyılarak kendi geleceğimize kıydık. 40 yıl önce Kürecik'te Radar üssü konuşuluyordu 40 yıl sonra yine Kürecik konuşuluyor; ama kimse tepki göstermiyor. Deniz Gezmiş olsaydı o yine Kürecik'te tepki gösterecekti. Artık çözümün silahta olmadığını görüyoruz yara halen kanıyor" dedi.