Strasbourg-Avrupa Basın Kulübü tarafından ifade ve medya özgürlüğü için mücadele edenlere verilen Kulüp Ödülü’ne bu yıl gazeteci Can Dündar layık görüldü.

Can Dündar’a ödülü dün akşam Strasbourg’da Alman-Fransız haber-kültür kanalı ARTE’nin merkez binasında düzenlenen bir törenle verildi. Ödül törenine aralarında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, ARTE Başkanı Peter Boudgoust, Strasbourg-Avrupa Basın Kulübü Başkanı Françoise Schöller, Strasbourg merkezli Avrupa kurumlarının temsilcileri ve çok sayıda Avrupalı basın mensubunun da bulunduğu 500’den fazla davetli katıldı.

Törende konuşan ve 2016’da aynı ödüle layık görülen Nils Muiznieks, geçen yıl Türkiye’yi ziyareti sırasında Can Dündar’la görüşmesini anlattı. Dündar’ın “günümüz Türkiye’sinde boğulmakta olan gazeteciliğin sembolü haline geldiğini” söyledi. “Can Dündar’ı yalnız bırakmadığımızı göstermek için bu akşam burada toplandık” ifadelerini kullandı. 

Strasbourg Avrupa Basın Kulübü Başkanı Françoise Schöller, kulüp olarak Türkiye’de medya özgürlüğü konusunu ve Can Dündar’ın durumunu yakından takip ettiklerini söyledi. Kulüp Ödülü’nün 2006 yılında yazar Elif Şafak’a verildiğini anımsatan ARTE Başkanı Peter Boudgoust basının demokrasi için önemine vurguda bulundu.

Muisznieks, Boudgoust, Dündar ve Schöller ödül töreninde.

Muisznieks, Boudgoust, Dündar, Durupty ve Schöller ödül töreninde.

Dündar: Silivri bir gün demokrasi müzesi olduğunda

Can Dündar ise konuşmasında Basın Kulübü Ödülü’nün “kendi şahsında Türkiye’de özgürlük için mücadele edenlere verildiğini” söyledi. Dündar, “Bir hayalim var: şu anda meslektaşlarımın hapsedildiği Silivri Cezaevi bir gün demokrasi müzesi olduğunda bu ödülü oraya vermek ve torunlarıma gösterebilmek. Bu dayanışma sayesinde o günler de gelecek, buna inanıyorum” dedi. 

“Ben tarihi boyunca biriktirdiği her şeyini kaybetmekte olan bir ülkeden geliyorum ve hayatı boyunca biriktirdiği her şeyi kaybetmekte olan bir gazeteciyim” ifadeleriyle Türkiye’deki siyasi gelişmeleri gündeme getiren Dündar, “Ülkem İslam dünyasındaki yegane laik demokratik örnekti, çok başarılı bir örnek değildi belki ama çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin laik bir demokrasi içinde yaşayabileceğini kanıtlamaya çalışan tek örnekti. Artık değil. Laikliğin, demokrasinin altı oyuluyor, Türkiye her gün kan kaybediyor. Onun kaybı sadece bizim değil bölgenin, Avrupa’nın, dünyanın da kaybı olacak. Onun kaybı İslam dünyasında İslamo-faşizmin, Batı dünyasında İslamofobinin zaferi olacak” şeklinde konuştu.

"Batı, Türkiye'yi karşı safında bulabilir "  

Avrupa’nın “yarım asırdır kapısını açmamakta, ailesine katmamakta direndiği Türkiye’yi, karşısında, Batı düşmanlığının safında bulabileceği” uyarısında bulunan Dündar, tüm bunlara karşılık Türkiye’de “otoriterleşmeye, linç kültürüne, yaşam tarzına müdahale edilmesine karşı direnenler olduğunu” sözlerine ekledi.   

Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Eurocorps gibi Avrupa kurumlarına ev sahipliği yapan Strasbourg kentindeki Avrupa Basın Kulübü’nün gazeteci, iletişim uzmanı ve medya sektörü yöneticilerinden oluşan 800’den fazla üyesi bulunuyor. (Deutsche Welle)