Nürnberger Zeitung'da yer alan Türkiye ile ilgili yorumda şu görüşlere yer verildi:

“Muhalefet için özellikle de Kürtler için durum daha sıkıştırıcı olabilir. Çoğu yakında tek bir kaçış yolu görebilir: Ülkeyi terk etmek ve vize serbestisi gelince yasal olarak vizeyle Avrupa'ya seyahat etmek. Siyasi olarak takibe uğradıkları için kabul edilme konusunda iyi bir şansa sahip olabilirler. Şu anda bile Almanya'da 11 bin Türkiye kökenli Kürt siyasi mülteci olarak bulunuyor.”

Frankfurter Rundschau ise Avrupa-Türkiye ilişkilerini ele alıyor:

“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kısmen antidemokratik tutumunu eleştirenler aynı zamanda Alman hükümeti ve AB'nin hatalarından da bahsetmeli. Kürt çatışmasını alevlendirdiği ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu azlettiği için, Merkel hükümeti ve AB'nin Erdoğan'a karşı daha sert bir tutum takınmasını isteyenler, mülteci anlaşmasının Başbakan Angela Merkel ve AB'nin pozisyonunu Türkiye'ye karşı ne kadar zayıf hale getirdiğini unutmasın. Şu da söylenebilir: Erdoğan'a eleştirisinde ciddi olanlar Brüksel ve Berlin'in korumacı politikasının sonlandırılması için de mücadele etmeli. Alman hükümeti ve AB'nin ölçülü göç politikası desteklenmeli ki Suriye'deki iç savaştan kaçmak için her şeyi riske etmesinler. Ancak bu çözüm olasılığını da AB üyeleri dayanışma içermeyen tutumlarıyla engelledi.”

Westfälische Nachrichten ise Erdoğan'ın tutumu karşısında AB üyelik müzakerelerinin dondurulması gerektiğini yazıyor:

“Erdoğan, bizzat açık bir şekilde AB ile ilişkileri sonlandırdı. Brüksel'in Türkiye'den terör yasalarını değiştirmesi talebini reddetti. Erdoğan, AB'ye ‘Sen yoluna, biz yolumuza' sözleriyle meydan okudu. Ankara'nın sinyali hiç de iyi değil. Brüksel yavaş yavaş rengini belli etmeli ve Türkiye ile üyelik müzakerelerini dondurmalı.”

Mitteldeutsche Zeitung gazetesi terör örgütü IŞİD'in ağına düşen çocuklara nasıl yardım edilmesi gerektiğini anlatan bir yoruma yer veriyor:

“Hollanda anayasayı koruma yetkililerine göre IŞİD 9 yaşındakileri bile savaşçı olarak eğitmekten çekinmiyor. Üstelik sistematik olarak... Ancak yine de anayasayı koruma dairesinin kaydı konusunda dikkatli olunmalı. Bu, bu durumdan etkilenenlerin damgalanmasına yol açabilir. Görevdeki güvenlik yetkilileri, başka çözümler de olabileceğini genellikle unutuyor. Danışma merkezleri aşırı yoğun durumda. Buralar güçlendirilmeli. Şu kesin: İdeolojik açıdan yolunu şaşırmış çocuklar öncelikle pedagojik bir sorundur. Başka bir perspektife alışanlar, sonunda teröristlerin mantığını izler.”

DW/Başak Sezen