Erdoğan, Saat 13.00’da Lahey’de Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşme yaptığı sırada aralarında HTIF, FED-KOM, AVEG-KON, HAKDER, DİDF ve Demokratik Ermeni dernekleri Federasyonun da bulunduğu Demokratik Birlik Platformu (DBP) tarafından protesto edildi. Protesto gösterisine 350’den fazla kişi katıldı. Protesto’da modern faşizmin temsilcisi olarak nitelendiren Erdoğan, açılan pankart ve dövizler yanısıra atılan sloganlarla protesto edildi.


Protesto sırasında DBP adına yapılan açıklamada, Erdoğan ve AKP hükümetinin son 10 yıllık iktidarları döneminde, imha ve inkara dayalı faşist 12 Eylül darbesi politikalarını aynen devam ettirdikleri ifade edildi.  Erdoğan’ın sürekli vurguladığı ‘tek dil, tek bayrak, tek millet’ söyleminin faşizan bir söylem olduğu kaydedilen açıklamada, AKP politikalarının bundan öteye gitmediği belirtildi.


Erdoğan’ın “Kadın da olsa, çocuk da olsa güvenlik güçlerimiz üzerine düşen görevi yapacaktır” sözleri ile Türkiye içinde ve dışında yapılacak olan operasyonlara yeşil ışık yaktığı, bunun sonucu olarak binlerce Kürt çocuk olmak üzere 15 bin siyasetçi, aktivist, akademisyen, sendikacı yanısıra yüzlerce gazeteci, basın çalışanı ve avukatın tutuklanarak cezaevlerine gönderildiği hatırlatıldı. Demokrasi talep edenler cezalandırılırken, şiddet ve işkence uygulayan polis-askerlerin madalyalarla ödüllendirildikleri belirtildi.


Gayri Müslimlere tahammülsüzlüğün AKP döneminde kat be kat arttığı kaydedilen açıklamada, Alevilerin Cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınmaması, Mor Gabriel kilisesine ait topraklara el konulması ile İstanbul’da Ermeni yaşlıların katledilmesi örnek gösterildi.


Kürtlerin demokratik haklarını kullanarak yapmak istedikleri yürüyüş ve mitinglere polisin yaptığı müdahaleler sonucu birçok insanın hayatını kaybettiği, son olarak Diyarbakır’da bir gencin panzerle çiğnenerek katledildiği belirtilen açıklamada, AKP’nin Kürtlere yönelik güvenlik politikasından vazgeçmesi istendi.


34 Kürdün savaş uçakları ile yapılan bombardımanda katledildiği Roboski katliamına da dikkat çekilen açıklamada, katliamdan Erdoğan ve AKP hükümetinin birinci derece sorumlu olduğu vurgulandı.
Terörizmle mücadele adı altında muhalif olan bütün kesimlerin çeşitli komplo ve düzmece senaryolar sonrası tutuklanarak cezaevlerine konulduğunu belirten DBP, bunun AKP’nin modern demokrasi anlayışı olduğunu kaydetti.


DBP, açıklamasının sonunda Hollanda hükümetine Türkiye’ye demokratikleşmesi için baskı yapması, Öcalan’ın başlatmış olduğu barış sürecine destek vermesi çağrısında bulundu.


Hollanda basınının ilgi gösterdiği protesto eylemi, yapılan açıklama ardından Erdoğan alehine atılan sloganlarla son buldu.


Bu arda, Erdoğan’ın parlamentonun da bulunduğu başbakanlık binasına gelişi sırasında, Erdoğan’ın bulunduğu araca cam şişe atılması üzerine 4 Kürt gencinin gözaltın alındığı öğrenildi.