Berfin Dilav / ANF

Barselona belediyesine bağlı kamu ulaşım şirketi TBM'ye ait, yanlış yapılanmadan dolayı kullanılmayan bir bina, 1997 yılında radikal solcu bir grup tarafından işgal edilir.  Genç devrimciler bu binanın adını CAN VIES olrak adlandırırlar.


Can Vies, Katalan dilinde ‘Evin Yolları’ anlamındadır.  Barselona'nın kalbindeki Sants Mahallesi'nde bulunan Can Vies,  mahalle sakinleri ve giderek tüm bölge için bir sembol haline gelmeye başlar.

Halkın her türlü sosyal sorununa cevap olmaya çalışan bu merkez toplumsal alanın tüm kesimlerine hitap etmek için önemli çaba harcar. Kapıları tüm devrimci sosyal, feminist, anarşist, kültürel hareketlere açık. Gerçekleştikleri etkinliklere maddi değer biçmeden, konserler, tiyatro sahneleri, toplantı gibi aktivitelere insanların katılımını sağlarlar. Böylece Can Vies,  maddi çıkar gözetmeden insanların taleplerine hitap ederken, her mahalle sakininin, göçmenlerin, yerlilerin günlük olarak vazgeçemediği ve uğradığı bir mekân haline gelir.


Bu mekân geçen yıllar içerisinde birçok 'ilk’e tanıklık eder: Besin maddeleri, dernekleşmeler, kütüphaneleşmeler üzerinden kooperatif oluşumları toplumun ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan somut projeler geliştirir. İlk işgal süresince gençlik hareketinin sol geleneği ortama aynı zamanda bir politik kimlik kazandırması,  Can Vie'nin zaman zaman hareketlerin gelip siyasi konuları ve stratejilerini belirlediği bir okul olmasını da sağlar.


Can Vies, Sants Mahallesi ve Katalan gençleri ve insanlarının deyimi ile kapitalist sistem içerisinde bir oksijen borusu işlevini görür. Ya da diğer bir ifadeyle, ütopyaların inşa gücünü gösterir. 

Ancak, 17 yıllık bir geçmişe sahip ve birçok gencin devrimci yaşama ilk adımını attığı bu mekânın ulaştığı toplumsallık düzeyi artık kapitalist sistem açısından ciddi bir rahatsızlık kaynağı, hatta tehdit olarak görülmeye başlandı.  Zira, sadece etkinliklerle yetinmeyen Can Vies toplumsal inşa anlamında da kayda değer güç haline geldi.

BİR OKSİJEN BORUSU


Bunun üzerine neo-liberal sağcı hükümet önce, Can Vie etrafında örgütlenen yaşama karşı sürekli anti propaganda, karalama kampanyaları yürüttü. Yani,  toplum içinde antikapitalist, anti-tüketicilik ve anti bireyciliğin yaygınlaşması, hükümetler için tehlike olarak görüldü.

Hükümet yanlısı medya da, Can Vie'yi gençleri yozlaştıran ve başıboş zaman geçirdikleri bir yer olarak yansıtarak, karalamaya, gözden düşürmeye çalıştı.  Oysa Can Vies’liler monoton ve dikte edilmiş bir yaşama karşı yeni bir paradigmanın sembolü olarak direnişi seçtiklerini söylüyorlar.

YIKIM KARARI VE YAYILAN DİRENİŞ


Yakın bir zamanda Can Vies’in yıkımı için belediye ve hala binanın sahibi olan TMB müdürü tarafından bir karar çıkarıldı. Bu nedenle, gençler ve sosyal hareket militanları bu merkezin nöbetini tutmaya başladılar.

26 Mayıs’ı 27 Mayıs’a bağlayan gece özel polisler mekânı sarıp, inşaatçı kılığında sabahleyin yıkıma başladılar. İçerde bulunan gençlerin 27’si akşam 20.00'ye kadar direndiler. O ana kadar meydanlarda binler toplanırken, saat 20.00'den sonra mahallelerde çatışmalar yoğunlaştı. Polisin çok ağır saldırıları karşısında, nöbet tutan eylemcilerden kimse tutuklanmazken ağır fiziki darbe almaktan kurtulamadılar.

O günden beri her gün gerçekleşen ve gittikçe tüm ülkeye yayılan bir eylem dalgası var. Şimdiye kadar yaralılar ile birlikte 37 kişi tutuklandı. 27 Mayıs akşamı alternatif bir basın merkezi polis tarafından saldırıya uğramıştı. Saldırının önüne geçmek isteyen CUP milletvekilleri kendilerini adeta kırmızı ışınlı silahlı polislerin önüne atmışlardı.  

Bu konuyu CUP milletvekilli David Ramos Fernandez ile konuştuk.  Bir araya toplamayı esas alan meclis tarzı demokratik örgütlenmede uzun bir siyasi geleneği olan İspanya'da, Halk Birliği Üyeliği (Candidatura d’Unitat Popular-CUP) da benzer bir yapıya sahip. 22 olan belediye encümen sayısını 2013'deki yerel seçimlerde 101'e çıkarmayı başaran CUP, dört belediye başkanlığını da elde etmeyi başarmıştı.

MAHALLENİN TABAN ÖZERKLİĞİNE DAYALI KARAKTERİ

Bir milletvekili olarak çatışma alanında yer alan Fernandez, bu direnişin amaçlarını ANF'ye değerlendirdi:  "Direniş Pazartesi günü başladı, Can Vies’te yaşayan insanlar tek tek dışarı atılmaya başlandı. Can Vies şehrimizin alternatif yaşam sembolüdür. 17 yıllık bir tarihi var. Devrimci radikal sol hareketleri 97’de binayı işgal ettiler. Özellikle’de gençlerin girişimi olarak da değerlendirebiliriz. Çünkü uzun yıllar boyunca Barselona’da gençliğe özgü sosyal alanların çok eksik ve yok gibi olduğunu biliyorduk.

Bu anlamda o merkezin bu şekilde gelişmesi toplumun öz gelişimi ve öz yönetim gücünü açığa çıkarması açısından büyük önem teşkil etmekteydi. Barselona belediyesinde sol hükümet üyelerin yıkım kararını kınadılar, ancak eski komünistler olarak bilinen bir diğer ‘sol parti’ de bu kınamaya katılmadı. İster bunlar isterse de sosyal demokratlar partisi, bu mahallenin taban özerkliğine dayalı karakterini anlamıyorlar. Yani bu mahalleyi tanımlama biçimleri karmaşık bir gerçeğe sahiptir. Bu durumda her şeyden önce iktidar kullanımında alternatif vatandaşlara karşı saygısız bir yaklaşım olmaktadır. 17 yıl boyunca binlerce insanın gelip gittiği bir politik, sosyal ve kültürel bir merkezdir. Eylemlerin çapı ülkede ne kadar yaygın olarak tanındığı ve sahiplenildiğini açıkça gösteriyor."

POLİS ALTERNATİF BASIN MERKEZİNE DE SALDIRDI

Can Vies merkezi basıldıktan sonra 4000 kişinin toplandığını anlatan Fernandez, şöyle devam etti: "Tüm mahalle polis ile sarılmıştı. Mahalle bir militarizasyonun pençesindeydi. Yani eylemler dışındaki mahalle sakinleri bile polisler tarafından düşman olarak bellenmişti. Daha sonra alternatif basın merkezine yöneldiler. İnsanlar merkezi korumak için önünde toplandılar.  Küçük bir ara sokakların bitiştiği bir meydanda olan gazetecilerin merkezi ablukaya alındı. Demir perdeyi çekip camları kırdılar, cam parçaları içeride bulunan insanların yüzlerini parçaladı. Dört kez yöneldiler. Bende bir milletvekili olarak merkezin önünde durarak onları engellemeye çalışıyordum, başka bir milletvekili arkadaşımızı kırmızı ışınlı silahlarda hedeflediler. Temel hedefleri panik yaratmaktı ama buna karşın direniş yükseldi. 92’den bu yana bağımsızlıkçıların alternatif basın merkezlerinde ve yayın organlarına baskın yapılmamıştı. Bu yönelimler ile daha çok Franco döneminde karşılaşılıyordu."

DEVLET İLE HALK ARASINDA DİYALOG KOPTU

Fernandez, bugün eylemcilerin taleplerinin neler olduğunu ve direnişin sürüp sürmeyeceği konusunda şunları söylüyor: "Çok çeşitli talepleri bulunuyor. Öncelikle elbette ki öz yönetim merkezlerine saygı duyulması. Tüm sosyal hareketler ve sakinler için bir site’nin inşa edilmesi.  Barselona belediyesi ekonomik sorunlara çok ilgili ama kendi yurttaşlarının ekonomik sorunları ile değil. Devlet ve halkın arasında diyalog çoktan koptu, kırıldı. Ancak bizim Can Vies’in enkazlarından tekrar dirilip doğacağına hiç şüphemiz yok. Can Vies bize gösterdi ki bunun için izin alması gerekmiyor. Bu anlamda direniş her zaman olacak."

CAN VİES'LER ÇOĞALACAK

Fernandez, "Bir inşa gücü Can Vies enkazlarından tekrar doğacak, şimdiden insanlar inşaatlardan malzeme taşımaya başladılar. Günler geçtikçe bu yapılar büyüyecek ve yeni Can Vies’lar örgütlü yaşamın okulları olacak"  diye ekliyor.