Avrupa'da yayın yapan Yeni Özgür Politika gazetesine dikkat çekici açıklamalarda bulunan MİT elemanı Murat Şahin, Nuçe Tv'de Baki Gül'ün sunduğu "Aktüel 14" programında canlı yayına katıldı. Gazeteci Gül'ün sorularını yanıtlayan MİT elemanı Şahin, Devrimci Karargah davasından gözaltına alınma süreci, MİT'e nasıl çalıştıkları, nasıl eğitildikleri, halkın arasında nasıl güven kazandıkları ve Ömer Güney'i nasıl tanıdığı gibi birçok konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

İSVİÇRE'DE ALİ DOĞAN İRTİBAT KURDU

32 yaşında olduğunu ve İsviçre'de yaşadığını ifade eden Murat Şahin canlı yayında şunları anlattı: "Geçici bir süre çalıştığım bir kurum vardı. Direk Ankara'ya MİT'e çalıştım. İsviçre'de MİT personelleri ile ilişki kurdum ve Ankara'ya gittim Türk soluna bakan Teyze diye bir sorumlu ile görüştürdüler. Ali Doğan MİT personeli İsviçre'de, onun tarafından yönlendirildim. 4 senede bir değişiyor bunlar. Ali Doğan'dan önce Mutlu diye biri vardı. Sonra o gitti Ali Doğan vardı o geldi. Yakalanma sürecine kadar onunla kaldım. Ankara'da Çankaya çevresinde MİT'e ait olduğunu söyledikleri bir eve götürdüler. MİT'e çalıştığımıza dair herhangi bir kimlik, form doldurma yok.

Beni daha çok bir sol örgüte yönlendirdiler, bilgi alışverişi için. 'Şu kişi burada mıdır değil midir? Neler yapıyor gibi şeyleri aktarıyordum. 6 Aralık'ta gözaltına alındım emniyete götürüldüm. MİT elemanı olduğumu söyledim, inanmadılar. Çünkü elimde kanıt yoktu. Kimlik filan yoktu araştırma yaptılar savcılık da inanmadı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra İstanbul MİT'ten gelenler personelleri olduğumu söylediler bırakıldım. Yakalanmadan önce Ali Doğan bana 'oldu ki Türkiye'de yakalanırsan bizi tanımıyorsun seni kısa sürede kaçırırız cezaevinden' dedi. Bırakıldıktan sonra rahatça İsviçre'ye çıktım. Hatta İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde KCK masasına bakan Komiser Ayhan beni havaalanına bıraktı.

Bırakıldıktan sonra eve geçtiğimde irtibat kurmak istedim. Yıldız'lardaki MİT personelleri resmen beni kovdu, 'kendi başının çaresine bak' dediler beni kovdular. Ben MİT üyesiyim dediğim için ve basına yansıdığı için deşifre olduğum için beni kovdular...

ÖMER'İN GÖZLÜKLÜ, BEYAZ GÖMLEKLİ RESMİNİ GÖSTERDİLER

Başka elemanlarla bir araya gelmedim, zaten birbirleri ile tanıştırmıyorlar. O riske girmiyorlar. O evde (Ankara'daki MİT evinde) bana birkaç resim gösterdi (Teyze) ve Ömer Güney vardı. Şu şekil düşünüyorum elemanlar ikiye ayrılır tetikçiler vardır, bilgi alışverişi yapanlar vardır. Büyük ihtimalle görmüş olabileceğimi sanmıştır herhangi bir yürüyüş veya gecelerde olabilir, onun için gösterdi, ben de tanımadığımı söyledim. Gözlüklü resmini gösterdi, beyaz gömlek vardı, duvarın önünde çekilmiş bir fotoğraftı. O olduğundan eminim çünkü teorik anlamda eğitiliyorduk; yüz, isim, cisim unutmamız imkansız.

Örgüte sızabilmem için ilk başta kolay yollardan başlıyorduk. Önceden tanıdığımız çevreden başlıyorduk. Tabiki sonra dernek üyeliğine geçiyorduk. Orada hemen 'bildiri dağıtalım dergi dağıtalım' diye ön plana atılıyorduk, güven kazanıyorduk ve kolaylıkla bilgilere ulaşıyorduk.

Tetikçiler ayrı onların nasıl eğitildiğini tam bilmiyorum. Avrupa'da tam olarak net bilmiyorum nerede tetikçiler vardır. Bu saatten sonra devamı gelir mi gelmez mi (suikastların) tam bilemiyorum. Tetikçiler genelde Avrupa'dadır ve sorumluların olduğu bölgelerde olurlar. Tam olarak nerede oldukları konusunda bilgi veremem. Almanya olur Fransa olur... Onlar gizli tutulur.

2006'dan 2013'e kadar içinde kaldım, eğitimi veren kişi MİT personelidir. MİT personelleri büyükelçilikte resmi olarak çalışırlar. 2 haftada bir görüşülür. 2 haftada bir hata yapmayacağın bir şeyi anlatırlar. Şunu şu şekilde yaparsın. Yürüyüşlere gittiğim zaman birisiyle konuştuğumda ona selam veririm ve sırama geçerim. Fazla konuşmam. Bern Büyükelçiliği'nde eğitim veren tek kişidir. Eğitimi veren Ali Doğan şimdi gitti ve yerine başka birisi geldi.

Ankara'da Teyze diye hitap ettiğimiz kişi bana şunu söyledi. Bir ilk 'heval' geldi ikincisi de sensin dedi. Bir de seninle görüştüm. Heval'den kastı Ömer Güney'di. MİT daha çok sol olan eylemlerde Devrimci Karargah ve Ergenekon üzerinde duruyorlardı. Beni de Devrimci Karargah'a yönlendirdiler.

ÖMER GÜNEY'İN FOTOĞRAFINI "TEYZE" GÖSTERDİ

Komiser Ayhan bana ben bırakıldıktan sonra 'hiç merak etme KCK, Ergenekon, Devrimci Karargah davasını birleştireceğiz' dedi. Nasıl yapacaklarını söyleyemedi bana. Yanımızda MİT tarafından tutulan bir avukat vardı. Polat Küçük diye bir avukat. Siyasi şeylere bakmıyor. Daha çok mafya, çete, şike davalarına bakan bir avukat. MİT tarafından bana yönlendirildi. Yani MİT karşıladı.

Emniyetin elemanları farklıdır MİT'in elemanları farlıdır. MİT bilgileri toplar Emniyet'e bildirir onlar da operasyon yapar. Başka birlikte çalışmaları yoktur. Zaten birbirleri ile çatışma halindeler.

Bazı bildiğim bilgiler var onları canlı yayında açıklamak istemiyorum. Daha sonra açıklayabilirim. Sol örgütlere ilişkin, kişilere yönelik, bazı bilgiler var onları şu anda tehlike altına giriyorum.

Ömer Güney fotoğrafını MİT binasında Teyze kod adlı MİT elemanı bana gösterdi. Katliamdan sonra bir arkadaş beni aradı 'yakalanan kişiyi gördün mü' dedi hayır dedim, internetten baktım ve evet bu kişiyi tanıyorum dedim.

En son 2011 Mayıs'ında Teyze ile görüştüm. 1 Mayıs'a katılmaya gitmiştim İstanbul'a ve bana telefon açtılar '1 Mayıs'a katılmayacaksın ortalık karışık' denildi. Sonra 3 gün sonra filan bir telefon geldi ve ben Ankara'ya çağrıldım oraya gittim. Önce beni bir personel aldı eve götürdü bir saat sonra korumalarıyla, şoförüyle Teyze kod adlı MİT'çi geldi. Trabzonlu, kızılsaçlı, 55 yaşlarında. Sanırım 30 yıldır MİT'in içinde. Sadece Türk soluna bakıyor. Kendisi Trabzonlu olduğunu söyledi. Türkmen misiniz diye sordum yok Trabzonluyum dedi.

Yıllardır çalıştım ve sonra ayrıldım. Düne kadar gazeteye görüşmeyene kadar saklanıyordum. Hem çevreden hem Türk tarafından saklanıyordum. Düşündüm taşındım, bu olay da beni biraz şok etti. Kendimi temize çıkarıp tekrardan sola geçmek için değil. Bir Kürt olarak utandım.

"ELAZIĞ KARAKOÇANLI'YIM"

Elazığ Karakoçanlıyım. MİT elemanları için Kürt olmasına dikkat ediyor. Kürtçe bilmesi lazım elemanın. Benim Kürtçem yok o yüzden beni daha çok Türk soluna yönlendirdiler. Fransa devleti beni çağırırsa bu saatten sonra konuşurum ve her şeyi konuşurum. Bütün bu yaptıklarımdan pişmanım. Birçok şeyi kaybettim. Hem aile içinde sorunlarım çıktı sokağa çıkamaz oldum. Artık bu işe bir son vermeyi düşündüm."

AVUKAT POLAT ŞAHİN: BENİ  MİT DEĞİL, AİLESİ TUTTU

Murat Şahin'in MİT tarafından kendisine tahsis edildiğini belirtti Avukat Polat Küçük, DİHA'ya yaptığı açıklamada, "Murat gözaltında MİT elemanı olduğunu söylüyordu. Ama ben bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Beni MİT değil ailesi tuttu. Gözaltının ardından tutuklandı ve biz itiraz ettik. MİT elemanı olduğu için mi yoksa delil yetersizliğinden mi bırakıldı bilmiyorum. Ara kararla 10 ya da 12 gün sonra serbest bırakıldı. Daha sonra vekalet ücretinde anlaşamayınca avukatlığını bıraktım" iddiasında bulunmuştu.