Almanya'nın başkenti Berlin'de biraraya gelen 67 aktivist, Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Barış İçin Avrupa Forumu adıyla bir deklarasyon yayımlayarak kuruluşunu ilan etti.

Türkiye’den ayrılmak zorunda bırakılan farklı meslek gruplarından 67 aktivistin katılımıyla 17 ve 18 Aralık 2016 tarihinde Rosa Luxembourg Vakfı’nda gerçekleştirilen toplantılar sonrasında kurulan 'Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Barış İçin Avrupa Forumu', yaptığı ilk açıklamada "Nerede olursak olalım mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. 

NEREDE OLURSAK OLALIM MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

"Türkiye halklarının içine itildiği kanlı savaşa ve özgürlükleri tutsak eden faşist diktatörlüğe karşı bizler" sözleriyle başlayan deklarasyon metni 5 dilde yayımlandı. Forum’un koordinasyon kurulunda Ahmet Nesin, Çetin Gürer, Defne Asal, Demir Küçükaydın, Engin Sustam, Filiz Koçali, Fuat Ateş, Hatip Dicle, Mehmet Faruk Öztürk, Mehmet Rauf Kesici, Mustafa Sarısülük, Nil Mutluer, Pınar Şenoğuz, Ragıp Zarakolu, Rotinda Polat, Sakine Essen, Selim Eskiizmirliler bulunuyor.

SAVAŞA VE DİKTATÖRLÜĞE KARŞI AVRUPA FORUMU

Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Barış İçin Avrupa Forumu’nun yayımladığı deklarasyonda şu ifadelere vurgu yapıldı: "Türkiye’nin demokratikleşmesi ve toplumsal barışın bir an önce tesisi için haklı talebimizi ve mücadelemizi, nerede olursak olalım hep birlikte sürdüreceğimizi, sözümüzün arkasında olduğumuzu Avrupa’dan ilan ediyoruz. Yaşamı ve onun renklerini yok sayan totaliter rejimin doğrudan hedefi haline getirilen ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşamak zorunda bırakılan bizler; diktatörlük dayatmasına ve onun kanlı savaş siyasetine, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, hukuksuzluğa, insan hakları ihlallerine, baskıya, zulme, adaletsizliğe ve linçlere karşı susmadığımızı, susmayacağımızı ve haklılığımızı haykırmak için bir aradayız. Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Barış İçin Avrupa Forumu adı ile çıktığımız bu yolda özgür topraklar ve ortak bir yaşam için mücadele veren tüm dostlarımızı ve yoldaşlarımızı selamlıyor ve kararlılığımızı coşkuyla haykırıyoruz. Ve barış, demokrasi içinde özgürce yaşanan topraklardan yana olan herkesi, bu ortak yaşam arzusunu gerçek kılmak için omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz."